12
özellikle sosyal medyadaki galatasaray taraftarında diğer büyük takımlara nazaran daha fazla gözlenen durum. bu tutum internet üzerinden başlıyor ve stada giden taraftara dahi uzanabiliyor. başlığı bulmaya çalışırken arama butonuna yeri yazdığımda çıkan öneriler bile yerli futbolcu mafyası, yerli futbolcuların galatasarayı sabote etmesi gibi başlıklardı.
twitter'ın vs konvansiyonel medyanın yerine geçmesi ile post-truth diye bir kavram çıktı son yıllarda. tam doğru karşılık olmamakla beraber türkçe'ye hakikat sonrası siyaset diye çevirmişler. seçmenlerin hassas oldukları durumlarla ilgili gerçek olmayan haber bombardımanı sonucu gerçeklerin değişmesi, farklı bir temele kayması diye özetlenebilir. ben de bugün burak yılmaz ve sabri sarıoğlu'nun muslera'yı ziyaret etmesi sonucu bu durumu bizim taraftardaki yerli futbolcu düşmanlığına çok benzettim. özellikle aysal'la kavga edip terim gittikten sonra terim dahil yerli her şeye karşı büyük bir nefret başladı. 4 senede 3 kere şampiyon olan çekirdek şampiyon olamadığı bir senede yerden yere vuruldu. ama özellikle selçuk inan, burak yılmaz ve sabri sarıoğlu'na burasi dahil pek çok yerde yeniçeri, yabancı düşmanı dendi. zaman eninde sonunda gerçeği gösteriyor ya; yıllar geçti mancini bizden ayrıldı burak ve selçuk ile sarıldı; sabri sneijder'i uğurlamaya havaalanına gitti; sneijder jübile maçına selçuk ve burak'ı davet etti. daha nice örnekler var. 10 yıldır bizde olan selçuk için ayrılan gelen kimse tek kötü sözde bulunmadı. ama 2014'te her gün hizipçi entrylerini okumam mümkündü. tıpkı ligde en çok yabancı kullanan hoca terim'in evlatçı diye suçlanması gibi...
ali koç'un gelmesi ve comolli'yi getirmesi ile başlayan süreçte fenerbahçe nasıl vizyon kelimesi ile zehirlendiyse; biz de benzerini ünal aysal ve italyan hocalar döneminde yaşadık. oynayan veysel sarı olmasına rağmen sırf kanat beki oynadığı için dizilişler övüldü, sırf yabancı diye ontivero'lar hayrovicler wonderkid diye pazarlandı.
ben taraftar olduğumun bilincindeyim. bugün scout olmayı yarın gazeteci olmayı kovalayamam. ben bu renge aşığım, kim faydalıysa kim arma için uğraşıyorsa onu desteklemek görevim. bu yüzden, ömer bayram bu sene beni yarışta tuttuysa ideal 11'de yine de yazılmıyorsa tepki gösteririm, 4. yıldızı aldıran yasin'in yazılmadığında gösterdiğim gibi... çünkü faydalı o olmuştur, evet nzonzi'nin cv'si harikadır ama tekmeye kafayı ömer sokmuştur.
vasat sevici diye bir kelime çıktı. türkse otomotikman vasatlığa tabi oluyor. övgü entryleri bile ömer yeteneksiz ama diye başlıyor mesela. cavanda sırf kar ettirerek gittiği için iyi hatırlanır sabri'nin göbeği unutulmaz. drogba chelsea maçını satar legend olur, umut hayatının en zor zamanında yuhalanır. niye, çünkü vasat.
galatasaray taraftarı olarak, yangın kelimesine gerektiğinden fazla kutsiyet atfederek yalandan dedikodulara çok oyuncumuzu kurban ettik yıllarca. geçmişi çabuk unutuyoruz. 3 sene önce 6. 7. olduk. bu zaferlerden sonra 'gs taraftarı doymaz abi bizim farkımız bu ehehe' goygoylarına erken başladık. savaşan, bize ait insanlar lazım. topa tam doğru açı ile vuramasa bile önemli maç öncesi takım whatsapp grubuna 'beyler uyuyamadım, yarın kazanmalıyız' yazacak adam da lazım.
