1718
gitme kararını almıştır; hocanın, camianın belki 1.5 yıl daha hizmet verip daha hazır şekilde ayrılması yönündeki telkinlerini dinlememeyi tercih etmemiştir. neticede kulübe hatrı sayılır bir bonservis ücreti kazandırıp ayrılmıştır. 7.5 milyon euro'luk fesih bedeline rağmen ekstra gelir sağlamıştır. bunun için kendi adıma teşekkür ederim. tüm bu tercihlerine saygı duymak durumundayız.
ancak bu ailenin evladıyım, parçasıyım gibi alımlı veda mesajları; hizmet verilen süre içerisinde sosyal medyadan yapılan gaz paylaşımlar artık bana samimi gelmiyor. kime ümit bağlasak, değer versek bizi ikinci plana atıyor. evet zeki bir adam, evet fırsatı olduğunda genç jenerasyon ülkeden ayrılmaya artık daha istekli. ancak galatasaray'dan bahsediyoruz. çalıştığınız muhasebe, döküm, finans, denetim şirketinden falan değil.
yurtdışında yaşayan arkadaşlar da var aramızda. gittikleri ülkedeki bir takımla ilgilenmek yerine hala armanın peşindeler. sebebi; bu kulübe, bu armaya, bu renklere duyulan aşk. bu kadar basit. bu kulübe hizmet etme şansım olsa ve aynı anda avrupa'da oynama imkanım olsa hiç durmam giderim diyenler de hiç durmasınlar bundesliga, la liga, serie a, premier league'den takım seçip beğenip onu takip etsinler. gerçekten bir kulübe gönül bağı olan insan, o kulübü bu kadar kolay gözden çıkarmazdı.
bir de son kısımda belirttiği formamızı tekrar giyme kısmına değinmek isterim. günü gelir, performansı üst düzeydeyken, yaşı +30'lar değilken geri dönmeyi ister. şartları kulübümüz şartlarına uyarsa değerlendirilir. ancak orada uyum sağlayamaz, yedek kalır veya emeklilik öncesi son durak olarak bize dönmek isterse kulübümüzün de bu konuda ağırlığını koyması gerekir. evlatçılık geyiği benim nazarımda artık sona erdirilmesi gereken bir olgudur. gördüğümüz gibi endüstriyel futbolda, altyapından yetişmiş olması fark etmiyor. herkes kendi geleceğini gözetiyor. o halde sen de kulüp olarak artık profesyonel yaklaşım sergileyeceksin. performansında düşüş yaşayanı kapının önüne koyacaksın. kimse hatır gönül için oynamıyor; sen de istenileni veremeyen kimseye sahip çıkmayacaksın. performansı yetersiz olanı da kapıdan içeri sokmayacaksın.
1999/2000 kadrosundan ayrılacağım diye tutturup sonra geri dönen isimler içime sinmemişti. umarım en azından bundan sonrasında bu konuda bir duruş sergileyebiliriz.
ancak bu ailenin evladıyım, parçasıyım gibi alımlı veda mesajları; hizmet verilen süre içerisinde sosyal medyadan yapılan gaz paylaşımlar artık bana samimi gelmiyor. kime ümit bağlasak, değer versek bizi ikinci plana atıyor. evet zeki bir adam, evet fırsatı olduğunda genç jenerasyon ülkeden ayrılmaya artık daha istekli. ancak galatasaray'dan bahsediyoruz. çalıştığınız muhasebe, döküm, finans, denetim şirketinden falan değil.
yurtdışında yaşayan arkadaşlar da var aramızda. gittikleri ülkedeki bir takımla ilgilenmek yerine hala armanın peşindeler. sebebi; bu kulübe, bu armaya, bu renklere duyulan aşk. bu kadar basit. bu kulübe hizmet etme şansım olsa ve aynı anda avrupa'da oynama imkanım olsa hiç durmam giderim diyenler de hiç durmasınlar bundesliga, la liga, serie a, premier league'den takım seçip beğenip onu takip etsinler. gerçekten bir kulübe gönül bağı olan insan, o kulübü bu kadar kolay gözden çıkarmazdı.
bir de son kısımda belirttiği formamızı tekrar giyme kısmına değinmek isterim. günü gelir, performansı üst düzeydeyken, yaşı +30'lar değilken geri dönmeyi ister. şartları kulübümüz şartlarına uyarsa değerlendirilir. ancak orada uyum sağlayamaz, yedek kalır veya emeklilik öncesi son durak olarak bize dönmek isterse kulübümüzün de bu konuda ağırlığını koyması gerekir. evlatçılık geyiği benim nazarımda artık sona erdirilmesi gereken bir olgudur. gördüğümüz gibi endüstriyel futbolda, altyapından yetişmiş olması fark etmiyor. herkes kendi geleceğini gözetiyor. o halde sen de kulüp olarak artık profesyonel yaklaşım sergileyeceksin. performansında düşüş yaşayanı kapının önüne koyacaksın. kimse hatır gönül için oynamıyor; sen de istenileni veremeyen kimseye sahip çıkmayacaksın. performansı yetersiz olanı da kapıdan içeri sokmayacaksın.
1999/2000 kadrosundan ayrılacağım diye tutturup sonra geri dönen isimler içime sinmemişti. umarım en azından bundan sonrasında bu konuda bir duruş sergileyebiliriz.
