97
türk teknik direktörlerle ilgili fikirlerimi çoktandır yazmak istiyordum ama nasip olmadı. dikkatimi çeken ve türk futbolu için önemli olduğunu düşündüğüm üç noktayı sözlük okurlarına ve dolayısıyla da futbol kamuoyuna sunmak istiyorum.
1-türk teknik direktörler, süper ligde görev yapma açısından fatih terim etkisiyle son on yılı domine ettiler. ligimizde şu anda sadece bir adet yabancı teknik direktör görev yapıyor o da romen sumudica. bu bizim gibi 2. sınıf futbol ülkesi için kısırlığa yol açıyor.
2-üzülerek ifade edeyim ki, genellikle eğitim seviyeleri ve ıq’ları düşük profiller futbol dünyasına hakim olduğundan bu iklim teknik heyetleri de ablukası altına alıyor ve ortaya, herkesin gördüğünü göremeyen ve çok basit hatalarla maç kaybeden teknik adamlar gerçeği çıkıyor.
3-türk teknik direktörlerin bu kadar baskın olmasının ana nedenlerinden birisi de hakemlerimiz. son on yıldır yabancılara karşı bir tutum sergilediklerini seziyorum.
bu durum italya’da, almanya’da, ispanya’da normal karşılanabilir çünkü onlar iyi eğitiyorlar ve en yüksek futbol bilgisi ile donanımlı olarak geliyorlar. dünya futbolundaki seviyeleri de belli. biz ise maalesef her işimizde olduğu gibi bu konuda da çalakalem gidiyoruz. sistem yok, yeterli done yok, araştırma yok, karakter yok, (futbol karakteri, yönetim karakteri vs.) en önemlisi çalışma yok.
futbol da, yönetim de binbir varyantlı ve detaylı alanlardır. siz bunlardan habersiz ya da karanlıkta el yordamıyla yolunu bulan insan misali ilerlemeye çalışıyorsanız başarısızlık kaçınılmaz oluyor. nitekim geçmişte elde edilen bazı başarılarla avunmaya devam ederken, şampiyonlar ligine direkt katılamayan üçüncü sınıf futbol ülkesi haline geldik. böyle giderse uefa kupasında da esamemiz okunmayacak.
türk teknik direktörlerin güncel ve çağdaş bilgi birikiminden mahrum olmasının çok korkunç bir zararı daha var. o da büyük maliyetlerle ülkemize transfer edilen dünya yıldızlarının kısa süre içinde kalite kaybına uğraması. bu durum, futbolculardan değil teknik direktörlerden kaynaklanıyor. çünkü futbolda yıldız oyuncu tek başına her şeyi değiştiremez ve takım içinde detaylar iyi ayarlanmazsa kısa sürede sıradanlaşır. düşünün sneijder gibi bir yıldız ülkemizde dursun özbek ve yeteneksiz teknik direktörlerin elinde sıradanlaştı, göbek yaptı. (inanılır gibi değil di mi:)
dört büyük kulübümüzün ve de son dönemlerde başakşehir’in transfer ettiği yıldız futbolcuların sayısı yüzü geçmiştir. bunların hangisi ülkemizde kapasitesini korumuş, performansı ile dudak ısırtmıştır. hagi, drogba, ilk üç yıl sneijder ve bir-iki kişi daha. fazlası yok. peki bunlar kasten mi böyle oluyor? tabi ki hayır, beslenmeden mental antrenmanlara, takım uyumundan futbolun inceliklerine birçok konuda yetersiz antreman ve yönetim tarzından böyle oluyorlar.
uzatıp kafa ağrıtmak istemiyorum ama türk teknik direktörlerin çok ama çok basit hatalar yapmasının sonucu maçlar kaybediyoruz, yetmiyor yıldızları harcıyoruz, yetmiyor milyonlarca euro ısrafa yol açıyoruz. fatih terim ve biraz da şenol güneş dışında yeterli diyebileceğimiz teknik direktörümüz maalesef yok. okan buruk’tan umutluydum ama 3 ekim 2019 başakşehir b. mönchengladbach maçındaki fahiş hatası beni şüpheye düşürdü. gulbrandsen 60. dakikada bitmişken onu maç sonuna kadar oyunda tutup bir kişi eksik oynattı, maç son yirmi dakika tek kaleye döndü ve yorulan başakşehir son dakikada iki puan kaybetti. tıpkı malatyaspor maçında adem’i oyunda tutan levent şahin gibi yani.
neyse şimdilik bu kadar ama bu konuya yine değineceğim.
