• 144
    kendi aralarında dillendirilmemiş bir anlaşma olduğuna eminim. yabancı bir teknik direktör şampiyon olamasın diye, sahada canlarını dişine takıyorlar bence. gurur meselesi olmuş artık.

    en son ne zaman yabancı bir hoca ligde şampiyon oldu hatırlamıyorum. kimler geldi kimler geçti. mourinho'yu kepaze etmek için şimdiden çalışmaya başlamışlardır.*
  • 119
    sürekli olarak avrupa arenasında kendi takımından daha düşük bütçe ile kurulmuş rakiplere elenmesi bu işi dünya seviyesinde yapamadıklarının kanıtı.
    transfer diye ağlayıp dururlar ama işin sonunda senden düşük bütçeli bir macar, portekiz, norveç takımı seni tokatlayıp evine yollar...
    sorun acaba transfer olmayabilir mi ha? sorun belki de senin doğru fizik ve taktik çalıştırmalar yaptıramamandır?
    hayır yani resmen alıştırıldık buna, senden düşük bütçeli takım senin karşında favori nasıl olur yahu, bu düzenin baştan yıkılması lazım. hangi sektörde bu kadar aleni başarısızlığa bu kadar prim veriliyor, nerede bu bolluk.
  • 149
    yabancı bir teknik adam (vincenzo montella) büyük turnuvada daha önce kendilerinin yapamadığı başarıyı, final oynatma başarısını elde etme ihtimali bulunduğu için histeri krizleri geçirmekte olan genellikle yaşlı yerli teknik direktörlerden oluşan grup. aykut, sergen, rıza çalımbay, yılmaz vural ve öbürleri hep bir ağızdan asıl sınav hollanda diyerek aslında milli takımın başarısızlıklarını istediklerini gösteriyorlar.
  • 96
    program ne zaman gerçekleşti bilmiyorum ama uğur meleke malumu ilan etmek suretiyle yıllardır ve özellikle son zamanlarda hafiften artmak suretiyle çoğu kişinin dile getirdiği birkaç şeyden bahsetmiş bu müsvedde güruha dair. yabancı oyuncu sayısı zulmü kadar zarar veriyor süper lig kulüplerine türk teknik direktörler. bu düzenin de yavaştan değişmesi lazım. kulüp yöneticileri artık türk futbolundaki teknik direktör kirliliği havuzundaki adamları kovmak ve tekrar işe almak suretiyle ligde çamaşır makinesi gibi döndürmeye dur demeli. bugün uefa ülke sıralaması * bu halde ise ve edirne'yi geçen her takım madara oluyorsa yine bunlar ve bunlara mahal veren kulüp yöneticileri sorumlu. başarısız olmak suretiyle sürekli kovulan insanlar nasıl sürekli iş bulabiliyorlar zaten aklım almıyor. leş bir devridaim düzen var. gerçekten çete olmuş bunlar.

    https://youtu.be/30wZc7hFfMU
  • 61
    mümkünse yabancı sınırlaması geri gelene kadar takımımda görmek istemediğim teknik direktördür. fakat şöyle bir istatistik var:

    2019/20: okan buruk
    2018/19: fatih terim
    2017/18: fatih terim
    2016/17: şenol güneş
    2015/16: şenol güneş
    2014/15: hamza hamzaoğlu
    2013/14: ersun yanal
    2012/13: fatih terim
    2011/12: fatih terim
    2010/11: aykut kocaman/şenol güneş
    2009/10: ertuğrul sağlam
    2008/09: mustafa denizli
    2007/08: cevat güler*
    2006/07: arthur zico - rakipleri: jean tigana, eric gerets
    2005/06: eric gerets - rakipleri: christoph daum, jean tigana*
    2004/05: christoph daum - rakipleri: gheorghe hagi, rıza çalımbay*
    2003/04: christoph daum - rakipleri: gheorghe hagi, mircea lucescu
    2002/03: mircea lucescu - rakipleri: fatih terim, oğuz çetin*
    2001/02: mircea lucescu - rakipleri: mustafa denizli, christoph daum
    2000/01: mustafa denizli
    1999/00: fatih terim
    1998/99: fatih terim
    1997/98: fatih terim
    1996/97: fatih terim
    1995/96: carlos alberto perreira - rakipleri: greame souness, christoph daum

    - son 21 sezonda 14 defa türk teknik direktörü şampiyonluğu kazanmış.

