resim
İbrahim Hatipoğlu
Görev:Başkan Vekili
Takım:Galatasaray
Yaş:55
Uyruk:Türkiye
  • 302
    tam bir akp bakanı gibi hareket ediyor. tüm söylemleri şekil üstüne, hava yaparım ortamı toparlarım diye söylediği her yeni sözde daha da batırıyor. konuşmak dışında bir vasfı olduğunu düşünmüyorum. son dakika paramız yok zaten diyip barış veya başka birkaç oyuncuyu çok ucuza elden çıkaracaklar hissi veriyor. transferde adı çıkan her oyuncuyu medyaya çıkıp öven adamdan transfer beklenmemesi gerekir...
  • 304
    galatasaray’da ne yaptığını kendisi de dahil kimsenin bilmediğine yemin edebileceğim ama ispat edemeyeceğim yeni dönem yöneticisi.

    yani herhalde ‘kimsenin ismini bilmediği, gizliden yürüttüğümüz isimler var’ demesiyle wendel konuşmasının arasında 3 dakika olduğunun farkındadır diye düşünüyorum. dolayısıyla wendel ismini ortaya atıp milleti oyalarken asıl istediğimiz adama gideceğizdir inşallah. yani buna inanmak istiyorum, her ne kadar imkansız gibi gözükse de.

    hayır adam o kadar amatör ki, transfer etmek istediği futbolcuyu kendi resmi tv’sinden destursuz övüyor. böylesini ilk kez gördüm yemin ederim. çok iyi futbolcu, hele son 2 maçı var ki şov yaptı şov (ki futbolu zerre bilmediğini ya da maçları hiç izlemeyip sadece gol ve asist sayılara bakarak yorum yaptığını buradan da anlayabilirsiniz zira süper kupa finalinde takımının yediği 2’nci golün baş sorumlusu wendel’di) görüyorsunuz işte anlatmaya gerek yok videosundaki dayıya nazire yaparcasına almaya çalıştığımız topçuyu övdü de övdü, kendi kendine 20’lik topçuyu 30’luk yaptı 3 dakikada, inanılabilemez ya. rezalet ötesi yöneticilik örneklerinde onur ödülü alır şu röportajı.
  • 306
    sanıyorum kendisi de bir fm düşkünü.

    çünkü fm'de de 15 milyonluk topçuya hiç nakit vermeden 12 taksitle almaya kalkınca fiyat olarak 30 milyon'ları görebiliyorsunuz.

    ayrıca dün söylediklerinden sonra, haluk yürekli gibi gazetecilerin haberi bizzat kendisini arayarak, kendisi ağzından öğrendiğini ifade etmesi de çok talihsiz oldu. özellikle birbiriyle çelişen, gerçekdışı söylemlerin son derece normal bulunduğu, ne dediğinden bir haber siyasetçilerle dolu bir siyasi parti olmayıp da galatasaray futbol kulübü olduğumuzu düşünürsek.
  • 307
    açıklamaların tamamını ben de dinledim. aslında teklemeden, güzel güzel derdini anlatmış, haklı olduğu yerler de var ama yetmez.

    kusura bakma sayın hatipoğlu. geçen sezondan beri 8 numara ve ocak ayından beri sağ bek eksiği ortada. şampiyon takıma 2-3 tane nokta atışı transfer yapılacak. bunu bitirin sonra genç oyuncu mu alınıyor kim gönderiliyor ne yapılıyorsa yapılsın. bu kadar basiretsiz olunmaz. sorumlu sen misin, cenk ergün mü başkanın olacak şahıs mı bizi ilgilendirmez.

    kendisi taraftara öneri verecek değil çözüm üretecek makamda. böyle beceriksiz adama kalkan olursan günah keçisi de olursun.
  • 308
    son röportajında "daha temmuz'un 20'si..." cümlesini kurmuş kişi.

    bunu utanması, arlanması olan bir insan çıkıp söylemez, söyleyemez. 2 hafta sonra potansiyel kupa alacağın bir maç var. sen ilk kampa yetişecek dediğin oyuncuları 1 senedir ihtiyacın varken alamamışsın. ikinci kampa gidiyoruz ve 1 tane bile eksiğini kapatamadın ve hala çıkıp şu cümleyi kuruyorsun.

