135
not: öncelikle saçma sapan bir entry olmuş olabilir o yüzden kusura bakmayın. corona karantinasının verdiği can sıkıntısıyla ne yapsam ne yapsam diye düşünürken bu konuyla ilgili anlık duygularımı paylaşmaya karar verdim. çevreye verdiğim rahatsızlık için şimdiden özür dilerim.*
galatasaray'ın müzesine 1 uefa avrupa kupası, şampiyonlar ligi yarı finali, 5 sene veya daha fazla üst üste şampiyonluk gibi başarılar kazandırabilecek ikiliydi. gidişat da o yöndeydi. 2011'de ondördüncülüğe kadar gerilemiş şekilde aldıkları bir takımı 2013'te şampiyonlar liginde ilk 8 takım arasına sokan ve son iki yılın türkiye şampiyonu yapan ikiliydi. muazzam ilerliyorlardı. ama olmadı...
bir daha hiç barışamayacak şekilde ayırdılar yollarını ve biz ünal aysal-fatih terim ikilisiyle şampiyonlar liginde real madrid, manchester united tokatlayan bir takımdan, dursun özbek-igor tudor ile türkiye liginde başakşehir'den 5 yiyen bir takıma evrildik süreç içerisinde.
2013-2014'te terim gittikten sonra futbolun bir tadı kalmış mıydı juventus ve chelsea maçları dışında? ünal aysal'ın terim'e inatla değersiz davranması şart mıydı? galatasaray için terim'den daha iyi hoca var mıdır? ya da fatih terim'in hem galatasaray'ı hem milli takımı aynı anda çalıştırmak istemesi şart mıydı? koskoca galatasaray neyine yetmiyordu? tabi düz mantıkla bakılınca böyle bütün bunlar. yoksa üçüncü terim döneminde her olay bir sonraki hamleye sebep olan bir satranç oyunu gibiydi tüm karakterler arasında.
ama federasyonun 2013 ağustosunda şenol güneş, mustafa denizli, aykut kocaman gibi hocalar boştayken gidip yer yüzünde teknik direktör kalmamış gibi galatasaray'ın hocasına teklif yapmasındaki art niyet baştan belliydi.
tabi aysal-terim işbirliği sadece kendi kavgaları ya da federasyonun terim'e yaptığı teklifle sekteye uğramadı. 6+0+4 ile 5+0+3 denen ve sırf galatasaray avrupa'da başarılı olamasın diye getirilen bir garabet sistemle de önü kesilmeye çalışıldı bu kulübün.
neyse ki artık mustafa cengiz var da bir nebze olsun mutluyum. cengiz-terim ikilisi bu kulüp için çok hayati. o birliktelik minimum 2024'e kadar mutlaka devam etmelidir.
ama yinede ben ünal aysal'ı ve 2011-2013 arasını çok özlüyorum. he bana şeyi sorabilirsiniz, mustafa cengiz'in neyini beğenmiyorsun diyebilirsiniz. beğeniyorum niye beğenmeyeyim. hatta çok beğeniyorum. ama ünal aysal benim hayranlık duyduğum bir insandı. onun demeçleri, tavırları, olayları ele alış biçimi, hedefleri bana hayatta rol model oldu. mustafa cengiz daha anadolu insanı profilinde. ünal aysal daha avrupai moddaydı. bir de ikisi arasındaki fark şampiyonlar liginde başarı. cengiz onu başaramadı henüz. ama finansal fair play varken, mustafa cengiz'e laf söylettirmem onu da söyleyeyim.*
aysal, terim, 2013... olan hep taraftara ve bu kulübün geleceğine oluyor işte... içimden hala bir şeyler, böyle olmamalıydı, bu ikilinin hikayesi böyle bitmemeliydi diyor. ama nafile. her şey dün gibi. ama artık geri dönüş yok. öyle bir geçer zaman ki, ancak anılar kalır bu selden geriye...
https://i.eurosport.com/...-2560-1440.jpg?w=750
galatasaray'ın müzesine 1 uefa avrupa kupası, şampiyonlar ligi yarı finali, 5 sene veya daha fazla üst üste şampiyonluk gibi başarılar kazandırabilecek ikiliydi. gidişat da o yöndeydi. 2011'de ondördüncülüğe kadar gerilemiş şekilde aldıkları bir takımı 2013'te şampiyonlar liginde ilk 8 takım arasına sokan ve son iki yılın türkiye şampiyonu yapan ikiliydi. muazzam ilerliyorlardı. ama olmadı...
bir daha hiç barışamayacak şekilde ayırdılar yollarını ve biz ünal aysal-fatih terim ikilisiyle şampiyonlar liginde real madrid, manchester united tokatlayan bir takımdan, dursun özbek-igor tudor ile türkiye liginde başakşehir'den 5 yiyen bir takıma evrildik süreç içerisinde.
2013-2014'te terim gittikten sonra futbolun bir tadı kalmış mıydı juventus ve chelsea maçları dışında? ünal aysal'ın terim'e inatla değersiz davranması şart mıydı? galatasaray için terim'den daha iyi hoca var mıdır? ya da fatih terim'in hem galatasaray'ı hem milli takımı aynı anda çalıştırmak istemesi şart mıydı? koskoca galatasaray neyine yetmiyordu? tabi düz mantıkla bakılınca böyle bütün bunlar. yoksa üçüncü terim döneminde her olay bir sonraki hamleye sebep olan bir satranç oyunu gibiydi tüm karakterler arasında.
ama federasyonun 2013 ağustosunda şenol güneş, mustafa denizli, aykut kocaman gibi hocalar boştayken gidip yer yüzünde teknik direktör kalmamış gibi galatasaray'ın hocasına teklif yapmasındaki art niyet baştan belliydi.
tabi aysal-terim işbirliği sadece kendi kavgaları ya da federasyonun terim'e yaptığı teklifle sekteye uğramadı. 6+0+4 ile 5+0+3 denen ve sırf galatasaray avrupa'da başarılı olamasın diye getirilen bir garabet sistemle de önü kesilmeye çalışıldı bu kulübün.
neyse ki artık mustafa cengiz var da bir nebze olsun mutluyum. cengiz-terim ikilisi bu kulüp için çok hayati. o birliktelik minimum 2024'e kadar mutlaka devam etmelidir.
ama yinede ben ünal aysal'ı ve 2011-2013 arasını çok özlüyorum. he bana şeyi sorabilirsiniz, mustafa cengiz'in neyini beğenmiyorsun diyebilirsiniz. beğeniyorum niye beğenmeyeyim. hatta çok beğeniyorum. ama ünal aysal benim hayranlık duyduğum bir insandı. onun demeçleri, tavırları, olayları ele alış biçimi, hedefleri bana hayatta rol model oldu. mustafa cengiz daha anadolu insanı profilinde. ünal aysal daha avrupai moddaydı. bir de ikisi arasındaki fark şampiyonlar liginde başarı. cengiz onu başaramadı henüz. ama finansal fair play varken, mustafa cengiz'e laf söylettirmem onu da söyleyeyim.*
aysal, terim, 2013... olan hep taraftara ve bu kulübün geleceğine oluyor işte... içimden hala bir şeyler, böyle olmamalıydı, bu ikilinin hikayesi böyle bitmemeliydi diyor. ama nafile. her şey dün gibi. ama artık geri dönüş yok. öyle bir geçer zaman ki, ancak anılar kalır bu selden geriye...
https://i.eurosport.com/...-2560-1440.jpg?w=750