    - şampiyonluk yarışını, sezonu tamamlayan türk teknik direktöre karşı kazanan son teknik adam christoph daum olmuş.

    - 95/96, 03/04, 05/06 ve 06/07 sezonlarında sırasıyla perreira, daum, gerets ve zico yabancı teknik direktörlere karşı yarışmış.

    - bütün sezon aynı türk teknik direktöre karşı yarışıp şampiyon olan son yabancı teknik direktör ise 02/03 sezonunda mircea lucescu olmuş. 01/02 sezonunda da aynı başarıyı yakalamış kendisi.

    - sezonu kapatan teknik direktörleri baz aldım. dolayısıyla 07/08 şampiyonu cevat güler olmuş oluyor. hakkını yememek için kalli'nin de ismini gizli ekledim.

    - daha da geri giderdim ama o kadar dalmışım ki, 20 seneyi değerlendireyim derken 21 seneyi değerlendirmişim. sanırım burada bırakıyorum. afiyet olsun.

    edit:
    sonradan aklıma gelenler:
    - başında belirttiğim gibi, pek kendilerinin taraftarı sayılmam. ayrıca 'şampiyonluk eşittir başarı' demek de istemiyorum, yani adını böyle koymak istemiyorum. artık ellerinde sihirli değnek var mı denir, ligi biliyorlar mı denir, ne denir bilemiyorum ama adamlar domine etmiş resmen.

    - roberto mancini, frank rijkaard, vicente del bosque, cesare prandelli, vitor perreira, slaven bilic, jean tigana, gheorghe hagi, michael skibbe, luis aragones gibi teknik direktörler gelip şampiyonluk yaşayamadan gittiler veya hala deniyorlar.

    edit 2:
    16/17 sezonu eklendi.
    edit 3:
    17/18 ve 18/19 da eklendi.
  • 106
    ekseriyeti turkiye'de yerli teknik direktörlere önem verilmediğinden, yönetimlerin kolay hoca kovmasından şikayet edip, birbirlerinin yerinde gözü olan, bir meslektaşının kovulduğu günün akşamında o klübe imza atan, orta ve uzun vadeli hiç bir kariyer/oyun planı bulunmayan kişilerden oluşmaktadır. bu yüzden birkaç tanesi ilerlerken diğerleri sandalyeye oturma oyunu oynamaktalar. sandalye sayısı belirli, müzik her bittiğinde birileri ayakta kalıyor ve ayakta kalanlar değişiyor. her ayakta kalan da ya oyunu ya müziği yöneteni suçluyor.
  • 131
    daha da beter eleştirilmeleri gereken topluluk. yeni nesil, kendini geliştirmiş birkaçını ayrı tutuyorum. fatih hoca, şenol güneş ve mustafa denizli'yi de avrupa'da başarıları olduğu için ayrı tutuyorum.

    standartı olmayan bir yerde az buçuk standarta alışmış yabancı hocaların başarısız olması türk hocalarını iyi yapmaz. her kör dövüşünün bir kazananı olur sonuçta. türk futbolunun bu hale gelmesinde, bir standartı olmamasında birbirinin ve yabancı hocaların kuyusunu kazan, evliya çelebi gibi gezen türk hocaların da suçu var. kendini geliştirmekten aciz anca lobi ile iş yaparlar.

    türk hocaların başarılı olup olmadığını anlayacağımız platform türk ligi değil avrupa kupaları. orda da hiçbiri yabancı takım çalıştıramıyor. süper lig de uefa sıralamasında 20. falan. küçücük balkan ülkelerinin hocaları bile türk hocalardan iyi.

