25733
kendisinin çok büyük bir hayranı olarak söylemeliyim ki çok yanlış yollarda olan imparatordur. hani kendisinin bir lafı vardır, eskisinden daha hırslıyım diye, ben de kendisine eskisinden daha kırgınım.
nereden başlasam, nereye varsam bilemiyorum ancak adım adım galatasaray'ı felakete sürüklüyor ve henüz kendisini eleştirenler bile bunun farkında değil.
muhtemelen gelecek sezon bu sezondan bile daha başarısız olacak. bugünleri de mumla arayacak. arda turan, caner erkin, semih kaya, emre çolak + selçuk inan * gibi bir topluluğun bulunduğu bir yapının başarılı olma ihtimali yoktur. bunu da fatih terim'in attığı tırnak kadar futboldan anlamayan biri olarak söylüyorum. hayat tecrübem ve hayata bakışım bana bunu söyletiyor. kendisi bu kişilikleri kulübe en aşağı 2+1 yıllığına bağlayacak, başarısız olursa da 6 ay sonra istifa edecek. bu insanların zulmünü de bu kulüp ve bu taraftar çekecek.
arda turan: barcelona'nın bir bildiği yok, başakşehir'in bir bildiği yok, fatih hocamın var. bu insanın bulunduğu bir ortamda iyilikten ve güzellikten yana hiçbir şeyin olamayacağını bunlar anladılar ama bir bildikleri yoktu gene de. sırf futbolu galatasaray'da bıraksın, futbolu bıraktıktan sonra ne işe yarayacağı belli olmayan bir insan, camianın çocuğu olarak anılsın diye bu kulübe bu kötülüğü yapmaya değer mi? benim alacağım formadan, lisanslı üründen bu kişinin kursağına tek bir kuruş girerse hakkım helal değildir.
bu kişinin saha dışında yaptığı izahı dahi olamayacak şeyleri zaten geçiyorum; euro 2016'da fatih terim adını ve itibarını lekelemiş ve yerle bir etmiştir. bugün fatih terim isminin futbolcular üzerinde eski otoritesi yoksa, bugün fatih terim'in aurasında, karizmasında eski günlerinden yeller esiyorsa, suçlusu terim ismine o travmayı yaşatan bu insandır. hani terim diyordu ya hata bana değil, türk halkına yapılmıştır diye. o yarım kalan itibar suikastının ucu sadece terim'e değil, bugün galatasaray'a bile dokunmuştur. ve bu insanın bu kulüpten, bu camiadan hayatının geri kalanında nemalanması için bu kulübe adım atmasını aklı başında hiç kimse içine sindiremez.
galatasaray tarihinde, en azından benim gördüğüm dönem içerisinde, fatih terim kadar taraftarı bu kadar ciddiye almayan, taraftarı bu kadar değersiz gören, önemsemeyen ne teknik direktör, ne futbolcu ne de liseci gördüm. liseciler bile terim'den daha çok önemsiyordur galatasaray taraftarını.
hoca bilmiyorum farkında mı ama arda turan ismi kendisinin itibarını yerle bir etmişken kendisini bu kulübe getiren ne dursun özbek'tir, ne de mustafa cengiz'dir. onu buraya geri getiren sadece galatasaray taraftarıdır. bunu da hiçbir zaman unutmasın.
bir aydın yılmaz-erman kılıç mevzusu vardır hala unutamadığım. tepkiler üstüne taraftara çektiği ultimatom hala kulaklarımda çınlıyor. nerede şimdi aydın yılmaz? bilmiyorum adını doğru yazdım mı acaba... neyse ki erman kılıç o kadar şerefli o kadar namuslu bir insandı ki bazı evlatlar gibi kulübe kene gibi yapışmaktansa oynayacağı yere gitti. olsun taraftarın istediği olmamıştı. bundan daha doğru ne olabilirdi ki?
taraftarı cümle aleme rezil kepaze eden sinan gümüş'ün 11 mayıs 2019 çaykur rizespor galatasaray maçı penaltıyı kullanma isteğini "o da barışıp döneyim istiyor" diye o kadar rahat söylüyordu ki sanırım taraftara bakış açısını en net burada görmüştüm. seneler boyunca unutulmayacak bir dalga konusunu bu taraftarın üstüne zımbalayan bu zat penaltıyı kullanıp gole çevirseydi bizimle barışacaktı. o zatın oynatılması bile taraftarın terim'in gözündeki kıymetini alenen ifade ediyor zaten fazla söze gerek yok.
