• 317
    sanıyorum kendisi de bir fm düşkünü.

    çünkü fm'de de 15 milyonluk topçuya hiç nakit vermeden 12 taksitle almaya kalkınca fiyat olarak 30 milyon'ları görebiliyorsunuz.

    ayrıca dün söylediklerinden sonra, haluk yürekli gibi gazetecilerin haberi bizzat kendisini arayarak, kendisi ağzından öğrendiğini ifade etmesi de çok talihsiz oldu. özellikle birbiriyle çelişen, gerçekdışı söylemlerin son derece normal bulunduğu, ne dediğinden bir haber siyasetçilerle dolu bir siyasi parti olmayıp da galatasaray futbol kulübü olduğumuzu düşünürsek.
  • 318
    açıklamaların tamamını ben de dinledim. aslında teklemeden, güzel güzel derdini anlatmış, haklı olduğu yerler de var ama yetmez.

    kusura bakma sayın hatipoğlu. geçen sezondan beri 8 numara ve ocak ayından beri sağ bek eksiği ortada. şampiyon takıma 2-3 tane nokta atışı transfer yapılacak. bunu bitirin sonra genç oyuncu mu alınıyor kim gönderiliyor ne yapılıyorsa yapılsın. bu kadar basiretsiz olunmaz. sorumlu sen misin, cenk ergün mü başkanın olacak şahıs mı bizi ilgilendirmez.

    kendisi taraftara öneri verecek değil çözüm üretecek makamda. böyle beceriksiz adama kalkan olursan günah keçisi de olursun.
  • 319
    son röportajında "daha temmuz'un 20'si..." cümlesini kurmuş kişi.

    bunu utanması, arlanması olan bir insan çıkıp söylemez, söyleyemez. 2 hafta sonra potansiyel kupa alacağın bir maç var. sen ilk kampa yetişecek dediğin oyuncuları 1 senedir ihtiyacın varken alamamışsın. ikinci kampa gidiyoruz ve 1 tane bile eksiğini kapatamadın ve hala çıkıp şu cümleyi kuruyorsun.

    yazıklar olsun.
  • 322
    bir kere yaptığı kurgu röportaj işini artık bırakması gereken yönetici. geldiğinden beri bir köşe seçiliyor, kamera kuruluyor, galatasaray tv'deki muhabir/sunucu arkadaş ile karşılıklı soru cevap yapılıyor. sanki o sorular daha önce belirlenmemiş gibi. çıkıp basın toplantısı yapsana ibrahim bey normal bir şekilde. cagirsana galatasaray'a yakın gazetecileri, muhabirleri. çoğu sizlerden mamalaniyor biliyoruz da iclerinden bir iki tanesi vardir dogru soruları sorabilecek. mesela galatasaray'in transfer bütçesi gerçekten de var mı? gibi.
  • 323
    ben dünkü açıklamalarından bir rahatsızlık duymadım, aksine memnun olduğumu da ifade ettim ama bu camia sonuç camiasıdır. nedenler, mazeretler, bahaneler, profesyonel dünyanın umulmadık bariyerleri vs. ilgilendirmez taraftarları, hatta bir kısım genel kurul üyelerini. her ne kadar büyük bir çoğunluk aksini iddia etse de, galatasaray'ın 2023 kış ve yaz transfer dönemlerinde yaptığı hatalar 2024 yaz transfer dönemini etkilemekte. o döneme ait bir tane futbolcudan bonservis bedeli kazanamadığımız gibi, zaniolo hariç hiçbirinin yıllık ücretlerinden dahi kurtulamadık. bu transfer bütçesini de etkiliyor, transferin her bir alt başlığını etkiliyor. bonservis limitin etkileniyor, oyuncuya ödeyebileceğin yıllık ücret sınırın etkileniyor. bunların hepsi birer zorluk ve 2023'ün mirası. kolay değil elbette kabul ediyorum ama hiçbir şey yapmayarak, hiçbir şeyi düzeltmeyerek ikinci avusturya kampına gidilmesini kabul edemiyorum. galatasaray'ın çok sayıda çok yüksek tutarlar kazanan yabancı futbolcusu var ve transfer etmeyi planladığı iki tane daha yabancı futbolcu var. çok kalabalığız bu noktada ve finansal olarak da yeni oyuncuları karşılayamayacak kadar yıllık ücret havuzumuz dolu. birilerinin gitmesi lazım. birilerinin alınamamasını anlarım ama 22 temmuz tarihinde zaniolo hariç bir tane yabancı futbolcu gönderilememesini anlayamam.

