• 1908
    21 ocak'ta bir entry girmiştim. (bkz: mustafa cengiz yönetimi/@filtresiz) şimdi finansal, sportif ve yönetimsel açıdan dediğim gibi bir analiz yapmayı arzuluyorum.
    finansal durum: sosyal medyada bazı aklıevveller 'setılmınt egrımınt' diye aklınca bu konudan yönetime vurmaya insanlar vardı. malum transferler geldikten sonra bu tayfa zaten sustu. aslında çokta takılmaması gereken bir tayfa zaten de. ffp üzerine yaptığımız bu anlaşmanın hafife alınması çok garibime gidiyor. bütün avrupa bu takım nasıl ceza yemedi şeklinde ayağa kalktı. milan bizi emsal gösterdi bu şekilde onlar da bildiğiniz üzere cezadan yırttı.
    ffp ile yaptığımız anlaşma bildiğiniz sevr anlaşması gibi. sattığın kadar al ve kadro kısıtlaması cezalarımız dışında herkes şu anlık çok önemsemediği başka bir madde daha var o da break even muhabbeti. 2019döneminde 20 milyon euro zararda olma hakkımız 2020 döneminde 10 milyon euro ve sonraki senelerde artık ekside olmamamız gerekiyor yani bu madde sattığın kadar al muhabbetinden daha sıkıntı. (bu arada türkiye'de şirketler için normalde açılış kapanış dönemleri ocak-aralıktır. ama spor kulüpleri bu muhasebesel dönemi mayıs ayında bitiriyor sezonda mayısta bittiği için yani 2019 dönemi 1 hazirandan itibaren başlayacak.)
    bu şartı sağlamak için 3 konu çok önemli birincisi şampiyonluk ve şampiyonlar ligi gelirleri bu anlaşmayı aşmamız için çok önemli. ikincisi giderlerimizi minimalize etmek. en önemli giderimiz de bildiğiniz üzere oyuncu maaşları.. şu an tam değeri bulamamakla beraber 55-60 milyon euro civarı bir oyunculara sorumluluğumuz var. bunun 40 milyon eurolara indirmemiz gerekiyor finansal anlamda sürdürebilirliğimizi yakalayabilmek için. bunun anlamı da bu yaz transfer döneminde de büyük hareketlilikler görebiliriz. ve malum kaliteli yerli oyunculara da yönelmemiz lazım.
    üçüncüsü olarak da ek gelirler yaratmamız gerekliliği. tabii bunun için galatasaray markasını hak ettiği şekilde yönetmemiz lazım buna yönetimsel başlığında değineceğim.
    21 ocak'ta ki finansal raporlama için yapacağım yorum önceki dönemlere net bir şekilde gelişme var ama bunun genel kaynağı şampiyonlar ligi gelirleri. ama ne olursa olsun yönetimin söz verdiği gibi har vurup harman savurmadığı belli. inşallah öbür dönemlerde de daha iyi tabloları göreceğiz.

    sportif
    önceden belirteyim amatör branşlar( basketbol dahil) hakkında yorum yapmayacağım futbol hariç diğer konulardan pek anladığımı düşünmüyorum.
    yönetimin geçen dönem en ama en büyük hatası malumunuz 3 ay içerisinde forvet transferini başaramamış olması. bu bizim şampiyonlar liginden kazandığımız parayı bile etkiledi. yaz döneminde bunu becerememek bana göre çok büyük başarısızlık.
    bu konuda hem yönetime hem de scout ekibine tepkim vardı. bu ara transfer dönemi biraz sancılı olsa da son günlerde olanlarla güçlü bir kadro kurduk çok şükür. diğer bir sevincim de ilk kez scout ekibinin bir işe yaradığını gördük bu açıdan da sevinçliyim. scout ekibi transferlerimizde böyle rol alsın adamlara niye kızayım ki? inşallah böyle devam eder ki etmek zorunda şu ffp denen lanetten kurtulmanın tek yolu bu. ayrıca şu alan'ı almamamıza çok sevindim açıkçası. kariyerinde sadece 1 sene avrupa'da adından söz ettirmiş sonra da çin'e gitmiş ve fahiş ücretler isteyen adamdan hayır geleceğini düşünmüyordum.

    ilk dönem çok iyi başlamasak da sakatlıklar, fenerbahçe maçı sonrası olan gelişmeler ve cezalar aynı zamanda tff'yi düşünürsek bence az hasarla atlattık. başaksehir öyle ya da böyle güçlü bir takım ama takıma güveniyorum. geri kalan haftalarda en iyi performansı göstererek sonunda mutlu sona ulaşacağımıza canı gönülden inanıyorum.

