487
böyle günlerde, genç oyuncuların yükselişlerine şahit olduğumuzda bizleri mutlu eden birimimiz. ülke futbolunda bu sene totoların da sıkılması zorlamasıyla altyapı en çok kullanılan kelime oldu. eğrisi doğrusuna geldi ve özellikle büyük kulüpler biraz daha buralara bakar oldu. ozan kabak'ın sadece birkaç ayda şampiyonlar ligi seviyesinde sırıtmayan bir performans göstermesi ve bununla bile anında 12 milyon euroluk satış yapabilmesi çok güzel bir ders. umarım kulübümüz, taraftarıyla beraber bunu iyi özümser.
galatasaray olarak biz diğer rakiplerimize oranla çok daha fazla altyapı oyuncusu kullanıyoruz, geliştiriyoruz. taraftarımızın takıntısı da daha fazla. hatta zaman zaman ters tepiyor, gereğinden fazla beklentiye girip zarar da veriyoruz. çoğunlukla ptt1.lig'e oyuncu servis eder bir hale bürünmüştük maalesef, ozan ile beraber bu algı kırılacak inşallah. şöyle 3-4 oyuncu daha çıkarsak kullansak veya satsak, bünyemize tamamen işleyecektir. nasıl davranmamız gerektiğini, nasıl sabretmemiz gerektiğini (hem saha içi hem saha dışı) öğreneceğiz. umarım teknik adam ve yöneticilerimiz de öğrenir, hem adamları yem ettirmez, hem de güvenirler. fatih hoca'nın şu dönemde hocamız olması bu bakımdan büyük lütuf.
yıllardır porto olalım, ajax olalım, shaktar olalım geyiği dolanır büyük takım taraftarlarında. icraate gelince kimse beceremedi, hem oyuncu bulmayı, hem de bulduğunda düzgünce sabretmeyi. o yüzden önce ne istediğini bilmesi gerekiyor kulüplerin. 20-25 yaş aralığında oyuncu bulup parlatıp satmak herkesin dilinde, veya altyapıdan çıkarıp parlatıp satmak. lakin iş sabretme evresine gelince, veya satma evresine gelince oyuncuyu gömmeler, hain ilan etmeler, paragöz ilan etmeler başlıyor. o zaman 33 yaşında eski yıldız alıp günü kurtaracak kulübün, onu da sevmiyorsun. hoş, artık onu yapacak maddi güç de kalmadı kimsede. o yüzden yol haritası belli, buna göre hepimiz hem yetiştirici hem de yarışmacı olmaya hazırlayacağız kendimizi, hazırlamak zorundayız.
galatasaray olarak biz diğer rakiplerimize oranla çok daha fazla altyapı oyuncusu kullanıyoruz, geliştiriyoruz. taraftarımızın takıntısı da daha fazla. hatta zaman zaman ters tepiyor, gereğinden fazla beklentiye girip zarar da veriyoruz. çoğunlukla ptt1.lig'e oyuncu servis eder bir hale bürünmüştük maalesef, ozan ile beraber bu algı kırılacak inşallah. şöyle 3-4 oyuncu daha çıkarsak kullansak veya satsak, bünyemize tamamen işleyecektir. nasıl davranmamız gerektiğini, nasıl sabretmemiz gerektiğini (hem saha içi hem saha dışı) öğreneceğiz. umarım teknik adam ve yöneticilerimiz de öğrenir, hem adamları yem ettirmez, hem de güvenirler. fatih hoca'nın şu dönemde hocamız olması bu bakımdan büyük lütuf.
yıllardır porto olalım, ajax olalım, shaktar olalım geyiği dolanır büyük takım taraftarlarında. icraate gelince kimse beceremedi, hem oyuncu bulmayı, hem de bulduğunda düzgünce sabretmeyi. o yüzden önce ne istediğini bilmesi gerekiyor kulüplerin. 20-25 yaş aralığında oyuncu bulup parlatıp satmak herkesin dilinde, veya altyapıdan çıkarıp parlatıp satmak. lakin iş sabretme evresine gelince, veya satma evresine gelince oyuncuyu gömmeler, hain ilan etmeler, paragöz ilan etmeler başlıyor. o zaman 33 yaşında eski yıldız alıp günü kurtaracak kulübün, onu da sevmiyorsun. hoş, artık onu yapacak maddi güç de kalmadı kimsede. o yüzden yol haritası belli, buna göre hepimiz hem yetiştirici hem de yarışmacı olmaya hazırlayacağız kendimizi, hazırlamak zorundayız.