7227
yine şımarıklıkta bir dünya markası olma yolunda ilerlemektedir. bu ülke insanı yerini bilmiyor arkadaş. yerini bilmek ayıp değildir. hatta iyidir. kendinin ve içinde bulunduğunu çevrenin koşullarını doğru değerlendirir ve hedeflerini buna göre koyar, planlarını buna göre yaparsan hem süreklilik sağlarsın hem de büyüyebilirsin.
peki bizim taraftar ne yapıyor? "biz avrupa fatihiyiz kardeşim, ne demek oyuna sevinmek, vasat seviciler" diye kendi kendini gaza getiriyor. bizim avrupa fatihi olduğumu zamanların üzerinden neredeyse 20 sene geçti. 20 koca sene! bugün "biz avrupa fatihiyiz kardeşim" diyenlerin önemli bir kısmı daha doğmamıştı belki.
mevcut durumda galatasaray için "avrupa fatihi" demek, "almanlar üçüncü havalimanımızı kıskanıyorlar" demekle neredeyse aynı. bunun literatürdeki adı "post-truth".
galatasaray tarihinde sadece 1-2 yıl avrupa'nın en iyi takımlarından birisi olarak sayıldı. bilmem kaç maçtır avrupa maçlarında galibiyetimiz yok. neyin fatihi yahu? önce bir nerede olduğumuzu bilelim. ondan sonra nereye gideceğimizi doğru planlayabiliriz. yoksa "biz avrupa fatihiyiz kardeşim" mavrasıyla bir adım öteye gitme imkanımız yok.
1 ekim 2019 galatasaray psg maçında insanlar, sezon başından beridir oynanan kötü ve çaresiz oyunun değişebilme ihtimali üzerine sevindiler. kimse "yenildik ama ezilmedik" edebiyatı yapmıyor. çok şükür maç sonucuna bakmayı akıl edebilen herkes yenildiğimizin, maçla ilgili verilere bakabilen herkes de psg'nin oyunu domine ettiğinin farkında. ama sezon başından beri, beklentilerin çok altına kalan takımda bir farklılık, bir kıpırdanma görmek insanları mutlu etti. etmesin mi? ne yani "20 sene önce uefa kupası aldık biz, şampiyonlar ligini almadıkça uyku haram" mı deselerdi?
peki bizim taraftar ne yapıyor? "biz avrupa fatihiyiz kardeşim, ne demek oyuna sevinmek, vasat seviciler" diye kendi kendini gaza getiriyor. bizim avrupa fatihi olduğumu zamanların üzerinden neredeyse 20 sene geçti. 20 koca sene! bugün "biz avrupa fatihiyiz kardeşim" diyenlerin önemli bir kısmı daha doğmamıştı belki.
mevcut durumda galatasaray için "avrupa fatihi" demek, "almanlar üçüncü havalimanımızı kıskanıyorlar" demekle neredeyse aynı. bunun literatürdeki adı "post-truth".
galatasaray tarihinde sadece 1-2 yıl avrupa'nın en iyi takımlarından birisi olarak sayıldı. bilmem kaç maçtır avrupa maçlarında galibiyetimiz yok. neyin fatihi yahu? önce bir nerede olduğumuzu bilelim. ondan sonra nereye gideceğimizi doğru planlayabiliriz. yoksa "biz avrupa fatihiyiz kardeşim" mavrasıyla bir adım öteye gitme imkanımız yok.
1 ekim 2019 galatasaray psg maçında insanlar, sezon başından beridir oynanan kötü ve çaresiz oyunun değişebilme ihtimali üzerine sevindiler. kimse "yenildik ama ezilmedik" edebiyatı yapmıyor. çok şükür maç sonucuna bakmayı akıl edebilen herkes yenildiğimizin, maçla ilgili verilere bakabilen herkes de psg'nin oyunu domine ettiğinin farkında. ama sezon başından beri, beklentilerin çok altına kalan takımda bir farklılık, bir kıpırdanma görmek insanları mutlu etti. etmesin mi? ne yani "20 sene önce uefa kupası aldık biz, şampiyonlar ligini almadıkça uyku haram" mı deselerdi?