885
türkiye başlığına yazacaktım ama kilitlenmiş.
4 ocak 2019 tranmere tottenham maçını izledim dün ve tribünlere bakınca yine ingiltere ve ingiltere'deki taraftar kültürüne imrendim. maç 7-0 spurs lehine bitti. kulüp tarihinin en farklı deplasman galibiyeti olmuş. gelen taraftarlar fark yeme ihtimallerinin yüksek olduğunu biliyordu herhalde. tribünler yine de dolu. normal zamanda bu kadar doluyor mu bilmiyorum. federasyon kupası maçları genelde dolu oluyor ama kulübün seviyesi fark etmeden, ciddiye alıyorlar bu turnuvayı ülkede.
tranmere rovers, ikinci kategoride olan, dördüncü sıradaki football league two'da mücadele ediyor. birkenhead şehrinin takımı. şehrin nüfusu 88 bin civarındaymış wikipedia'ya göre. birkenhead'in yerli halkından rastgele bir erkeğe sorulacak futbol izliyor musun sorusuna evet cevabı alınca hangi takımı tutuyorsun diye takip eden soruya cevap olarak manchester united, arsenal, chelsea deme olasılığı düşüktür diye düşünüyorum.
oldum olası imrendiğim şey bu; doğup, büyüdüğün semtin takımını destekleme. hayatımın büyük kısmını istanbul'da geçirdiğim için bir ortamda futbol muhabbeti açılınca "hangi takımı tutuyorsun" sorusuna verilen yüz cevabın doksandan fazlası üç büyüklerden biri ile karşılık bulmuştur sanırım ve bu sıkıcı ve sığ geliyor bana özünde. (u: diyebilirsiniz ki madem istanbul'da doğmadın sen neden galatasaray'ı destekliyorsun. sabit bir şehirde büyümediğim için yerel takımını destekleme gibi bir lüksüm olmadı.) istanbul'da da onlarca, yüzlerce takım var mesela düşününce. insanlar yine de üç büyüklere yöneliyor. sorsan fenerbahçe ve galatasaray'ın toplam 50 milyon taraftarı vardır, çok saçma ve olmaması gereken bir şey gibi duruyor.
anadolu'da durum ne kadar farklı bilmiyorum açıkçası, kaynağı götüm olan varsayımlarda bulunmak istemem ama üç büyüklere bir eğilim vardır sanırım gene de. büyük amcalar, küçük çocuklara üç büyüklerden kendi tuttukları takımı empoze etmeye çalışıyor olabilir kendi nesillerinden gelen alışkanlık gereği. yeni yapılan stadyumların bunda pozitif etkisi olacaktır umarım. stadyumların içine ve etrafına yapılacak mekanlar ile futbol maçına gitmenin bir hafta sonu eğlencesine dönüşmesi biraz daha nasırlaşırsa bu konuda bir gelişme olacaktır diye umut ediyorum.
futbolun türkiye için çok önemli bir spor olduğu iddia edilir hep, zaten siyasetin sürekli bu sporun içinde maalesef ama ülkenin futbol kültürü gerçekten sığ bence. bu ülkenin üç büyük safsatasından kurtulması lazım. devletin kulüp borçlarını ödemesi veya bu borçlara yardım etmesi gibi saçmalıklar mevzu bahis bile olmamalı artık. batacaksa batsın üç büyükler. insanlar diğer kulüpleri tutmaya başlar belki. yerel takımların maçlarına gitmeye başlarlar. bilet ve kulüp ürünleri satışı artan yerel kulüplerin önü de açılır. orta ve uzun vadede ülke futbolu fayda görebilir. (u: yazılanların hepsi öznel olduğu için sen ne konuşuyorsun lan değişik diyebilirsiniz)
4 ocak 2019 tranmere tottenham maçını izledim dün ve tribünlere bakınca yine ingiltere ve ingiltere'deki taraftar kültürüne imrendim. maç 7-0 spurs lehine bitti. kulüp tarihinin en farklı deplasman galibiyeti olmuş. gelen taraftarlar fark yeme ihtimallerinin yüksek olduğunu biliyordu herhalde. tribünler yine de dolu. normal zamanda bu kadar doluyor mu bilmiyorum. federasyon kupası maçları genelde dolu oluyor ama kulübün seviyesi fark etmeden, ciddiye alıyorlar bu turnuvayı ülkede.
tranmere rovers, ikinci kategoride olan, dördüncü sıradaki football league two'da mücadele ediyor. birkenhead şehrinin takımı. şehrin nüfusu 88 bin civarındaymış wikipedia'ya göre. birkenhead'in yerli halkından rastgele bir erkeğe sorulacak futbol izliyor musun sorusuna evet cevabı alınca hangi takımı tutuyorsun diye takip eden soruya cevap olarak manchester united, arsenal, chelsea deme olasılığı düşüktür diye düşünüyorum.
oldum olası imrendiğim şey bu; doğup, büyüdüğün semtin takımını destekleme. hayatımın büyük kısmını istanbul'da geçirdiğim için bir ortamda futbol muhabbeti açılınca "hangi takımı tutuyorsun" sorusuna verilen yüz cevabın doksandan fazlası üç büyüklerden biri ile karşılık bulmuştur sanırım ve bu sıkıcı ve sığ geliyor bana özünde. (u: diyebilirsiniz ki madem istanbul'da doğmadın sen neden galatasaray'ı destekliyorsun. sabit bir şehirde büyümediğim için yerel takımını destekleme gibi bir lüksüm olmadı.) istanbul'da da onlarca, yüzlerce takım var mesela düşününce. insanlar yine de üç büyüklere yöneliyor. sorsan fenerbahçe ve galatasaray'ın toplam 50 milyon taraftarı vardır, çok saçma ve olmaması gereken bir şey gibi duruyor.
anadolu'da durum ne kadar farklı bilmiyorum açıkçası, kaynağı götüm olan varsayımlarda bulunmak istemem ama üç büyüklere bir eğilim vardır sanırım gene de. büyük amcalar, küçük çocuklara üç büyüklerden kendi tuttukları takımı empoze etmeye çalışıyor olabilir kendi nesillerinden gelen alışkanlık gereği. yeni yapılan stadyumların bunda pozitif etkisi olacaktır umarım. stadyumların içine ve etrafına yapılacak mekanlar ile futbol maçına gitmenin bir hafta sonu eğlencesine dönüşmesi biraz daha nasırlaşırsa bu konuda bir gelişme olacaktır diye umut ediyorum.
futbolun türkiye için çok önemli bir spor olduğu iddia edilir hep, zaten siyasetin sürekli bu sporun içinde maalesef ama ülkenin futbol kültürü gerçekten sığ bence. bu ülkenin üç büyük safsatasından kurtulması lazım. devletin kulüp borçlarını ödemesi veya bu borçlara yardım etmesi gibi saçmalıklar mevzu bahis bile olmamalı artık. batacaksa batsın üç büyükler. insanlar diğer kulüpleri tutmaya başlar belki. yerel takımların maçlarına gitmeye başlarlar. bilet ve kulüp ürünleri satışı artan yerel kulüplerin önü de açılır. orta ve uzun vadede ülke futbolu fayda görebilir. (u: yazılanların hepsi öznel olduğu için sen ne konuşuyorsun lan değişik diyebilirsiniz)