    kendi çöplüklerinde horoz olmaları onların bir halt olduğunu göstermiyor. kendilerini er meydanında görmek gerek. o seviyelerde de hiçbir şey olmadıkları ortada.

    türk liginde herhangi bir yabancı hoca da başarılı olacak durumu gelmeden türk futbolundan hiçbir şey olmayacak.
  • 121
    türk futbolunun bana kalırsa en büyük sorunlarından biridir. 5 büyük ligde çok sayıda yerli oyuncumuz forma giyerken takım çalıştıran bir adet bile yerli hocamız yok. yeni nesil diyebileceğimiz hocalardan ise bu potansiyeli taşıyan sadece okan buruk var diye düşünüyorum. türk futbolunun oyuncu yetiştirmekten önceki sorunu oyuncuyu yetiştirecek hoca yetiştirmektir. at sahibine göre kişner.
  • 128
    yabancı teknik direktöre kesinlikle karşı değilim hatta basında çıkan eşref hamamcıoğlu'nun rudi garcia, metin öztürk'ün ise marcelo bielsa ile çalışacağı haberleri de heyecan verici. ancak, son yıllarda belki de hiç görmediğimiz kadar galatasaray'ı çalıştırma potansiyeline sahip yerli teknik direktör adayı varken, domenec torrent'te gördüğümüz gibi en azından ülke futboluna yabancı bir isim ile çalışmak gereksiz bir risk almak oluyor. 2022-2023 sezonuna başlayabileceğimiz yerli teknik direktörlere bakarsak;

    okan buruk: küme düşme baskısı da yaşadı, türkiye kupası da kazandı, şampiyonluk da yaşadı, avrupa'da da beklentilerin üzerinde performans gösterdi. izlemesi keyifli bir futbol da oynatıyor ve galatasaray camiasının dinamiklerine en hakim isimlerden biri.

    ömer erdoğan: özellikle, al - parlat - sat politikası izleyecek takımlar için çok doğru bir tercih. elinde geniş bir oyuncu havuzu var ve maliyeti düşük oyuncular bulup, onları geliştirmeyi başarıyor. ayrıca, göze hoş gelen de bir futbol tercih ediyor.

    ilhan palut: elindeki malzemenin üzerinde sistemli, modern bir futbol oynatabiliyor. oyuncu geliştirme de var, beklentilerin üzerinde başarı da var.

    nuri şahin: müthiş futbolculuk kariyeri, müthiş teknik direktörlük potansiyeli. saha dışında da kendisini geliştirmek için fazlasıyla emek harcamış, müthiş bir profesyonel ve örnek bir karakter. belki galatasaray için erken ama gelirse arkasında mutlaka destek görür.

    sergen yalçın: futbolculuk döneminde en rahat ettiği takımın galatasaray olduğunu söyleyen, eldeki malzeme ne olursa olsun verim almayı başaran ve genelde ofansif futbol tercih eden bir teknik direktör.

    bonus: bu isimlerden hiçbirini beğenmedik ve illa yabancı getireceğiz mi dedik, işte o zaman da ligimizde adana demirspor ile parıl parıl parlayan vincenzo montella var. 47 yaşında olmasına rağmen, üst düzey bir teknik direktörlük tecrübesi var. (futbolculuğundan hiç bahsetmiyorum bile) ayrıca, hem oyuncuları geliştiriyor hem güzel futbol oynatıyor hem de galatasaray'ın 2022-2023'teki olası hücum hattı*, adana demirspor'daki* ile benzerlik taşıyor. orta sahaya doğru takviyeler yapılırsa, başarılı olabileceği bir kadro olur elinde.

    sözün özü, doğru teknik direktörü uzaklarda aramaya gerek yok, ülkemizde bu görevi hak eden fazlasıyla isim var bana kalırsa.
  • 138
    türkiye’de yabancı hocalar iş yapmıyor tezinin aksine bence devri devranı bitmiş, modern futbolun isterlerini karşılayamayan hoca tipi.

