22040
beklerin temposuzlukları ve fiziki düşüşleri, kanatların durağanlığı, takımın özellikle de ileri ucunun yüksek bir yaş ortalamasına sahip olması vs. bunlar bir sorun olarak gözükebilir. özellikle fiorentina maçında her aldıklarını stopere dönen beklerin geçen sezonki dalgalı performansları ve mevcut yaşları da göz önüne alındığında bu endişeleri haksız bulmak mümkün değil. ben de keşke bu oyuncuların yerine daha tempolu, oyun kurulumuna katkısı yüksek, genç isimler alabilme imkanımız olsaydı diyenlerdenim. ama şu an itibariyle, imkanımız dahilinde olan şeyleri konuşsak çok daha iyi ederiz.
''kanatların durağanlığı'' üzerine; yarın sabah 32 yaşındaki babel'in kontratından çıkıp onyekuru tipi bir oyuncu aldığımızı düşünelim. kanatlardaki o durağanlığı, hızı ve deliciliği ile giderecektir ama bu sefer de oyun zekanda, dar alanda oynama becerinde eksilme olacak. şayet onyekuru'nun ligin ilk yarısında bize yaşattığı sorunlardı bunlar. oyun zekasında gelişim kaydettiği ikinci yarıda bile başta konya maçı olmak üzere kapanan takımlara karşı dar alanda ne durumlara düştüğümüz aşikar. babel sana aynı hızı ve deliciliği sağlamayabilir ama bu tür maçlarda da şutuyla, servis becerisiyle senin en büyük kozun olur. ayrıca emre mor da kesinlikle yabana atılmamalı bu noktada.
tüm bunları masaya yatırmadan önce taktiğimiz ne, sahaya yansıtmak istediğimiz şey ne bunun cevabını bulmak zorundayız. şu aşamada bunun cevabını verebilecek konumda olduğumuzu düşünmüyorum. çünkü takımın son durumu itibariyle oyun şablonumuz hakkında pek çoğumuz net bir izlenim elde edemedik.
belli ki hoca bir süre daha bazı şeyleri deneyip görmek isteyecek ve bu süreçte biz halen daha bu takımın ne oynadığı hakkında net bir şeyler yazıp çizemeyeceğiz. lakin ne olursa olsun babel'i, nzonzi'yi vs. alırken hoca tüm bu üzerinde durduğumuz sorunları da düşünmüş, bu isimleri de ihtiyacına yönelik belirlemiştir. o yüzden çok statik bir takım olup olmadığımıza dair bir şeyler edinebilmek için birkaç haftaya daha ihtiyaç var.
''kanatların durağanlığı'' üzerine; yarın sabah 32 yaşındaki babel'in kontratından çıkıp onyekuru tipi bir oyuncu aldığımızı düşünelim. kanatlardaki o durağanlığı, hızı ve deliciliği ile giderecektir ama bu sefer de oyun zekanda, dar alanda oynama becerinde eksilme olacak. şayet onyekuru'nun ligin ilk yarısında bize yaşattığı sorunlardı bunlar. oyun zekasında gelişim kaydettiği ikinci yarıda bile başta konya maçı olmak üzere kapanan takımlara karşı dar alanda ne durumlara düştüğümüz aşikar. babel sana aynı hızı ve deliciliği sağlamayabilir ama bu tür maçlarda da şutuyla, servis becerisiyle senin en büyük kozun olur. ayrıca emre mor da kesinlikle yabana atılmamalı bu noktada.
tüm bunları masaya yatırmadan önce taktiğimiz ne, sahaya yansıtmak istediğimiz şey ne bunun cevabını bulmak zorundayız. şu aşamada bunun cevabını verebilecek konumda olduğumuzu düşünmüyorum. çünkü takımın son durumu itibariyle oyun şablonumuz hakkında pek çoğumuz net bir izlenim elde edemedik.
belli ki hoca bir süre daha bazı şeyleri deneyip görmek isteyecek ve bu süreçte biz halen daha bu takımın ne oynadığı hakkında net bir şeyler yazıp çizemeyeceğiz. lakin ne olursa olsun babel'i, nzonzi'yi vs. alırken hoca tüm bu üzerinde durduğumuz sorunları da düşünmüş, bu isimleri de ihtiyacına yönelik belirlemiştir. o yüzden çok statik bir takım olup olmadığımıza dair bir şeyler edinebilmek için birkaç haftaya daha ihtiyaç var.