özetle: hayır arkadaşım, selçuk pasta keserken sneijder'in kuyusunu kazmadı; sabri ben varken linnes niye geliyor da demedi ; burak türk oyuncuları restaurant açılışına çağırıp 'agalar bu yabancılardan kurtulmamız lazım,yaşasın turancılık' diye de bağırmadı. sen buraya her şeyi biliyor gibi yazmak, kaos duygunu tatmin etmek için uydurdun bunları. ama takımına da verdin zararını...
twitter'ın vs konvansiyonel medyanın yerine geçmesi ile post-truth diye bir kavram çıktı son yıllarda. tam doğru karşılık olmamakla beraber türkçe'ye hakikat sonrası siyaset diye çevirmişler. seçmenlerin hassas oldukları durumlarla ilgili gerçek olmayan haber bombardımanı sonucu gerçeklerin değişmesi, farklı bir temele kayması diye özetlenebilir. ben de bugün burak yılmaz ve sabri sarıoğlu'nun muslera'yı ziyaret etmesi sonucu bu durumu bizim taraftardaki yerli futbolcu düşmanlığına çok benzettim. özellikle aysal'la kavga edip terim gittikten sonra terim dahil yerli her şeye karşı büyük bir nefret başladı. 4 senede 3 kere şampiyon olan çekirdek şampiyon olamadığı bir senede yerden yere vuruldu. ama özellikle selçuk inan, burak yılmaz ve sabri sarıoğlu'na burasi dahil pek çok yerde yeniçeri, yabancı düşmanı dendi. zaman eninde sonunda gerçeği gösteriyor ya; yıllar geçti mancini bizden ayrıldı burak ve selçuk ile sarıldı; sabri sneijder'i uğurlamaya havaalanına gitti; sneijder jübile maçına selçuk ve burak'ı davet etti. daha nice örnekler var. 10 yıldır bizde olan selçuk için ayrılan gelen kimse tek kötü sözde bulunmadı. ama 2014'te her gün hizipçi entrylerini okumam mümkündü. tıpkı ligde en çok yabancı kullanan hoca terim'in evlatçı diye suçlanması gibi...
ali koç'un gelmesi ve comolli'yi getirmesi ile başlayan süreçte fenerbahçe nasıl vizyon kelimesi ile zehirlendiyse; biz de benzerini ünal aysal ve italyan hocalar döneminde yaşadık. oynayan veysel sarı olmasına rağmen sırf kanat beki oynadığı için dizilişler övüldü, sırf yabancı diye ontivero'lar hayrovicler wonderkid diye pazarlandı.
ben taraftar olduğumun bilincindeyim. bugün scout olmayı yarın gazeteci olmayı kovalayamam. ben bu renge aşığım, kim faydalıysa kim arma için uğraşıyorsa onu desteklemek görevim. bu yüzden, ömer bayram bu sene beni yarışta tuttuysa ideal 11'de yine de yazılmıyorsa tepki gösteririm, 4. yıldızı aldıran yasin'in yazılmadığında gösterdiğim gibi... çünkü faydalı o olmuştur, evet nzonzi'nin cv'si harikadır ama tekmeye kafayı ömer sokmuştur.
vasat sevici diye bir kelime çıktı. türkse otomotikman vasatlığa tabi oluyor. övgü entryleri bile ömer yeteneksiz ama diye başlıyor mesela. cavanda sırf kar ettirerek gittiği için iyi hatırlanır sabri'nin göbeği unutulmaz. drogba chelsea maçını satar legend olur, umut hayatının en zor zamanında yuhalanır. niye, çünkü vasat.
galatasaray taraftarı olarak, yangın kelimesine gerektiğinden fazla kutsiyet atfederek yalandan dedikodulara çok oyuncumuzu kurban ettik yıllarca. geçmişi çabuk unutuyoruz. 3 sene önce 6. 7. olduk. bu zaferlerden sonra 'gs taraftarı doymaz abi bizim farkımız bu ehehe' goygoylarına erken başladık. savaşan, bize ait insanlar lazım. topa tam doğru açı ile vuramasa bile önemli maç öncesi takım whatsapp grubuna 'beyler uyuyamadım, yarın kazanmalıyız' yazacak adam da lazım.
özetle: hayır arkadaşım, selçuk pasta keserken sneijder'in kuyusunu kazmadı; sabri ben varken linnes niye geliyor da demedi ; burak türk oyuncuları restaurant açılışına çağırıp 'agalar bu yabancılardan kurtulmamız lazım,yaşasın turancılık' diye de bağırmadı. sen buraya her şeyi biliyor gibi yazmak, kaos duygunu tatmin etmek için uydurdun bunları. ama takımına da verdin zararını...