95
futbol oyununda ki en farklı oyuncu tipidir. oyunun temeli ayakla oynanma üstüne kurulmasına rağmen, ellerini kullanabilme hakkına sahip olan, ceza sahasının sahibidir. galatasaray futbol takımı benim hatırladığım, simovic'ten bu yana türk kalecilerden istedigi verimi alamamıştır. 9 yıldan bu yana kalemizi muslera koruduğu için kafamız rahattı, sakatlanınca yine ne olacak demeye basladik, çünkü hayrettinler, nezihiler, ve adını unuttuğum bir sürü kaleci bize büyük travmalar yaşattı. çok iyi kaleciler ile oynamanın kötü tarafi standartları yükseltmesi ve onların yerine gelen, onlar kadar kaliteli olmasa da seni rahatlıkla götürebilecek kalecilerin, seni tatmin etmemesi ile sonuçlanması. en güzel örneklerinden biri de sanctis'tir.
futbolda kaleci, 10 numara pozisyonu ve golcü, çıkması en zor 3 pozisyondur. bu 3 pozisyonda da doğuştan gelen yeteneğe sahip olmak mecburidir. ben kalecilerle ilgili yazacam. sürekli olarak kaleci yetistirememekten yakiniyoruz. kaleci yetişmez. denk gelir. binlerce oyuncu alıp, onlari doğru antrenman metodu ile stoper, kanat, dmc yapabilirsiniz. fakat bin tane kaleci fiziğine sahip adami, içinde yetenek yoksa ne yaparsanız yapın iyi bir kaleci yapamazsınız.
iyi kaleciler, karşı karşıya kaldıklarında, topu kurtarmaktan ziyade, karşı oyuncuyu kendi istedikleri vuruşu yapmaya zorlar, böylece hata yapmasini sağlar. bizden örnek vermek gerekirse muslera'nın bire bir kurtarış yüzdesinin yüksek olma sebebi budur. bunu yapmayı becerebilmek, insana yuklenebilen birşey değildir. antrenmanlar ile, bir çok şeyi ogretebilirsiniz, ama ani gelen toplara verilen, reaksiyon hızını ogretemezsiniz. kaleye gelen sutlarda doğru pozisyon almak çok önemlidir. duran toplarda, kanat akinlarinda, cepheden gelen ataklarda, nerde durulması gerektiği antremanda gösterilir. fakat o topa çıkıp çıkmamak, cepheden sut geleceğini hissedip, kaç adım ileri çıkmak gerektiği, topun nereye gidecegini tahmin etmek, özel bir yetenektir. 1 saniye bile dolmadan karar vermeyi gerektirir. üst düzey kalecilerin karar verme hızları çok yüksektir. oyunu en geriden izlediği için, atakları, boşlukları gayet iyi görür ve topun kaleye nasıl bir şekilde ulaşacağını önceden hesaplayabilir. o nedenle de öyle bir yer tutar ki, sanki top üstüne gelmiş gibi bir görüntü oluşturur. iyi kalecilerin ortak özelliklerinden ikisi de yüksek özgüven ve cesaret sahibi olmalaridir. pozisyondan korkmazlar.
parasını verip, üst düzey bir kaleci alabilirsiniz, ama şansınıza denk gelmezse, ya da kalecinin şansına denk gelemezse yetistiremezsiniz. terim rüştü'yü bulmasa bugün hiç birimiz adını bile duymayabilirdik. trabzon'da uğurcan çakır'in, onur kıvrak kadro dışı kalmasa, kendini göstermesi uzun surebilirdi. mesela uğurcan, gs altyapısı seçmelerine boyu kısa olduğu için kabul edilmediğini söylemişti. zamanında yeteneğe denk gelmişiz ama yetenek yerine fiziğe bakan bir hocanın şanssızlığına kurban etmişiz.
not: aslında yazabilecek çok daha fazla düşüncem olsa da yazi dilinde, çok iyi olmadığım için, anlam bütünlüğünü bozmadan beceremiyorum.
futbolda kaleci, 10 numara pozisyonu ve golcü, çıkması en zor 3 pozisyondur. bu 3 pozisyonda da doğuştan gelen yeteneğe sahip olmak mecburidir. ben kalecilerle ilgili yazacam. sürekli olarak kaleci yetistirememekten yakiniyoruz. kaleci yetişmez. denk gelir. binlerce oyuncu alıp, onlari doğru antrenman metodu ile stoper, kanat, dmc yapabilirsiniz. fakat bin tane kaleci fiziğine sahip adami, içinde yetenek yoksa ne yaparsanız yapın iyi bir kaleci yapamazsınız.
iyi kaleciler, karşı karşıya kaldıklarında, topu kurtarmaktan ziyade, karşı oyuncuyu kendi istedikleri vuruşu yapmaya zorlar, böylece hata yapmasini sağlar. bizden örnek vermek gerekirse muslera'nın bire bir kurtarış yüzdesinin yüksek olma sebebi budur. bunu yapmayı becerebilmek, insana yuklenebilen birşey değildir. antrenmanlar ile, bir çok şeyi ogretebilirsiniz, ama ani gelen toplara verilen, reaksiyon hızını ogretemezsiniz. kaleye gelen sutlarda doğru pozisyon almak çok önemlidir. duran toplarda, kanat akinlarinda, cepheden gelen ataklarda, nerde durulması gerektiği antremanda gösterilir. fakat o topa çıkıp çıkmamak, cepheden sut geleceğini hissedip, kaç adım ileri çıkmak gerektiği, topun nereye gidecegini tahmin etmek, özel bir yetenektir. 1 saniye bile dolmadan karar vermeyi gerektirir. üst düzey kalecilerin karar verme hızları çok yüksektir. oyunu en geriden izlediği için, atakları, boşlukları gayet iyi görür ve topun kaleye nasıl bir şekilde ulaşacağını önceden hesaplayabilir. o nedenle de öyle bir yer tutar ki, sanki top üstüne gelmiş gibi bir görüntü oluşturur. iyi kalecilerin ortak özelliklerinden ikisi de yüksek özgüven ve cesaret sahibi olmalaridir. pozisyondan korkmazlar.
parasını verip, üst düzey bir kaleci alabilirsiniz, ama şansınıza denk gelmezse, ya da kalecinin şansına denk gelemezse yetistiremezsiniz. terim rüştü'yü bulmasa bugün hiç birimiz adını bile duymayabilirdik. trabzon'da uğurcan çakır'in, onur kıvrak kadro dışı kalmasa, kendini göstermesi uzun surebilirdi. mesela uğurcan, gs altyapısı seçmelerine boyu kısa olduğu için kabul edilmediğini söylemişti. zamanında yeteneğe denk gelmişiz ama yetenek yerine fiziğe bakan bir hocanın şanssızlığına kurban etmişiz.
not: aslında yazabilecek çok daha fazla düşüncem olsa da yazi dilinde, çok iyi olmadığım için, anlam bütünlüğünü bozmadan beceremiyorum.