    "ziyech geçtiğimiz sezonu çok iyi bitirdi, takımdaki en yetenekli oyuncu, kalsın". "zaha bu sene bambaşka geliyor, kalsın". "tete bonservis ücreti getirecek ise gitsin, yoksa kalsın". "oliveira iyi bir 8 numara gelmez ise kalsın, rotasyon oyuncusu olur". "dubois şimdilik kötü ama iki beki de yedekleyebilir, kalsın". bir aydan fazla süre bu nakaratlar ile geçti. muslera dokunulmaz, davinson dokunulmaz, torreira dokunulmaz, icardi dokunulmaz, mertens dokunulmaz, haydi nelsson ve köhn de dokunulmaz olsun ama ziyech, zaha, tete, oliveira, dubois beşlisi de mi dokunulmaz? bunlardan neden ayrılan yok? bunların hepsi kalacak mı? bunlar arasından ayrılan, bunlar arasından galatasaray'a bonservis getirisi sağlayacak olan yok mu? bonservisi geçtim, bizi yıllık ücretini ödemekten kurtaracak olan futbolcu da mı yok bunların arasında? yoksa geçmiş olsun zaten, biz transfer falan yapamayız. yapmamalıyız da. ziyech'in, zaha'nın, tete'nin, oliveira'nın, dubois'in kaldığı senaryoda kontenjan da dolu, limit de dolu. ibrahim hatipoğlu, cenk ergün, ayhan akman, maruf güneş ve diğerleri de bu kontenjanın ve limitlerin açılması için varlar. bu sebeple yöneticiler. ama bu noktada hiçbir hareket yok. güzel güzel, keyifli keyifli bütün fazlalıklarımızla yurtdışı kamplarına gidiyoruz geliyoruz. videolar, paylaşımlar, yayınlar vs. herkesin keyfi yerinde, herkes güleç. ben anlamakta güçlük çekiyorum bunu.

    ibrahim bey veya gazeteciler "transferin son gününe daha var" diye hiç bir veya bir buçuk ay daha kazanmaya çalışmasınlar bu içinde bulunduğumuz noktada. bir buçuk ayı falan yok kimsenin, sadece on günleri var. galatasaray taraftarı ağustos ayındaki beşiktaş maçı ile şampiyonlar ligi ön elemesini kafaya takar. bir kısmımız taktı da şimdiden haklı olarak. o maçlardaki olası bir yanlış sonuçtan sonra kimse "x çok yoruldu, y'nin gözleri kan çanağı gibi oldu, iyi niyet önemli" vs. gibi cümleleri dinlemez. ne hatipoğlu'nun canlı yayınını umursar taraftar ne gs tv'den verilen mesajları umursar. ibrahim hatipoğlu belli ki dün yaptığı açıklamalar ile temmuz ayına bu şekilde noktayı koymanın peşinde, o zaman yatsın kalksın okan hocaya ve takıma dua etsin de beşiktaş maçını kazanalım. beşiktaş maçının kaybedilerek bir kupanın rakibe verildiği senaryoda, kim veya hangi cümle taraftarın gazabından kurtarabilir sportif a.ş. ekibini bilemiyorum. ayette geçen “biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık” ifadesinde vurgulanmaya çalışılan çaba kısmında oldukça zayıflar, allah yardımcıları olsun çünkü bu çaba eksikliği ile çok ihtiyaçları var ilahi bir kudretin yardımına ağustos ayında.
  • 325
    açıklama ihtiyacı duyması gösteriyor ki galatasaray taraftarının yangın yaptığı kadar var. kendileri de kendilerine güvenemiyor ve süreç kötü ilerlediği ve yakın zamanda birşey elde edilemeyeceği için stres sürecini yönetemeyip daha da baskıya maruz kalacaklarını gördüler, biraz tansiyon düşürme-gaz alma çabasına giriştiler.

    hele ki " daha temmuz 20" sözü, bir büyük takım yöneticisinin asla söylememesi gereken bir söz. bu takıma alınması gereken oyuncuların bölgesi en az 6 ay öncesinden belliyken, senin yapman gereken transfer sezonu içerisinde bir oyuncu almak değil, kampın ilk gününe oyuncuyu getirmektir. şu saatten sonra da gelecek oyuncu listenin 1.sırasındaki olmak zorunda ki beklendiğine değsin. ve bu oyuncu gelince aklımızı kaybedelim, "vaayy nasıl getirdiler bunu ya" dedirtsin. üstelik fiyatı da fahiş olmayacak şekilde.

    şu ana kadar rezalet bir süreç yönetimi gerçekleştirdi ve taraftarda sıfır güven hissi oluşturdu. buradan toparlaması çok zor olacak. kendisini hiç tanımadan erden timur sonrası temkinli yaklaşmıştık ve şimdilik bu konuda bizi haklı çıkarmakla kalmayıp ciddi bir dosta korku düşmana güven aşıladı. beşiktaş maçında kupayı alamazsak kabak kendisinin başına patlayacak ve olmayan kredisini tüketmiş olacak
App Store'dan indirin Google Play'den alın