    şampiyonlar ligi biraz hayal kırıklığı oldu ama iyi tarafından bakarsak öyle ya da böyle uefa'dayız. beni diğer heyecanlandıran konu uefa için de iddialı bir kadro kurmamız. elbette bizden daha iyi takımlar var ama sonuna kadar mücadele etme potansiyeli olan bir takım kurduk.

    fatih terim'e güvenimiz zaten tam. mustafa cengiz yönetimi biraz geç olsa da sonunda güzel bir kadro kurdu diyebiliriz. fatih terim'in elini rahatlatacaktır.

    kondisyoner konusu: ilk dönem ki başarısızlığımızda bunun da etkisi olduğu net bir şekilde ortaya çıktı. italyan kondisyonerle çalışmaya başladıktan sonra net bir şekilde takımın fizik kalitesi yükseldi. hatadan dönüldü bu konuda da teşekkür ediyorum.

    yönetimsel:
    evet en çok eleştireceğim konu sanırım burada. abdurrahim albayrak kısmından başlayalım.
    sayın albayrak ile benim bir problemim yok. gerçekten galatasaray'la yatıp galatasaray'la kalkan bir insan. çok fedakar bir şekilde çalışıyor. ama bu adamın görevi nedir artık bir karar verilmesi lazım
    maç sonu konuşmayı albayrak yapıyor zeki müren türkçesiyle.... (taraftar daha da galeyana geliyor.)
    transfer görüşmelerini albayrak yapıyor. (türkiye için kabul aslında da yurt dışı kısmını net bir şekilde daha işinin eri prezantabl bir insana verilmesi gerekli)
    herkes arasında köprüyü albayrak kuruyor.( bence en başarılı olduğu iş)
    vs.
    yani demek istediğim bir adama bu kadar görev verilmez. görev tanımının daha net bir şekilde çizilmesi gereklidir.

    özellikle takımın pr konusunda takımın bir profesyonelle çalışması gerektiğini düşünüyorum.

    oyuncular konusu: açıkçası bu da en büyük mü bilmiyorum da acilen çözülmesi gereken bir konu. gidecek tüm oyuncularımız için gitmelerinden önce bir sürü karalayıcı haber çıkıyor. açıkçası bence biraz nabız ölçmek ve gelecek tepkileri alıştıra alıştıra olması için maksatlı haberler çıkarıyolar. bu bana göre aşırı yanlış. elimizdeki değerleri kötüledik bu bir kere olmadı farkındaysanız. (gomis , ozan , serdar[serdar konusuna ayrı değineceğim])
    mesela farkındaysanız şu an satmadık takımımızda olan belhanda, feghouli mariano vesaire için de benzer haberler çıktı.
    oyuncuları medyanın önüne atarak itibarsızlaştırmak bence çok yanlış. hem değerlerini düşürüyoruz hem de galatasaray gibi bir kuruma yakışmayan bir şey.

    serdar aziz konusu: serdar aziz konusunda herkesin üzgün ve aldatılmış hissettiğini biliyorum. keza ben de çok üzgünüm.
    fatih terim'i özellikle bu son dönemini çok takdir ediyorum. şimdiye dek ki en olgun dönemini geçiriyor ve allah bozmasın. ama serdar aziz konusu hocanın bu dönemde olan en büyük hatası olduğunu düşünüyorum. yanlış anlaşılmasın dediğim serdar aziz'i göndermek istemesi için demiyorum( serdar aziz'in fb'ye gitmesi o kirli şeyi öpmesi falanı göz ardı edin.)
    bunu video atarak paylaşması fenerbahçe'ye pazarlıkta avantaj sağladı. öyle bir video çekerken bunu düşünmesi gerekliydi diye düşünüyorum. fener'e gitti diye tu kaka etmem ben serdar'a. bana göre en iyi yerli savunmacı liginde en iyilerinden bu kadar ucuza gitmesinde yönetimin hataları olduğu gibi biraz terim'e de yazar.

    marka yönetimi konusu: bu konu bana göre aşırı ama aşırı önemli. galatasaray markasını bırakın türkiye'yi dünyaya bile pazarlayabileceğin harika bir marka objektif bir gözle. bu konuda profesyonellerle çalışılarak galatasaray markasını bir barcelona, bir manchester united olmasa da üst noktalara getirilebileceğine inanıyorum. bu özellikle sponsorluklarımızı tavan yaptıracaktır. bu konuda da aksiyonlar bekliyorum kulübümüzden.

    tff, fenerbahçe maçı ve hakemler konusu: burada mustafa cengiz yönetimi taraftarın gazıyla biraz hareket ederek istemeye istemeye boş attı özellikle hakemler konusunda. yine bir şekilde tepki gösterdiler ama bu biraz silik bir yönetim imajı verdi özellikle taraftara karşı. bu süreci daha iyi yönetebilirlerdi.

    sonuç: aklıma gelen tüm konulara değindiğimi düşünüyorum. lisedeki karne puanı hesabına göre mustafa cengiz yönetimine şu ana kadar ki yönetimleri için teşekkür belgesi veriyorum. daha iyilerini yapabileceklerine inancım tam. şu anlık destekliyorum diyebilirim. özellikle şu transferler olmadan önce malum insanla bu yönetimi karşılaştıranlar umarım yaptıklarından utanıyordur. öyle ya da böyle uğraşan yönetime malum şahısla kıyaslamak gerçekten büyük hakaret ve terbiyesizliktir.
    onlara bir çift laf hazırladım.
    geçme namerd köprüsünden, ko aparsın sel seni *
App Store'dan indirin Google Play'den alın