1444
önce tanım yapalım; abidik gubidik çekişmeler sonucu yavaş yavaş kalitesi düşen oluşum.
son zamanlarda, gün olmuyor ki yazarlar birbirine girmesin. neredeyse her allah'ın günü birilerinin nick altında fırtınalar kopuyor. hepimiz galatasaraylıyız ve galatasaray ve sporla ilgili bilgi, birikim ve yorumlarımızı burada paylaşıyoruz. herkes aynı fikirde olsa ne anlamı var burada yazmanın. bir kişi gelir yazar, nasıl olsa herkes aynı fikirde, okur geçeriz. hatta okumaya bile gerek yok, aynı şeyi düşündüğüm için bana bir şey katma ihtimali yok.
sözlüklerin güzelliği ve özelliği farklı fikirlerin insanlarla paylaşılması ve insanların bilmedikleri şeyler hakkında başkalarının da yardımıyla bilgi ve fikir sahibi olmalarını sağlamalarıdır. ama bunu yaparken "dediğim dedik, çaldığım düdük", "en iyisini ben bilirim, başkalarının ne dediği umrumda olmaz" zihniyeti ile yaklaşmamak lazım. herkesin fikri vardır ve saygı duyulur, eğer ki bu fikirler mantıklı ve kurallara uygun bir şekilde dile getirilirse.
ne zizonkovac'ı tanırım, ne vangobbel'le muhabbetim ne de soy ozan'la hukukum vardır. ama bu 3 adam da yazdıklarını okutan adamlar. bir konuda entrylerini gördüm mü bakarım, katılırım, katılmam. o benim sorunum. işin üzücü tarafı, konu ne olursa olsun, sözlüğün dinamik yazarlarının birbirine girip, olayı sözlükten uzaklaşmaya kadar götürmeleri. neyi paylaşamıyorsunuz arkadaşım siz? insan gibi fikirlerinizi savunup, birbirinizi kırmadan karşı tarafa aktaramıyor musunuz? birbirlerinin nick altına destanlar gibi entryler girmeler, ayarlar vermeler.
bugüne kadar kimsenin nick altına ayar verme amaçlı entry girmedim, girmem de... bana ayar verenlere bile olumsuz bir şey yazmam. özel mesaj fasilitesi ne için var? yazarsın mesajını anlatırsın derdini ama orada da kimseyi kırmadan. sözlük yazarlarının fenerbahçeli olması başlığında fenerbahçeli arıyoruz. aramıza sızıp, ortalığı karıştıracaklar diye korkuyoruz. gerek yok, kendimiz yapıyoruz zaten yapacağımızı.
neyse çok uzattık, siz de sıkıldınız ben de. insanların birbirinin yüzünü görmediği bir ortamda kabadayılık taslaması kolaydır. ama yüzyüze geldin mi sıkar. insanlara hakaret ederken iki kere düşünün diyor ve gidiyorum.*
son zamanlarda, gün olmuyor ki yazarlar birbirine girmesin. neredeyse her allah'ın günü birilerinin nick altında fırtınalar kopuyor. hepimiz galatasaraylıyız ve galatasaray ve sporla ilgili bilgi, birikim ve yorumlarımızı burada paylaşıyoruz. herkes aynı fikirde olsa ne anlamı var burada yazmanın. bir kişi gelir yazar, nasıl olsa herkes aynı fikirde, okur geçeriz. hatta okumaya bile gerek yok, aynı şeyi düşündüğüm için bana bir şey katma ihtimali yok.
sözlüklerin güzelliği ve özelliği farklı fikirlerin insanlarla paylaşılması ve insanların bilmedikleri şeyler hakkında başkalarının da yardımıyla bilgi ve fikir sahibi olmalarını sağlamalarıdır. ama bunu yaparken "dediğim dedik, çaldığım düdük", "en iyisini ben bilirim, başkalarının ne dediği umrumda olmaz" zihniyeti ile yaklaşmamak lazım. herkesin fikri vardır ve saygı duyulur, eğer ki bu fikirler mantıklı ve kurallara uygun bir şekilde dile getirilirse.
ne zizonkovac'ı tanırım, ne vangobbel'le muhabbetim ne de soy ozan'la hukukum vardır. ama bu 3 adam da yazdıklarını okutan adamlar. bir konuda entrylerini gördüm mü bakarım, katılırım, katılmam. o benim sorunum. işin üzücü tarafı, konu ne olursa olsun, sözlüğün dinamik yazarlarının birbirine girip, olayı sözlükten uzaklaşmaya kadar götürmeleri. neyi paylaşamıyorsunuz arkadaşım siz? insan gibi fikirlerinizi savunup, birbirinizi kırmadan karşı tarafa aktaramıyor musunuz? birbirlerinin nick altına destanlar gibi entryler girmeler, ayarlar vermeler.
bugüne kadar kimsenin nick altına ayar verme amaçlı entry girmedim, girmem de... bana ayar verenlere bile olumsuz bir şey yazmam. özel mesaj fasilitesi ne için var? yazarsın mesajını anlatırsın derdini ama orada da kimseyi kırmadan. sözlük yazarlarının fenerbahçeli olması başlığında fenerbahçeli arıyoruz. aramıza sızıp, ortalığı karıştıracaklar diye korkuyoruz. gerek yok, kendimiz yapıyoruz zaten yapacağımızı.
neyse çok uzattık, siz de sıkıldınız ben de. insanların birbirinin yüzünü görmediği bir ortamda kabadayılık taslaması kolaydır. ama yüzyüze geldin mi sıkar. insanlara hakaret ederken iki kere düşünün diyor ve gidiyorum.*