    şimdi bir sürü örnek verilir, yakın zamanda sergen’le beşiktaş şampiyon oldu, biz hamza hocayla şampiyon olduk falan. biliyorum da sonuç? ne inşa edebildik sonrasında? neyi öğretti bize yerli teknik adamlar?

    fatih terim’in belli dönemleri dışında galatasaray camiasının hala yerli teknik direktör peşine takılmasını inanılmaz buluyorum. deniz bitti. bu ülkeden yetiştirici ve kurucu bir hoca çıkmıyor. nuri şahin’i bile aynı. havasında suyunda bir düzen dışılık, bir çağın gerisinde kalmışlık var burada. her başarı spontane burada, pek çoğu tesadüf.
  • 64
    ülke futbolunun en parlak döneminden (96-02) adam akıllı tek bir futbol adamı çıkmaması sebebiyle sıkıntı çektiğimiz konu. hala okumamış olanlar için haginin topugu'nun antonio conte hakkında yazmış olduğu ilham verici entry'i tavsiye ederim: (bkz: #2073850). o jenerasyondan "ben kendimi antrenör olarak geliştirip galatasaray'la başarılar kazanacağım" diye düşünen biri olsaydı yirmi kere fırsat ayağına gelmişti. yorumculuk, twitter goygoyculuğu ve acun medya dururken ne gerek var ama değil mi?
  • 109
    siyaset, fanatizm ve kibir üçgeninde boğulan, gereksizler ordusu. tek idealleri gereksiz polemiklerin içine girip ego tatmin etmek. oyun gelişimi ve sistem üzerine hiç bir çalışmaları yok. tek bir sisteme bel bağlayıp, anayasanın ilk maddesi gibi ondan şaşmıyorlar. fatih terim’i yerli hoca olarak saymıyorum. karakteri bizden, ancak idealleri ve vizyonu bir avrupalının ilerisinde.
  • 56
    yeteneksizliği, vasıfsızlığı türklük ile alakalı değildir. zira türk olanın genlerine bu kötü özellikler işlenmiyor.

    türkiye'nin yoz kültürünü almış veya benimsemiş bütün insanlar ise yeteneksizlik, vasıfsızlık, memleketçilik, milliyetçilik, hizipçilik, adam kayırma, narsistlik, çeteleşme, hırsızlık, ahlaksızlık vs. gibi iğrenç vasıflara sahiptir. bu hangi mesleği yaparsa yapsın değişmez. teknik direktör olanların ise sonuçlarını acı şekilde görüyoruz. en başarılısının bile nasıl bir adam olduğu ortada.
  • 134
    en beğenilenlerinden birisi için:
    (bkz: okan buruk)

    kendisi galatasaray futbol takımı'nı çalıştıran yabancı teknik direktör'lere karşı saygısızlık etmek konusunda pek mahirdir.

    zamanında igor tudor'a "bu kadar vasıfsız bir adamın galatasaray'da çalışması utanç verici. böyle ikinci sınıf hocaların burada teknik direktör olarak görev almasına çok üzülüyorum." diyerek haddini aşmıştı.

    senin vasıfsız dediğin tudor kariyerinin sadakasını verse sana fazla gelirdi be okan.

    aynı okan şu sıralar da galatasaray'ın hâli hazırda bir teknik direktörü olmasına rağmen önümüzdeki sezon galatasaray'ı çalıştırmak istediğini dile getiriyor.
    bu etik midir?
    bunu yerli bir teknik adama yapabilir miydi?
    asla.

    işte türk teknik adamların en büyük sorunu bu, sürekli bir sinsilik, sürekli birbirlerinin kuyusunu kazma, kavga gürültüden daha fazlası değil.

    yok ligi tanıyor, yok ülke atmosferini biliyor gibi komik argümanlarla yerli teknik adamları yabancı olanların önüne koymak bana anlamsız geliyor.

    bu ülke futbolda en büyük devrimi piontek, derwall gibi yabancı teknik adamlarla başlatmış, fatih terim gibi binde bir gelen liyakatli yerli teknik adamlarla sürdürmüştür.