1-türk teknik direktörler, süper ligde görev yapma açısından fatih terim etkisiyle son on yılı domine ettiler. ligimizde şu anda sadece bir adet yabancı teknik direktör görev yapıyor o da romen sumudica. bu bizim gibi 2. sınıf futbol ülkesi için kısırlığa yol açıyor.
2-üzülerek ifade edeyim ki, genellikle eğitim seviyeleri ve ıq’ları düşük profiller futbol dünyasına hakim olduğundan bu iklim teknik heyetleri de ablukası altına alıyor ve ortaya, herkesin gördüğünü göremeyen ve çok basit hatalarla maç kaybeden teknik adamlar gerçeği çıkıyor.
3-türk teknik direktörlerin bu kadar baskın olmasının ana nedenlerinden birisi de hakemlerimiz. son on yıldır yabancılara karşı bir tutum sergilediklerini seziyorum.
bu durum italya’da, almanya’da, ispanya’da normal karşılanabilir çünkü onlar iyi eğitiyorlar ve en yüksek futbol bilgisi ile donanımlı olarak geliyorlar. dünya futbolundaki seviyeleri de belli. biz ise maalesef her işimizde olduğu gibi bu konuda da çalakalem gidiyoruz. sistem yok, yeterli done yok, araştırma yok, karakter yok, (futbol karakteri, yönetim karakteri vs.) en önemlisi çalışma yok.
futbol da, yönetim de binbir varyantlı ve detaylı alanlardır. siz bunlardan habersiz ya da karanlıkta el yordamıyla yolunu bulan insan misali ilerlemeye çalışıyorsanız başarısızlık kaçınılmaz oluyor. nitekim geçmişte elde edilen bazı başarılarla avunmaya devam ederken, şampiyonlar ligine direkt katılamayan üçüncü sınıf futbol ülkesi haline geldik. böyle giderse uefa kupasında da esamemiz okunmayacak.
türk teknik direktörlerin güncel ve çağdaş bilgi birikiminden mahrum olmasının çok korkunç bir zararı daha var. o da büyük maliyetlerle ülkemize transfer edilen dünya yıldızlarının kısa süre içinde kalite kaybına uğraması. bu durum, futbolculardan değil teknik direktörlerden kaynaklanıyor. çünkü futbolda yıldız oyuncu tek başına her şeyi değiştiremez ve takım içinde detaylar iyi ayarlanmazsa kısa sürede sıradanlaşır. düşünün sneijder gibi bir yıldız ülkemizde dursun özbek ve yeteneksiz teknik direktörlerin elinde sıradanlaştı, göbek yaptı. (inanılır gibi değil di mi:)
dört büyük kulübümüzün ve de son dönemlerde başakşehir’in transfer ettiği yıldız futbolcuların sayısı yüzü geçmiştir. bunların hangisi ülkemizde kapasitesini korumuş, performansı ile dudak ısırtmıştır. hagi, drogba, ilk üç yıl sneijder ve bir-iki kişi daha. fazlası yok. peki bunlar kasten mi böyle oluyor? tabi ki hayır, beslenmeden mental antrenmanlara, takım uyumundan futbolun inceliklerine birçok konuda yetersiz antreman ve yönetim tarzından böyle oluyorlar.
uzatıp kafa ağrıtmak istemiyorum ama türk teknik direktörlerin çok ama çok basit hatalar yapmasının sonucu maçlar kaybediyoruz, yetmiyor yıldızları harcıyoruz, yetmiyor milyonlarca euro ısrafa yol açıyoruz. fatih terim ve biraz da şenol güneş dışında yeterli diyebileceğimiz teknik direktörümüz maalesef yok. okan buruk’tan umutluydum ama 3 ekim 2019 başakşehir b. mönchengladbach maçındaki fahiş hatası beni şüpheye düşürdü. gulbrandsen 60. dakikada bitmişken onu maç sonuna kadar oyunda tutup bir kişi eksik oynattı, maç son yirmi dakika tek kaleye döndü ve yorulan başakşehir son dakikada iki puan kaybetti. tıpkı malatyaspor maçında adem’i oyunda tutan levent şahin gibi yani.
neyse şimdilik bu kadar ama bu konuya yine değineceğim.