    yazıklar olsun.
  • 311
    ben dünkü açıklamalarından bir rahatsızlık duymadım, aksine memnun olduğumu da ifade ettim ama bu camia sonuç camiasıdır. nedenler, mazeretler, bahaneler, profesyonel dünyanın umulmadık bariyerleri vs. ilgilendirmez taraftarları, hatta bir kısım genel kurul üyelerini. her ne kadar büyük bir çoğunluk aksini iddia etse de, galatasaray'ın 2023 kış ve yaz transfer dönemlerinde yaptığı hatalar 2024 yaz transfer dönemini etkilemekte. o döneme ait bir tane futbolcudan bonservis bedeli kazanamadığımız gibi, zaniolo hariç hiçbirinin yıllık ücretlerinden dahi kurtulamadık. bu transfer bütçesini de etkiliyor, transferin her bir alt başlığını etkiliyor. bonservis limitin etkileniyor, oyuncuya ödeyebileceğin yıllık ücret sınırın etkileniyor. bunların hepsi birer zorluk ve 2023'ün mirası. kolay değil elbette kabul ediyorum ama hiçbir şey yapmayarak, hiçbir şeyi düzeltmeyerek ikinci avusturya kampına gidilmesini kabul edemiyorum. galatasaray'ın çok sayıda çok yüksek tutarlar kazanan yabancı futbolcusu var ve transfer etmeyi planladığı iki tane daha yabancı futbolcu var. çok kalabalığız bu noktada ve finansal olarak da yeni oyuncuları karşılayamayacak kadar yıllık ücret havuzumuz dolu. birilerinin gitmesi lazım. birilerinin alınamamasını anlarım ama 22 temmuz tarihinde zaniolo hariç bir tane yabancı futbolcu gönderilememesini anlayamam.

    "ziyech geçtiğimiz sezonu çok iyi bitirdi, takımdaki en yetenekli oyuncu, kalsın". "zaha bu sene bambaşka geliyor, kalsın". "tete bonservis ücreti getirecek ise gitsin, yoksa kalsın". "oliveira iyi bir 8 numara gelmez ise kalsın, rotasyon oyuncusu olur". "dubois şimdilik kötü ama iki beki de yedekleyebilir, kalsın". bir aydan fazla süre bu nakaratlar ile geçti. muslera dokunulmaz, davinson dokunulmaz, torreira dokunulmaz, icardi dokunulmaz, mertens dokunulmaz, haydi nelsson ve köhn de dokunulmaz olsun ama ziyech, zaha, tete, oliveira, dubois beşlisi de mi dokunulmaz? bunlardan neden ayrılan yok? bunların hepsi kalacak mı? bunlar arasından ayrılan, bunlar arasından galatasaray'a bonservis getirisi sağlayacak olan yok mu? bonservisi geçtim, bizi yıllık ücretini ödemekten kurtaracak olan futbolcu da mı yok bunların arasında? yoksa geçmiş olsun zaten, biz transfer falan yapamayız. yapmamalıyız da. ziyech'in, zaha'nın, tete'nin, oliveira'nın, dubois'in kaldığı senaryoda kontenjan da dolu, limit de dolu. ibrahim hatipoğlu, cenk ergün, ayhan akman, maruf güneş ve diğerleri de bu kontenjanın ve limitlerin açılması için varlar. bu sebeple yöneticiler. ama bu noktada hiçbir hareket yok. güzel güzel, keyifli keyifli bütün fazlalıklarımızla yurtdışı kamplarına gidiyoruz geliyoruz. videolar, paylaşımlar, yayınlar vs. herkesin keyfi yerinde, herkes güleç. ben anlamakta güçlük çekiyorum bunu.

    ibrahim bey veya gazeteciler "transferin son gününe daha var" diye hiç bir veya bir buçuk ay daha kazanmaya çalışmasınlar bu içinde bulunduğumuz noktada. bir buçuk ayı falan yok kimsenin, sadece on günleri var. galatasaray taraftarı ağustos ayındaki beşiktaş maçı ile şampiyonlar ligi ön elemesini kafaya takar. bir kısmımız taktı da şimdiden haklı olarak. o maçlardaki olası bir yanlış sonuçtan sonra kimse "x çok yoruldu, y'nin gözleri kan çanağı gibi oldu, iyi niyet önemli" vs. gibi cümleleri dinlemez. ne hatipoğlu'nun canlı yayınını umursar taraftar ne gs tv'den verilen mesajları umursar. ibrahim hatipoğlu belli ki dün yaptığı açıklamalar ile temmuz ayına bu şekilde noktayı koymanın peşinde, o zaman yatsın kalksın okan hocaya ve takıma dua etsin de beşiktaş maçını kazanalım. beşiktaş maçının kaybedilerek bir kupanın rakibe verildiği senaryoda, kim veya hangi cümle taraftarın gazabından kurtarabilir sportif a.ş. ekibini bilemiyorum. ayette geçen “biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık” ifadesinde vurgulanmaya çalışılan çaba kısmında oldukça zayıflar, allah yardımcıları olsun çünkü bu çaba eksikliği ile çok ihtiyaçları var ilahi bir kudretin yardımına ağustos ayında.
  • 313
    açıklama ihtiyacı duyması gösteriyor ki galatasaray taraftarının yangın yaptığı kadar var. kendileri de kendilerine güvenemiyor ve süreç kötü ilerlediği ve yakın zamanda birşey elde edilemeyeceği için stres sürecini yönetemeyip daha da baskıya maruz kalacaklarını gördüler, biraz tansiyon düşürme-gaz alma çabasına giriştiler.