    teknik adamları uyruğuna göre değil bilgi ve becerisine göre mukayese edersek bu ülkede sporun çehresi değişecektir.
  • 136
    --- alıntı ---

    lafa geldi mi mangalda kül bırakmayan türk hocalarımız avrupalı meslektaşlarının 10 sene gerisindeler. taktik ve planlama olarak çok eksikler. bir kere neredeyse hepsinin takımı fizik olarak geride. ama sorsan bizim idmanların avrupa takımlarından eksiği yok.

    hepsi avrupalı meslektaşlarından çok daha fazla kazanıyor. çok daha iyi imkanlardaki takımlarda görev yapıyor. çok daha fazla ilgi görüyorlar ama gel gör ki sonuç hep "basit goller yedik" oluyor. montella'nın 4-6-0'ını denemeye cesaret dahi edemezler. salladıkları, küçümsedikleri farioli'nin italya'dan aldığı lisansın programına kabul edilemezler de "dur şuraya başvurayım" vizyonu dahi geliştiremezler.

    avrupa ile ilgili hayalleri, hedefleri en başta ilgileri yok. ilgileri olmadığından bilgileri de yok haliyle.. iddia ediyorum bir tanesi bile brugge'un bir maçını izlememiştir.

    bazısi fatih terim'in bin bir rica ile ülkeye getirdiği gerard houllier'i dinlemek bir yana "onun bildiğini ben unuttum" kibrine sahip bir de üstüne.

    ama işte avrupa öyle güzel bir arena ki hepsinin makyajını akıtıyor. türk futbolunun çöküşünün bir sürü nedeni var ama bence ilk 2 sıra hakemler ile türk antrenörlerin.

    --- alıntı ---

    serdar ali çelikler
  • 79
    teknik direktör olarak iş bulamayıp televizyonlarda yorumculuk yapanlardan bir hayır gelmez. vizyon yoktur. paraya ihtiyaçları vardır. 1-2 yıl sonra hocalık teklifi alınca anında televizyon kariyerini bitirip tekrar kulübede yerini alır.o iş bulamadığı zamanlar dünya futbolunu inceleseler, oyuncu araştırsalar çok daha olumlu olur onlar için.istisnalar( televizyonlara çıkıp sonra tekrar bir takımın başına geçince başarılı olan) var mı aklıma gelmedi açıkcası. ama istisnalar kaideyi bozmaz.
  • 74
    niyeyse sadece kendileri ligde şampiyon yapabiliyorlarmış gibi bir algı olandır. bakın çok basit bir şekilde bunun böyle olmadığını çürütebiliriz.

    14 yıl aradan sonra 30 yılda 14 defa şampiyon olduk. bu 14'ün hepsinde hayattaydım ve 12 tanesini bilinçli bir şekilde ne mutlu ki yaşadım. 14 şampiyonlukta ki yabancı hocalara bakıyoruz;

    derwall- 2
    feldkamp- 1
    hollman- 1
    lucescu- 1
    gerets- 1

    14 şampiyonluğun 6 tanesi, yani yarıya yakını yabancı hocalarla gelmiş. geri kalan 8 tanesinin zaten 6 tanesi tek başına fatih terim'e ait! nasıl oluyorda türk hoca olmadan bu ligde şampiyon olunamıyor diye bir düşünce var? kaldı ki 2007-08 de son 6 haftasına hocasız girdiğimiz şampiyonluk sezonuna feldkamp ile girdik. içerde ki ilk 5 maç seyircisizdi, * kayıpsız atlattık. son 6 hafta hariç yine feldkamp imzası vardı. onuda hanesine yazarsak oluyor durum 7-7. 6 terim 1 tane muslera-sneijder-yasin katkılı hamza.

    toparlayacak olursak tudor yerine iyi bir yabancı gelmeli. yerli diye tutturmayın. gördük yerli hocayı yakın zamanda. *
App Store'dan indirin Google Play'den alın