resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 18879
    öncelikle, futbolu onun kadar bilmem gibi bir ihtimâl söz konusu dahi olamaz, bu çok açık; fakat birilerinin -ki ben elbette o birilerinden biri değilim- hocaya futbolda tek bir doğrunun olmadığını anlatması lâzım. stoperleri ortasahaya kadar çıkarmak bu oyunun tek doğrusu değil, ön alanda pres yapmak bu oyunun tek doğrusu değil, savunmadan illâ kısa ve ayağa paslarla çıkmak bu oyunun tek doğrusu değil, bir takımın her iki kulvarda (ligde ve avrupa'da) aynı sistemle (dizilişle değil, sistemle) oynaması bu oyunun tek doğrusu değil, hatta aynı dizilişle oynaması dahi bu oyunun tek doğrusu değil. dikkat edilirse, bunlara yanlış falan da demiyorum ben; lâkin neredeyse sınırsız sayıda farklı taktik varyasyon imkânına sâhip olan ve tam da bu nedenle bu kadar ilgi gören bir oyun olan futbolda ''doğru oyun'' kavramının artık gerçekten çok esnekleştiğini hocanın da görmesi gerek.

    üstelik, hocanın direttiği ve sayısı artırılabilecek bu gibi saha içi hususların bir maçlık bir yenilgiden de öte öyle fazla sayıda yansıması var ki... misâlen, hocanın inat (?) ettiği oyun, daha bir buçuk sezon önce 8 milyona aldığın ve aslında iyi kötü piyasası da olan bir oyuncunu (maicon'u), değişimin bir an önce yapılması gerektiği kaygısıyla aceleci davranıp 6 milyon zararla göndermene, yerine 8 milyon bonservis ödeyerek yeni stoper almana yol açabiliyor. burada eleştirdiğim şey, maicon'un gönderilmesi ya da luyindama'nın transfer edilmesi değil; hocanın oyun bazındaki bâzı takıntılarının (?) bâzı oyuncuların değerini düşürmesi ve totalde kulübün bundan dolayı ekonomik olarak zarar görmesi. luyindama'nın iyi ya da kötü olması da değil mevzu veya belki bundan iki sene sonra 20 milyona transfer yapacak olması falan da değil; transfer döneminin* son gününe kadar kalburüstü herhangi bir avrupa kulübü tarafından kapılmamış ve bir sonraki transfer döneminde de alabileceğin bir oyuncu için elindeki aktifini ekonomik anlamda kötü değerlendirmen ve bunu, kaçırmaman gereken bir fırsatla karşılaştığın için ''kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez'' gibi bir düşünceyle değil de oyun takıntın nedeniyle yapman. bu net bir yansımadır meselâ ve bir maçta yenilmenin* falan da ötesinde bir şeydir.

    bir hayâlinin olduğunu söylemişti hoca. hocanın hayâli bizim de hayâlimiz elbet; fakat biraz daha gerçekçi, hatta temkinli olmak lâzım gelmez mi? gerek şampiyonlar ligi'ndeki grubumuzun, gerekse avrupa ligi'ndeki rakibimizin, örneğin bir sonraki sezon gideceğimiz muhtemel bir manchester city deplasmanında neler yaşayabileceğimize dair bir fragman sunacak kalibrede olmadığını kabul etmemiz gerekmez mi? paris deplasmanında, barcelona deplasmanında kâbusa dönüşürse o hayâller, bunda bu oyun takıntısının hiç payı olmayacak mı? yanlış anlaşılmasın, öylesi eşleşmeler neticesinde elenmemizin sorumlusu elbette hoca olmaz; ama travma yaratacak ölçüde bir hezimetle karşılaşmamız hâlinde hâlâ aynı oyunu savunacak mı hoca? yakın zamanda united'i rezil eden mourinho'nun o dönem çalıştırdığı madrid karşısında bundan ta 6 yıl önce aldığımız 3-2'lik gâlibiyeti hatırlamak güzel de; bir daha sneijderler, drogbalar, melolar, elmanderler, eboueler, o zamanki selçuk ve buraklar olacak mı kadromuzda ya da bugünkü klopp'un liverpool'u o günkü mourinho'nun real'i gibi dakika 80'de özil'i oyundan alıp albiol'u sokacak mı oyuna veya evinde oynadığı maçta daha 10. dakikada golü bulmuşken 3-0'la yetinecek mi?

    son olarak, şu an şikâyetlenmekte olduğum bu durumun bir müsebbibinin de biz taraftarlar olduğunu belirtmem gerek. ayrıca, hocaya şirin görünmeye çalışan bir kısım medya mensubunun da payı var bunda. ''fatih terim takımı'' gibi kavramlarla, ''fatih'in aslanları'' gibi gücünü mâziden alan ve fakat bugün bir slogan hâline dönüşmüş söylemlerle biraz da biz zorluyoruz hocayı bu oyuna. kaldı ki, burada bir mantık hatâsı da var aslında. eğer adına ''fatih terim takımı'' denilen şey bu kadar belirgin bir şey ise, o takımın oynadığı oyun da rakipler açısından bir o kadar öngörülebilir olmaz mı? klopp'un, guardiola'nın dahi sürekli olarak öngörülemez şeyler peşinde koştuğu bir zamanda, hocaya ''fatih terim takımı'' baskısı yapmak ne kadar hakkâniyetli?
App Store'dan indirin Google Play'den alın