    hele ki " daha temmuz 20" sözü, bir büyük takım yöneticisinin asla söylememesi gereken bir söz. bu takıma alınması gereken oyuncuların bölgesi en az 6 ay öncesinden belliyken, senin yapman gereken transfer sezonu içerisinde bir oyuncu almak değil, kampın ilk gününe oyuncuyu getirmektir. şu saatten sonra da gelecek oyuncu listenin 1.sırasındaki olmak zorunda ki beklendiğine değsin. ve bu oyuncu gelince aklımızı kaybedelim, "vaayy nasıl getirdiler bunu ya" dedirtsin. üstelik fiyatı da fahiş olmayacak şekilde.

    şu ana kadar rezalet bir süreç yönetimi gerçekleştirdi ve taraftarda sıfır güven hissi oluşturdu. buradan toparlaması çok zor olacak. kendisini hiç tanımadan erden timur sonrası temkinli yaklaşmıştık ve şimdilik bu konuda bizi haklı çıkarmakla kalmayıp ciddi bir dosta korku düşmana güven aşıladı. beşiktaş maçında kupayı alamazsak kabak kendisinin başına patlayacak ve olmayan kredisini tüketmiş olacak
  • 317
    herhangi bir oyuncuyu bir projeye veya plana ikna etmesi mümkün olmayan vasıfsız yönetici. çünkü bir plan veya projesi yok. ekürisi ile beraber ayıp olmasın diye belirlenen 3-5 oyuncuyla yalandan görüşme yapıp kapılardan kovuluyorlar. 20 yaşındaki g*tü boklu sağ beki bile ikna edemiyorlar. dolayısıyla kendisinden takıma yararlı bir transfer beklemek çok güç. galatasaray televizyonuna yaptığı açıklamalar zaten ne kadar panik, plan ve programsız hareket ettiklerini gösteriyordu. dolayısıyla ağustos sonuna doğru kallavi sözleşmelerle gelecek 1-2 ortalama oyuncu hariç hiç bir beklentim yok. onlar da tek motivasyonları para olduğu ve istedikleri hayat kurtaran sözleşmeyi alacakları için gelecektir.
  • 318
    medyada konuşan insanların, çok beğendiği, efendi bulduğu, sözüne güvendiği eski galatasaraylı yönetici ve iş adamları derneği'nin başkanı, şimdilerde transferlerimizle uğraşan yöneticimiz.
    bu kadar olumlu ve pozitif hava basılan birinin, iş bitiricilik, kararlılık, rest çekme, iletişim vb. transfer beceresi gerektiren özelliklerde zayıf olduğunu gözlemliyorum. bakalım transfer sezonu sonunda ne kadar başarılı anlaşmalar yapacak, göreceğiz. şu anda, duoe transferi konusunda baya sınıfta kalmış gözüküyor.
  • 319
    https://x.com/.../1815480795190170074

    --- alıntı ---

    1905 gsyiad üyelerinden ibrahim hatipoğlu'na destek paylaşımları.

    --- alıntı ---

    şu desteğin çeyreği erden timur'a gösterilse şu an bu kaosu yaşamıyorduk. adama tarikatçı iftirası attıklarında ilk satan bizimkiler olmuştu.

    bir camia her şeyin kötüsünü hakeder mi? hakediyor işte.

    taraftar haketmiyor. ne bu yönetimi ne de bu camiayı.
  • 323
    özgüveni ve tutkusu olmayan, fayda ve kişisel reklam amacıyla koltuklara oturan kişi. senden önce bu koltukta oturanlar cebinden falcao’yu ödeyip getirebilecek tutkuya sahipti, sen kulubün parasıyla kimseyi ikna edemiyorsun, bu sırada senin kulvarında ya da altında takımlar üst seviye oyuncuları getiriyor. başarısız olduğunu kabul etmek için daha ne olması gerekiyor, trabzon savic’i getirmiş, ikna etmiş. bu adam kendisine 3 boy büyük gelen koltuğa oturmaya devam ediyor, buna şükretmesi gerekirken kendisi öncekileri bıyık altından kötülüyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın