22258
43 yaşındaki fatih terim'in ülke futbolunun kaderini değiştirme ideali yerini günü kurtarma çabasına bırakmış. bir an için kendisine dışarıdan bakabilecek olsa, kontrolü bu kadar kaybettiğine çok şaşacaktır. o çok meşhur maçın devre arasındaki fatih terim müdahalesini bile yapamıyor. karakterinde çaresizlik olmayan adam, dünyanın en çaresiz ifadelerini sergiliyor.
teknik heyet derken de sadece fatih terim'den bahsediyoruz, çünkü levent şahin de dahil olmak üzere yardımcılar yanlarında birer antrenör sıfatı taşımıyorlar. 1996-2000 arasındaki süreçte bülent ünder gibi çok değerli bir futbol adamı bu takımda yardımcı antrenördü. muhtemelen fatih hoca'yı çok bunaltmış olacak ki kendisi ile bir daha çalışmadı.
43 yaşındaki fatih terim'in hırsı, enerjisi, her şey ile ilgilenme arzusu, 66 yaşındaki fatih terim'de yok. bu çok doğal zira insan biyolojik bir varlık, hem fiziken hem manen yaşlanıyor. öğrenme zorlukları ve yargılama zorlukları başlıyor. burada da devreye tecrübe giriyor. belli bir yaşın üzerindeki başarılı kişiler yoğun tecrübeleri ile karar veriyorlar. hele yaş grubu daha da ilerlediğinde 10 yıllık fark bile hareket ve düşünme kapasitesini yoğun şekilde etkiliyor. 58 yaşındaki fatih terim'in 12 haftada vardığı sonuca maalesef ki 66 yaşındaki fatih terim 2 senede varamıyor. konu sadece fatih terim değil, mircea lucescu da böyle, mustafa denizli de böyle hatta kalli de böyleydi.
işin korkunç tarafı daha önce de söylediğimiz insanların yaşlandıkça daha da inatçı olmaları. fatih terim tecrübesini kullanmak yerine bu yaşında manevrası çok zor yenilikler peşinde koşmaya çalışıyor. hem inatçı yapısı hem de megolamani, verdiği kararın yanlışlığını görmesini engelliyor. suçu bu yüzden yönetim, futbolcu, taraftar, hakem, mhk, federasyon vs. yani kendisi dışında her yerde arıyor. kısa süreli hedef değiştirmeler bir şekilde türkiye gibi manipülatif insanların çok yaşadığı bir bölgede işe yarıyor. ancak fatih terim bunu 2 senedir devamlı yaptığı için bırakın camianın dışını, artık futbolcular bile muhtemelen kendisine inanmıyor. hatta daha da öteye gidebiliriz, direttiği bu sistem ve formasyonun işe yaramayacağını ve takım olarak bu taktiği uygulayamayacaklarını futbolcular çoktan anlamışlardır ve muhtemelen bu isteksiz futbol da bu sebepten kaynaklanıyor.
fatih terim'in kaybedecek vakti kalmadı ve kendi kariyerini etkileyecek bir karar aşamasında. ya tecrübesinin yolunda gidip en iyi bildiği yola-yönteme dönecek, ya da bu yanlış taktik konusunda ısrar edecek ve suçu bu taktiği oynayamadığını iddia ettiği futbolcular ve onları satın alan yönetimde arayacak. ikisinin de galatasaray tarihinde örnekleri mevcut. 1. önerme için 2011-2013 sezonları, ikinci önerme için 2003-2005 sezonlarını inceleyebilirsiniz. yani ya efsanesine müthiş bir son yazacak, ya da müthiş giden filmine kötü bir son yazmış olacak.
özetle fatih terim'i fatih terim yapan 1996-2000 arasındaki futbol felsefesidir. çok az insan çalışma hayatında kendisini başarılı kılan baskın felsefeyi değiştirerek başarısını sürdürebilmiştir. yani mevcut futbol konjonktürünün 4-3-3, 4-1-4-1, 4-2-3-1 kullanıyor olması değil önemli olan, önemli olan oyunu kuran kişinin, yani teknik adamın, hangi sistemde daha iyi dokunuşlar yaptığıdır. 43 yaşındaki terim bu konuda dünyaya örnek olmuş bir teknik adamdı. 66 yaşındaki fatih terim'in kendisi uefa kupasını alırken hala futbolculuk yapan meslektaşlarını değil, 43 yaşındaki kendisini örnek alması gerekiyor. aksi takdirde bu takım avrupa'da kullanılan taktiklerin çok kötü bir örneği olmaktan ileri gidemeyecek. ez cümle, bir ufak ipucu: 4-4-2!
