20076
kendisi bu kulübün başına gelen en güzel şeylerden biridir.
kendisini çekemeyenler takımı bağırarak, gazla oynattığını, taktik bilmeden habire hücum yaptırdığını, ileriye top şişirtip kaos futbolu oynattığını söyler. işin aslının öyle olmadığını da herkes bilir aslında. ben buradaki bazı kıymetli arkadaşlarımızın anladığı gibi analizden taktik inceliklerden falan çok anlamam. benim için göze hoş gelen diye tabir edilen futbol yeterlidir. bunun 3-5-2 ile mi 4-4-2 ile mi tek forvetle mi çift forvetle mi yapıldığına pek bakmam. çünkü o rakamlar bence maçtan önce tahtaya yazılan rakamlardır. önemli olan sahaya nasıl yerleştiğindir. işte fatih terim'in ustalığı da bana kalırsa burada çıkıyor ortaya. her maçtan önce kadrolar açıklandığında herkes başlar 4-4-2 oynuyoruz 4-1-4-1 oynuyoruz demeye. tamam rakamlarla ifade edilen taktik eyvallah. önemli olan onu nasıl oynadığın. fatih terimi tanıdığımız kadarıyla hücum eden ama hücum ederken bir yandan da defans yaptıran birisidir. kendisini tabiriyle en iyi defans hücum etmektir. real madridden içeride 6 yediğimiz maçı anlatır herkes ama ilk 30 dakikayı kimse konusmaz. çeyrek finalde deplasmanda 3 yerken aslında reali nasıl paspas ettiğimiz hatırlanmaz. hakemlerin yanlı tutumları da ayrı mesele tabi orda. hoca 4-1-4-1 mi oynayacak bunu orta sahada defansif adamlarla yapmak istemiyor işte. seri gibi pasörlerle yapacak. fernando-donk hadi bi de mehmet topal olsun, baktığın zaman yine 4-1-4-1 ama kaleye gidemezsin. keza 4-4-2. üçüncü döneminin ilk sezonunda oynattığı baktığınız zaman 4-4-2 evet ama sahadaki yerleşimi nasıldı asıl önemli olan o, elmander o sezon forvetmiydi orta sahamıydı sizce. oyuncu değiştirmeden taktik değiştirebilmek hocanın en önem verdiği şeylerden biri. o sene yaptığımız gibi emre çolak, engin baytar ya da bir sene sonraki hamit faktörü gibi.
fatih hoca bence dünyada en iyi futbol mentalitesine sahip teknik direktörlerden birisi, maç öncesi tahtaya rakam yazıp 4-4-2 oynuyoruz diyecek sığlıkta birisi değil. kendisini çekemeyenler bunun farkında ve bu nedenle boş argümanlarla saldırıyorlar. 2000 yılındaki, fiorentinadaki, milli takımdaki maçları dikkatli gözlerle izleyenler aslında anlıyorlar. ümit davalanın milana attığı bir gol vardı o zamanlar, o golün benzerini nuno gomesten en az üç dört kere izlemiştim. şimdilerin moda tabiri gegenpressingi taa o zamanlar uygulattığını da es geçmeyelim. (bkz: kaideyi taciz eden istisna)
birinci döneminin ikinci sezonunda, o meşhur 9 puan geriden gelip şampiyon olduğumuz sene çok gol yediğimiz için gelen eleştiriler üzerine kendisinin bir lafı vardı hiç unutmam.
" ben bilmiyormuyum sanki, ben bülent, popescu, vedat'ın önüne bir de ergünü koyarsam bu takımı kimse açamaz" o hiçbir zaman bunu seçmedi. işte bu yüzden imparator oldu işte bu yüzden onlarca kupası var.
kendisini çekemeyenler takımı bağırarak, gazla oynattığını, taktik bilmeden habire hücum yaptırdığını, ileriye top şişirtip kaos futbolu oynattığını söyler. işin aslının öyle olmadığını da herkes bilir aslında. ben buradaki bazı kıymetli arkadaşlarımızın anladığı gibi analizden taktik inceliklerden falan çok anlamam. benim için göze hoş gelen diye tabir edilen futbol yeterlidir. bunun 3-5-2 ile mi 4-4-2 ile mi tek forvetle mi çift forvetle mi yapıldığına pek bakmam. çünkü o rakamlar bence maçtan önce tahtaya yazılan rakamlardır. önemli olan sahaya nasıl yerleştiğindir. işte fatih terim'in ustalığı da bana kalırsa burada çıkıyor ortaya. her maçtan önce kadrolar açıklandığında herkes başlar 4-4-2 oynuyoruz 4-1-4-1 oynuyoruz demeye. tamam rakamlarla ifade edilen taktik eyvallah. önemli olan onu nasıl oynadığın. fatih terimi tanıdığımız kadarıyla hücum eden ama hücum ederken bir yandan da defans yaptıran birisidir. kendisini tabiriyle en iyi defans hücum etmektir. real madridden içeride 6 yediğimiz maçı anlatır herkes ama ilk 30 dakikayı kimse konusmaz. çeyrek finalde deplasmanda 3 yerken aslında reali nasıl paspas ettiğimiz hatırlanmaz. hakemlerin yanlı tutumları da ayrı mesele tabi orda. hoca 4-1-4-1 mi oynayacak bunu orta sahada defansif adamlarla yapmak istemiyor işte. seri gibi pasörlerle yapacak. fernando-donk hadi bi de mehmet topal olsun, baktığın zaman yine 4-1-4-1 ama kaleye gidemezsin. keza 4-4-2. üçüncü döneminin ilk sezonunda oynattığı baktığınız zaman 4-4-2 evet ama sahadaki yerleşimi nasıldı asıl önemli olan o, elmander o sezon forvetmiydi orta sahamıydı sizce. oyuncu değiştirmeden taktik değiştirebilmek hocanın en önem verdiği şeylerden biri. o sene yaptığımız gibi emre çolak, engin baytar ya da bir sene sonraki hamit faktörü gibi.
fatih hoca bence dünyada en iyi futbol mentalitesine sahip teknik direktörlerden birisi, maç öncesi tahtaya rakam yazıp 4-4-2 oynuyoruz diyecek sığlıkta birisi değil. kendisini çekemeyenler bunun farkında ve bu nedenle boş argümanlarla saldırıyorlar. 2000 yılındaki, fiorentinadaki, milli takımdaki maçları dikkatli gözlerle izleyenler aslında anlıyorlar. ümit davalanın milana attığı bir gol vardı o zamanlar, o golün benzerini nuno gomesten en az üç dört kere izlemiştim. şimdilerin moda tabiri gegenpressingi taa o zamanlar uygulattığını da es geçmeyelim. (bkz: kaideyi taciz eden istisna)
birinci döneminin ikinci sezonunda, o meşhur 9 puan geriden gelip şampiyon olduğumuz sene çok gol yediğimiz için gelen eleştiriler üzerine kendisinin bir lafı vardı hiç unutmam.
" ben bilmiyormuyum sanki, ben bülent, popescu, vedat'ın önüne bir de ergünü koyarsam bu takımı kimse açamaz" o hiçbir zaman bunu seçmedi. işte bu yüzden imparator oldu işte bu yüzden onlarca kupası var.