• 23109
    bireysel olarak dünyanın hemen hemen her takımında oynayacak oyuncularımız olmasına rağmen zerre kadar çalıştırılmayan takım.

    artık antrenmandan gelen fotoğrafların gerçekten tüm antrenman olduğunu düşünmeye başladım. 100 metre uzaktan bazen kızgın, bazen sıkıntılı bakışlarla takımı izleyen fatih terim, onun bir on metre yanında goygoy yapan ümit davala, hasan şaş, levent şahin. herkesin evinden gelip kendi grubuyla selamlaştığı, ısınma, koşu, beşe iki ve çift kale maçtan sonra dağınılan bir ortam geliyor gözümün önüne.

    maç içerisinde o kadar çok oyuncuların birbirine baktığı an yaşanıyor ki sağdan soldan adam toplayıp halı saha yapsan bu kadar duraksama olmaz. oyuncuların görev tanımı olmadığı için doğal olarak kimse ne kendinin ne de takım arkadaşının görevini bilmiyor. yani insan emre mor'a "ayağına top isteme, defans arkasına sark" demez mi kardeşim, üstüne diğer oyunculara dönüp "oğlum bakın bu herif it gibi yardırıyor, maçın her anında bu adam sizden koşu yoluna pas bekliyor olacak" demez mi? denmiyor abi denmiyor. bence o denli dokunulmuyor takıma. karışmıyor kimse kimseye.
App Store'dan indirin Google Play'den alın