teknik heyet derken de sadece fatih terim'den bahsediyoruz, çünkü levent şahin de dahil olmak üzere yardımcılar yanlarında birer antrenör sıfatı taşımıyorlar. 1996-2000 arasındaki süreçte bülent ünder gibi çok değerli bir futbol adamı bu takımda yardımcı antrenördü. muhtemelen fatih hoca'yı çok bunaltmış olacak ki kendisi ile bir daha çalışmadı.
43 yaşındaki fatih terim'in hırsı, enerjisi, her şey ile ilgilenme arzusu, 66 yaşındaki fatih terim'de yok. bu çok doğal zira insan biyolojik bir varlık, hem fiziken hem manen yaşlanıyor. öğrenme zorlukları ve yargılama zorlukları başlıyor. burada da devreye tecrübe giriyor. belli bir yaşın üzerindeki başarılı kişiler yoğun tecrübeleri ile karar veriyorlar. hele yaş grubu daha da ilerlediğinde 10 yıllık fark bile hareket ve düşünme kapasitesini yoğun şekilde etkiliyor. 58 yaşındaki fatih terim'in 12 haftada vardığı sonuca maalesef ki 66 yaşındaki fatih terim 2 senede varamıyor. konu sadece fatih terim değil, mircea lucescu da böyle, mustafa denizli de böyle hatta kalli de böyleydi.
işin korkunç tarafı daha önce de söylediğimiz insanların yaşlandıkça daha da inatçı olmaları. fatih terim tecrübesini kullanmak yerine bu yaşında manevrası çok zor yenilikler peşinde koşmaya çalışıyor. hem inatçı yapısı hem de megolamani, verdiği kararın yanlışlığını görmesini engelliyor. suçu bu yüzden yönetim, futbolcu, taraftar, hakem, mhk, federasyon vs. yani kendisi dışında her yerde arıyor. kısa süreli hedef değiştirmeler bir şekilde türkiye gibi manipülatif insanların çok yaşadığı bir bölgede işe yarıyor. ancak fatih terim bunu 2 senedir devamlı yaptığı için bırakın camianın dışını, artık futbolcular bile muhtemelen kendisine inanmıyor. hatta daha da öteye gidebiliriz, direttiği bu sistem ve formasyonun işe yaramayacağını ve takım olarak bu taktiği uygulayamayacaklarını futbolcular çoktan anlamışlardır ve muhtemelen bu isteksiz futbol da bu sebepten kaynaklanıyor.
fatih terim'in kaybedecek vakti kalmadı ve kendi kariyerini etkileyecek bir karar aşamasında. ya tecrübesinin yolunda gidip en iyi bildiği yola-yönteme dönecek, ya da bu yanlış taktik konusunda ısrar edecek ve suçu bu taktiği oynayamadığını iddia ettiği futbolcular ve onları satın alan yönetimde arayacak. ikisinin de galatasaray tarihinde örnekleri mevcut. 1. önerme için 2011-2013 sezonları, ikinci önerme için 2003-2005 sezonlarını inceleyebilirsiniz. yani ya efsanesine müthiş bir son yazacak, ya da müthiş giden filmine kötü bir son yazmış olacak.
özetle fatih terim'i fatih terim yapan 1996-2000 arasındaki futbol felsefesidir. çok az insan çalışma hayatında kendisini başarılı kılan baskın felsefeyi değiştirerek başarısını sürdürebilmiştir. yani mevcut futbol konjonktürünün 4-3-3, 4-1-4-1, 4-2-3-1 kullanıyor olması değil önemli olan, önemli olan oyunu kuran kişinin, yani teknik adamın, hangi sistemde daha iyi dokunuşlar yaptığıdır. 43 yaşındaki terim bu konuda dünyaya örnek olmuş bir teknik adamdı. 66 yaşındaki fatih terim'in kendisi uefa kupasını alırken hala futbolculuk yapan meslektaşlarını değil, 43 yaşındaki kendisini örnek alması gerekiyor. aksi takdirde bu takım avrupa'da kullanılan taktiklerin çok kötü bir örneği olmaktan ileri gidemeyecek. ez cümle, bir ufak ipucu: 4-4-2!
