2076
siyasetin eliyle büyüdüğü için yıllar sonra hiç iyi anılmayacak bir kulüptür. taraftarı olmadığından ötürü bir ara şampiyonluktan kopan üç büyüklerin taraftarlarına başakşehir'e sempati beslemeleri konusunda uğraşları da boşa çıkmıştır. elbette bunu alenen yapamazlardı. medya'da bunu birkaç kaleme, konuşana yaptırmak istediler. fakat bunda da başarılı olamadılar. 'olmayınca olmaz' denilen bir deyimin cuk oturduğu örnek başakşehir futbol kulübüdür.
günümüze gelirsek.. evet, 2019-2020 sezonu şampiyonu olacaklardır. biz hakemleri bir kenara bırakırsak, kendi elimizle şampiyonluğu ve de ikinciliği bu sezon diğer takımlara bıraktık. oyun şablonu kestirebildiğimiz, vasat ve üzeri oyuncularla son derece iyi bir kurguyla kaç senedir futbol oynayan takımın oyuncularına en azından futbol anlamında bir tebrik sunmayı kendi adıma borç bilirim. bu işin her şeyden sıyrılmış şekliyle, objektif müsabakaya bakış açısıyla alakalı durumu.
diğer taraftan siyasilerin etkisiyle bugünlere gelen bu kulübe rağmen, geçtiğimiz iki yılda alınan şampiyonluklarımızı düşündüğüm an mutlu oluyorum. evet, istediğimiz bir futbol anlayışı ile takımımız oynamasa da geçtiğimiz iki sezonun şampiyonluk kupaları müzemizde. bazen kendimize bile itiraf etmekte zorlandığımız anlar olur. galatasaray bu sene bu halde ise (aslında çok berbat halde diyesim de gelmiyor, vasatlığı kabullendik) bunu her ne kadar maç maç hakem ve arkasındaki sisteme kızsak da, suçu kendimizde aramamız gerekliliğini önemsiyorum. yoksa siyasetin eliyle de bir yere kadar gelebiliyor bazı şeyler. en azından milyonların böylesine gözü dönmüş şekilde takip edebileceği sportif müsabakalar da daha ince kimi zaman dokunuşlar oluyor, olmak zorunda kalıyor.
özellikle başkanımız mustafa cengiz bile görevi devraldığı günden bu yana siyaset konusunda yaptığı açıklamalar da topyekun biat olarak algılanması hata olabilecek pragmatik bir eğilimde bulunmuştur ki, birey olarak bazı tutumları kabul edemesek de bu süreci anlayışla karşılamak zorunda kalıyoruz.
ve son cümle babında; taraftarı olmasa da, arkasında güçlü bir siyasi lobi olsa da, trabzonspor yerine istanbul başakşehir futbol kulübü'nü şampiyon olarak görmekte beis görmüyorum. takımımız ve taraftarları ocu, bucu denilerek yaftalanırken, başkanları çıkıp neredeyse ' vatan haini' olarak tanımlamaktan çekinmedikleri kulübümüze en azından böylesine çirkef, pis ithamlarda bulunmayan/ bulunmayacak bir takım olgusunun şampiyonluğu daha cazip geliyor.
mizahi anlamda da tahsin hasoğlu ve istanbul başakşehir futbol kulübü bir bağ olarak tarihe geçtiği için de komik geliyor.
günümüze gelirsek.. evet, 2019-2020 sezonu şampiyonu olacaklardır. biz hakemleri bir kenara bırakırsak, kendi elimizle şampiyonluğu ve de ikinciliği bu sezon diğer takımlara bıraktık. oyun şablonu kestirebildiğimiz, vasat ve üzeri oyuncularla son derece iyi bir kurguyla kaç senedir futbol oynayan takımın oyuncularına en azından futbol anlamında bir tebrik sunmayı kendi adıma borç bilirim. bu işin her şeyden sıyrılmış şekliyle, objektif müsabakaya bakış açısıyla alakalı durumu.
diğer taraftan siyasilerin etkisiyle bugünlere gelen bu kulübe rağmen, geçtiğimiz iki yılda alınan şampiyonluklarımızı düşündüğüm an mutlu oluyorum. evet, istediğimiz bir futbol anlayışı ile takımımız oynamasa da geçtiğimiz iki sezonun şampiyonluk kupaları müzemizde. bazen kendimize bile itiraf etmekte zorlandığımız anlar olur. galatasaray bu sene bu halde ise (aslında çok berbat halde diyesim de gelmiyor, vasatlığı kabullendik) bunu her ne kadar maç maç hakem ve arkasındaki sisteme kızsak da, suçu kendimizde aramamız gerekliliğini önemsiyorum. yoksa siyasetin eliyle de bir yere kadar gelebiliyor bazı şeyler. en azından milyonların böylesine gözü dönmüş şekilde takip edebileceği sportif müsabakalar da daha ince kimi zaman dokunuşlar oluyor, olmak zorunda kalıyor.
özellikle başkanımız mustafa cengiz bile görevi devraldığı günden bu yana siyaset konusunda yaptığı açıklamalar da topyekun biat olarak algılanması hata olabilecek pragmatik bir eğilimde bulunmuştur ki, birey olarak bazı tutumları kabul edemesek de bu süreci anlayışla karşılamak zorunda kalıyoruz.
ve son cümle babında; taraftarı olmasa da, arkasında güçlü bir siyasi lobi olsa da, trabzonspor yerine istanbul başakşehir futbol kulübü'nü şampiyon olarak görmekte beis görmüyorum. takımımız ve taraftarları ocu, bucu denilerek yaftalanırken, başkanları çıkıp neredeyse ' vatan haini' olarak tanımlamaktan çekinmedikleri kulübümüze en azından böylesine çirkef, pis ithamlarda bulunmayan/ bulunmayacak bir takım olgusunun şampiyonluğu daha cazip geliyor.
mizahi anlamda da tahsin hasoğlu ve istanbul başakşehir futbol kulübü bir bağ olarak tarihe geçtiği için de komik geliyor.