geldiği güne kadar selçuk inan her maçta ıslıklanıyordu. bizim olduğumuz yerde ıslıklamazlar dedi kimse gıkını çıkarmadı. terim'in olduğu yerde ıslıklanmadı da 2 sene daha kulübün başına bela olsun diye miydi? taraftar terim vakti gelince doğrusunu yapar deyip sustu. nereden bilelim yıllarca bu kulübün başına bela edileceğini. bu insanın yıkık duruşu, silik ve bitik bakışları galatasaray kulübüne de kulübesine de yakışmıyor. bu insanın bitik tavrı galatasaray'ın ruhunu emiyor, bu kötülüğü galatasaray'a yapmayın dedikçe sözleşme yenilendi, şimdi de kulübede yanında oturtacakmış. burada olsa sabri de kalırmış. çünkü taraftar istemiyordu. taraftar ne diyorsa tersi yapılmalı, doğru olan budur. selçuk'un her oynadığı maçta puan kaybettirmesi mühim değil. neticede taraftarın dediği yapılmadı. bundan daha haklı bir durum olamaz.
belhanda taraftarın, affınıza sığınarak ifade ediyorum anasına sövdü. evet, bu insan bu taraftarın anasına sövdü ve arkasında kapılar gibi fatih terim vardı. hiç uzatmayacağım, fazla söze gerek yok.
benim gördüklerimde bildiğim tek şey şudur ki terim'in nezdinde taraftarın zerre kıymeti yoktur. ve bilhassa pandemi sürecinde şunu anladım ki taraftar bu kulübün yarısını geçtim her şeyidir. umarım terim de bir gün bunun farkına varır.
eğer silinmezse ben bu entry'i bir yıl sonra gururla editleyeceğim. terim'in gelecek sezon yapmayı planladığı şeyler galatasaray'ı felakete sürüklemektedir. belki kenisi istifa da bir hizmettir diye düşünüp bizi yine terk edecektir ancak bırakacağı galatasaray kendisinden sonra gelenlerin altında kalacağı bir kaos ve kıyamet olacak. benim eğer zerre umursuyorsa bir galatasaray taraftarı olarak kendisinden isteğim ve beklentim şudur; bir bildiğinin olduğunu düşünerek bu kulübe getireceği kişilere ne kadar sözleşme yapılacaksa o süreler dolmadan istifa etmemesidir. her ne olursa olsun bu kişilerin sözleşmeleri dolmadan kulüpten ayrılmamalıdır. bu kişilerin bu kulüpteki vadeleri dolana kadar, neden olacakları başarısızlıkların sorumluluğunu son saniyeye kadar alsın, asla bizi onların zulmüyle baş başa bırakmasın. kendisinden tek ricam budur.
nereden başlasam, nereye varsam bilemiyorum ancak adım adım galatasaray'ı felakete sürüklüyor ve henüz kendisini eleştirenler bile bunun farkında değil.
muhtemelen gelecek sezon bu sezondan bile daha başarısız olacak. bugünleri de mumla arayacak. arda turan, caner erkin, semih kaya, emre çolak + selçuk inan * gibi bir topluluğun bulunduğu bir yapının başarılı olma ihtimali yoktur. bunu da fatih terim'in attığı tırnak kadar futboldan anlamayan biri olarak söylüyorum. hayat tecrübem ve hayata bakışım bana bunu söyletiyor. kendisi bu kişilikleri kulübe en aşağı 2+1 yıllığına bağlayacak, başarısız olursa da 6 ay sonra istifa edecek. bu insanların zulmünü de bu kulüp ve bu taraftar çekecek.
arda turan: barcelona'nın bir bildiği yok, başakşehir'in bir bildiği yok, fatih hocamın var. bu insanın bulunduğu bir ortamda iyilikten ve güzellikten yana hiçbir şeyin olamayacağını bunlar anladılar ama bir bildikleri yoktu gene de. sırf futbolu galatasaray'da bıraksın, futbolu bıraktıktan sonra ne işe yarayacağı belli olmayan bir insan, camianın çocuğu olarak anılsın diye bu kulübe bu kötülüğü yapmaya değer mi? benim alacağım formadan, lisanslı üründen bu kişinin kursağına tek bir kuruş girerse hakkım helal değildir.
bu kişinin saha dışında yaptığı izahı dahi olamayacak şeyleri zaten geçiyorum; euro 2016'da fatih terim adını ve itibarını lekelemiş ve yerle bir etmiştir. bugün fatih terim isminin futbolcular üzerinde eski otoritesi yoksa, bugün fatih terim'in aurasında, karizmasında eski günlerinden yeller esiyorsa, suçlusu terim ismine o travmayı yaşatan bu insandır. hani terim diyordu ya hata bana değil, türk halkına yapılmıştır diye. o yarım kalan itibar suikastının ucu sadece terim'e değil, bugün galatasaray'a bile dokunmuştur. ve bu insanın bu kulüpten, bu camiadan hayatının geri kalanında nemalanması için bu kulübe adım atmasını aklı başında hiç kimse içine sindiremez.
galatasaray tarihinde, en azından benim gördüğüm dönem içerisinde, fatih terim kadar taraftarı bu kadar ciddiye almayan, taraftarı bu kadar değersiz gören, önemsemeyen ne teknik direktör, ne futbolcu ne de liseci gördüm. liseciler bile terim'den daha çok önemsiyordur galatasaray taraftarını.
hoca bilmiyorum farkında mı ama arda turan ismi kendisinin itibarını yerle bir etmişken kendisini bu kulübe getiren ne dursun özbek'tir, ne de mustafa cengiz'dir. onu buraya geri getiren sadece galatasaray taraftarıdır. bunu da hiçbir zaman unutmasın.
bir aydın yılmaz-erman kılıç mevzusu vardır hala unutamadığım. tepkiler üstüne taraftara çektiği ultimatom hala kulaklarımda çınlıyor. nerede şimdi aydın yılmaz? bilmiyorum adını doğru yazdım mı acaba... neyse ki erman kılıç o kadar şerefli o kadar namuslu bir insandı ki bazı evlatlar gibi kulübe kene gibi yapışmaktansa oynayacağı yere gitti. olsun taraftarın istediği olmamıştı. bundan daha doğru ne olabilirdi ki?
taraftarı cümle aleme rezil kepaze eden sinan gümüş'ün 11 mayıs 2019 çaykur rizespor galatasaray maçı penaltıyı kullanma isteğini "o da barışıp döneyim istiyor" diye o kadar rahat söylüyordu ki sanırım taraftara bakış açısını en net burada görmüştüm. seneler boyunca unutulmayacak bir dalga konusunu bu taraftarın üstüne zımbalayan bu zat penaltıyı kullanıp gole çevirseydi bizimle barışacaktı. o zatın oynatılması bile taraftarın terim'in gözündeki kıymetini alenen ifade ediyor zaten fazla söze gerek yok.
geldiği güne kadar selçuk inan her maçta ıslıklanıyordu. bizim olduğumuz yerde ıslıklamazlar dedi kimse gıkını çıkarmadı. terim'in olduğu yerde ıslıklanmadı da 2 sene daha kulübün başına bela olsun diye miydi? taraftar terim vakti gelince doğrusunu yapar deyip sustu. nereden bilelim yıllarca bu kulübün başına bela edileceğini. bu insanın yıkık duruşu, silik ve bitik bakışları galatasaray kulübüne de kulübesine de yakışmıyor. bu insanın bitik tavrı galatasaray'ın ruhunu emiyor, bu kötülüğü galatasaray'a yapmayın dedikçe sözleşme yenilendi, şimdi de kulübede yanında oturtacakmış. burada olsa sabri de kalırmış. çünkü taraftar istemiyordu. taraftar ne diyorsa tersi yapılmalı, doğru olan budur. selçuk'un her oynadığı maçta puan kaybettirmesi mühim değil. neticede taraftarın dediği yapılmadı. bundan daha haklı bir durum olamaz.
belhanda taraftarın, affınıza sığınarak ifade ediyorum anasına sövdü. evet, bu insan bu taraftarın anasına sövdü ve arkasında kapılar gibi fatih terim vardı. hiç uzatmayacağım, fazla söze gerek yok.
benim gördüklerimde bildiğim tek şey şudur ki terim'in nezdinde taraftarın zerre kıymeti yoktur. ve bilhassa pandemi sürecinde şunu anladım ki taraftar bu kulübün yarısını geçtim her şeyidir. umarım terim de bir gün bunun farkına varır.
eğer silinmezse ben bu entry'i bir yıl sonra gururla editleyeceğim. terim'in gelecek sezon yapmayı planladığı şeyler galatasaray'ı felakete sürüklemektedir. belki kenisi istifa da bir hizmettir diye düşünüp bizi yine terk edecektir ancak bırakacağı galatasaray kendisinden sonra gelenlerin altında kalacağı bir kaos ve kıyamet olacak. benim eğer zerre umursuyorsa bir galatasaray taraftarı olarak kendisinden isteğim ve beklentim şudur; bir bildiğinin olduğunu düşünerek bu kulübe getireceği kişilere ne kadar sözleşme yapılacaksa o süreler dolmadan istifa etmemesidir. her ne olursa olsun bu kişilerin sözleşmeleri dolmadan kulüpten ayrılmamalıdır. bu kişilerin bu kulüpteki vadeleri dolana kadar, neden olacakları başarısızlıkların sorumluluğunu son saniyeye kadar alsın, asla bizi onların zulmüyle baş başa bırakmasın. kendisinden tek ricam budur.