24437
türk futbol tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı teknik direktörü;
fatih terim'i diğer insanlardan ayıran önemli özelliklerinden biri asla vazgeçmemesi. yere düşse de kalkmasını biliyor. bunu defalarca gördük. 1997-98 sezonunda fenerbahçe'nin 9 puan gerisine düştük ama sezon sonunda şampiyon g.saray oldu. o sezon ligin ilk yarısı her anlamda fırtınalı idi. tsyd kupasında beşiktaş'a 6 atan, fenerbahçe'yi 4'leyen, şampiyonlar ligi ön elemesinde isviçre şampiyonuna içeride, dışarıda 4 atan takım sezon başlaması ile beraber adeta durdu. şampiyonlar liginde alınan kötü sonuçlar ve yaşanan büyük hayal kırıklığı, fenerbahçe&beşiktaş mağlubiyetleri sarsıcı idi. beklenmedik istanbulspor mağlubiyeti ile de 16. hafta lider fenerbahçe'nin 9 puan gerisine düşüldü. camiada ki karamsar havaya, 2. devre evimizde fenerbahçe ile berabere kalmamıza rağmen 9 puanlık farkı erittik ve şampiyon olduk.
geçen yılda bitime 9 hafta kala medipol başakşehir'in 8 puan gerisinde idik. sezon sonunda ise manşetleri "şampiyon galatasaray" yazıları süslüyordu. kritik maçların hepsi kayıpsız geçildi. içeride trabzonspor, beşiktaş maçları güzel bir futbol ve net skorlarla geçildi. şampiyonluk maçında yenik duruma düşmemize rağmen adeta rencide ederek medipol başakşehir'i yendik.
fatih terim'i diğer insanlardan ayıran bir diğer önemli özelliği ise çok hırslı ve başarıya aç olması. zirveye çıkmak zordur. ancak zirvede kalmak daha da zordur. süper lig tarihinde 3 yıl üst üste şampiyon olabilmiş 3 takım var. galatasaray 1970-1971, 1971-1972 ve 1972-1973 sezonlarında, trabzonspor 1978-1979, 1979-1980 ve 1980-1981 sezonlarında, beşiktaş da 1989-1990, 1990-1991 ve 1991-1992 sezonlarında üst üste 3'er kez şampiyonluğa ulaşma başarısını gösterdi. 4 yıl üst üste şampiyon olabilmiş yalnızca tek takım var: fatih terim'li galatasaray. hiç unutmuyorum üst üste 3 şampiyonluktan sonra taraftarlarda, camiada bir rahatlama, gevşeme, tatmin havası oluşmuştu. sezonun ilk maçında içeride g.antepspor'a kaybedince yorumcular "doymuşlar, artık galatasaray düşüşe geçer" şeklinde yorum yapıyorlardı. oysa bizim açımızdan futbol tarihinin en unutulmaz sezonu yaklaşmaktaydı. o sezon takır, takır futbol oynayan, rakiplerini eze, eze yenen ekip ali sami yen trübünlerini dolduramıyordu. evet yanlış duymadınız, taraftarda bile öyle bir doymuşluk vardı ki bilhassa lig maçlarında 25 bin kişilik stadımız boş kalıyordu. taraftarın bile gevşediği ortamda fatih terim gram gevşemedi. her maça kazanmak, her kulvara şampiyon olmak için yola çıkmıştı. sonuçta uefa kupası, süper lig, türkiye kupası, tsyd kupası şampiyonlukları ile kazanılmadık kupa bırakmamıştı hoca.
açıkçası ligin ilk yarısı bizim adımıza pekte iyi geçmedi. ancak sözlüğümüzde hocamızla ilgili yazılanları gördüğümde gözlerime inanamıyordum. açıkçası uzun süre yazmadım ve yazasım da gelmiyordu. ali koç ve fikret orman'ın troll ordusu malesef sözlüğümüze de sıçramıştı. gerçek galatasaraylılar da bu algı operasyonlarının etkisinde kalıyordu. bazı şeylerin değerini ancak kaybedince anlıyoruz. bugünlerin, fatih terim'in değerini bilmek lazım. başka fatih terim yok...
