1085
gelinen nokta yıllardır yapılan zincirleme hataların bir sonucu.
futbolculara verilen fahiş maaşlar, kur 2-3 tl iken bu kadar ciddi bir yük değildi elbette kulüplerin omuzlarında. fakat 3 milyon euro olan bir futbolcunun maaşı 2012-2013'te 9 milyon tl yapıyorken şu an 26 milyon tl'den fazla bir rakama tekabül ediyor. bu elbette ülke ekonomisinin batık olmasının bir sonucu, bu kur dalgalanmasından kulüpleri asla sorumlu tutamayız. neticede kulüpler avrupa geliri almadığı takdirde tüm gelirleri sabit ve aradan geçen yıllarda 3'e katlanan bir gelir kalemi olduğunu veya olabileceğini de zannetmiyorum. hal böyle olunca da tüm kulüplerimiz ffp kıskacına girdi ve bunun bir sonucu olarak da eskisi gibi transfere ciddi bonservis ödenmeme yollarına gidildi. yani günü kurtarmak temel amaç haline geldi.
nedir bu alternatif yollar? son birkaç yılda en çok tercih edilen yöntem: tabii ki oyuncu kiralama.
sörloth, moses, vincent janssen, andre ayew, slimani, prince boateng, kagawa, talisca, saracchi, florin andone, mario lemina, jean michelle seri, mitroglou, henry onyekuru ve çok daha fazlası. hepsinin ortak noktası da geçici bir çözüm olarak bonservis verilmeden kiralık olarak alınmış olmaları. en basitinden takımınızın orta sahasında 2-3 tane kiralık oyuncu oynuyorsa bir sonraki sezon orta sahanızı yeniden kurmak zorunda kalıyorsunuz bizim bu sene içinde olduğumuz durum gibi. her sene takımın yeniden kabuk değiştirmesi kabul edilemez bir durum.
gelinen noktada takımlarımızın hepsi günü kurtarmak maksatlı yönetiliyor veya transfer yapıyorlar. haliyle de toplama takımlardan farksız bir görüntü var. böyle olunca da avrupa'nın sistem sahibi, oturmuş kadrosu olan herhangi bir takımı bile bizim takımlarımızı rahatlıkla eleyebiliyor turnuvalarda. bu takımın kim olduğunun hiç önemi yok. bugün paok olur, yarın östersunds, sonraki gün slovan bratislava.
birkaç sene içinde de bu tablonun değişmesi maalesef mümkün görünmüyor.
futbolculara verilen fahiş maaşlar, kur 2-3 tl iken bu kadar ciddi bir yük değildi elbette kulüplerin omuzlarında. fakat 3 milyon euro olan bir futbolcunun maaşı 2012-2013'te 9 milyon tl yapıyorken şu an 26 milyon tl'den fazla bir rakama tekabül ediyor. bu elbette ülke ekonomisinin batık olmasının bir sonucu, bu kur dalgalanmasından kulüpleri asla sorumlu tutamayız. neticede kulüpler avrupa geliri almadığı takdirde tüm gelirleri sabit ve aradan geçen yıllarda 3'e katlanan bir gelir kalemi olduğunu veya olabileceğini de zannetmiyorum. hal böyle olunca da tüm kulüplerimiz ffp kıskacına girdi ve bunun bir sonucu olarak da eskisi gibi transfere ciddi bonservis ödenmeme yollarına gidildi. yani günü kurtarmak temel amaç haline geldi.
nedir bu alternatif yollar? son birkaç yılda en çok tercih edilen yöntem: tabii ki oyuncu kiralama.
sörloth, moses, vincent janssen, andre ayew, slimani, prince boateng, kagawa, talisca, saracchi, florin andone, mario lemina, jean michelle seri, mitroglou, henry onyekuru ve çok daha fazlası. hepsinin ortak noktası da geçici bir çözüm olarak bonservis verilmeden kiralık olarak alınmış olmaları. en basitinden takımınızın orta sahasında 2-3 tane kiralık oyuncu oynuyorsa bir sonraki sezon orta sahanızı yeniden kurmak zorunda kalıyorsunuz bizim bu sene içinde olduğumuz durum gibi. her sene takımın yeniden kabuk değiştirmesi kabul edilemez bir durum.
gelinen noktada takımlarımızın hepsi günü kurtarmak maksatlı yönetiliyor veya transfer yapıyorlar. haliyle de toplama takımlardan farksız bir görüntü var. böyle olunca da avrupa'nın sistem sahibi, oturmuş kadrosu olan herhangi bir takımı bile bizim takımlarımızı rahatlıkla eleyebiliyor turnuvalarda. bu takımın kim olduğunun hiç önemi yok. bugün paok olur, yarın östersunds, sonraki gün slovan bratislava.
birkaç sene içinde de bu tablonun değişmesi maalesef mümkün görünmüyor.