fatih terim'i diğer insanlardan ayıran önemli özelliklerinden biri asla vazgeçmemesi. yere düşse de kalkmasını biliyor. bunu defalarca gördük. 1997-98 sezonunda fenerbahçe'nin 9 puan gerisine düştük ama sezon sonunda şampiyon g.saray oldu. o sezon ligin ilk yarısı her anlamda fırtınalı idi. tsyd kupasında beşiktaş'a 6 atan, fenerbahçe'yi 4'leyen, şampiyonlar ligi ön elemesinde isviçre şampiyonuna içeride, dışarıda 4 atan takım sezon başlaması ile beraber adeta durdu. şampiyonlar liginde alınan kötü sonuçlar ve yaşanan büyük hayal kırıklığı, fenerbahçe&beşiktaş mağlubiyetleri sarsıcı idi. beklenmedik istanbulspor mağlubiyeti ile de 16. hafta lider fenerbahçe'nin 9 puan gerisine düşüldü. camiada ki karamsar havaya, 2. devre evimizde fenerbahçe ile berabere kalmamıza rağmen 9 puanlık farkı erittik ve şampiyon olduk.
geçen yılda bitime 9 hafta kala medipol başakşehir'in 8 puan gerisinde idik. sezon sonunda ise manşetleri "şampiyon galatasaray" yazıları süslüyordu. kritik maçların hepsi kayıpsız geçildi. içeride trabzonspor, beşiktaş maçları güzel bir futbol ve net skorlarla geçildi. şampiyonluk maçında yenik duruma düşmemize rağmen adeta rencide ederek medipol başakşehir'i yendik.
fatih terim'i diğer insanlardan ayıran bir diğer önemli özelliği ise çok hırslı ve başarıya aç olması. zirveye çıkmak zordur. ancak zirvede kalmak daha da zordur. süper lig tarihinde 3 yıl üst üste şampiyon olabilmiş 3 takım var. galatasaray 1970-1971, 1971-1972 ve 1972-1973 sezonlarında, trabzonspor 1978-1979, 1979-1980 ve 1980-1981 sezonlarında, beşiktaş da 1989-1990, 1990-1991 ve 1991-1992 sezonlarında üst üste 3'er kez şampiyonluğa ulaşma başarısını gösterdi. 4 yıl üst üste şampiyon olabilmiş yalnızca tek takım var: fatih terim'li galatasaray. hiç unutmuyorum üst üste 3 şampiyonluktan sonra taraftarlarda, camiada bir rahatlama, gevşeme, tatmin havası oluşmuştu. sezonun ilk maçında içeride g.antepspor'a kaybedince yorumcular "doymuşlar, artık galatasaray düşüşe geçer" şeklinde yorum yapıyorlardı. oysa bizim açımızdan futbol tarihinin en unutulmaz sezonu yaklaşmaktaydı. o sezon takır, takır futbol oynayan, rakiplerini eze, eze yenen ekip ali sami yen trübünlerini dolduramıyordu. evet yanlış duymadınız, taraftarda bile öyle bir doymuşluk vardı ki bilhassa lig maçlarında 25 bin kişilik stadımız boş kalıyordu. taraftarın bile gevşediği ortamda fatih terim gram gevşemedi. her maça kazanmak, her kulvara şampiyon olmak için yola çıkmıştı. sonuçta uefa kupası, süper lig, türkiye kupası, tsyd kupası şampiyonlukları ile kazanılmadık kupa bırakmamıştı hoca.
açıkçası ligin ilk yarısı bizim adımıza pekte iyi geçmedi. ancak sözlüğümüzde hocamızla ilgili yazılanları gördüğümde gözlerime inanamıyordum. açıkçası uzun süre yazmadım ve yazasım da gelmiyordu. ali koç ve fikret orman'ın troll ordusu malesef sözlüğümüze de sıçramıştı. gerçek galatasaraylılar da bu algı operasyonlarının etkisinde kalıyordu. bazı şeylerin değerini ancak kaybedince anlıyoruz. bugünlerin, fatih terim'in değerini bilmek lazım. başka fatih terim yok...