9014
galatasaray efsaneleri arasında yer alan kalecimiz.
kendisi lazio'dan 2011'de bir kaleci için genç sayılabilecek bir yaşta, 25 yaşında, takımımıza katılmıştır. 2018-2019 sezonu ile birlikte bizimle 8. sezonunu yaşamaktadır. kariyerinde açık ara en uzun süre forma giydiği takım biziz ve bu saatten sonra da bu durumun değişme ihtimali yok gibi. yani muslera aktif futbolculuk hayatının büyük çoğunluğunu bizimle geçirdi ve geçirmekte. tüm yaşamı boyunca da galatasaray'lıyım diyebilecek kadar kendini buraya ait hissettiğine ve hissedeceğine inanıyorum.
bu 8 sezon içerisinde hatırı sayılır kupalar kazandı, şampiyonluklar yaşadı, maçlar kurtardı, hatalı goller de yedi, yeri geldi bu takım için kavga etti, takımı sahiplendi, sakatlandı; kırık elle maça çıktı. elbette bunu hayrına yapmadı belki, bu bir meslek ama aynı sahada yıllardır takımın kaptanı olan kişileri de gördü bu gözler; ruhsuz, rakibe veya hakeme ağzını açıp iki kelime takımını savunamayacak kadar sinik..
uzun yıllar kalemizde taffarel ve mondragon'dan sonra muslera'ya gelene kadar ne kadar çok sıkıntı çektiğimizi çabuk unutuyoruz. nankörlük ediyoruz. bir takım için kale istikrarlı olması gereken bir mevkidir. geçici çözümlerle, ekonomi yapılarak ''aman ne olacak idare eder yea'' denilebilecek tercihler yapılmaması gereken bir pozisyondur. kaldı ki muslera kalitesindeki bir kaleciye ulaşabilecek bir durumumuz zaten yok.
bu nedenle bir kaleci için henüz 32 yaşında olan, neler yapabileceğini bildiğimiz, takım savunması ile birlikte iyi bir muslera bizimle uzun yıllar kalabilir, kalmalıdır da.
kendisi lazio'dan 2011'de bir kaleci için genç sayılabilecek bir yaşta, 25 yaşında, takımımıza katılmıştır. 2018-2019 sezonu ile birlikte bizimle 8. sezonunu yaşamaktadır. kariyerinde açık ara en uzun süre forma giydiği takım biziz ve bu saatten sonra da bu durumun değişme ihtimali yok gibi. yani muslera aktif futbolculuk hayatının büyük çoğunluğunu bizimle geçirdi ve geçirmekte. tüm yaşamı boyunca da galatasaray'lıyım diyebilecek kadar kendini buraya ait hissettiğine ve hissedeceğine inanıyorum.
bu 8 sezon içerisinde hatırı sayılır kupalar kazandı, şampiyonluklar yaşadı, maçlar kurtardı, hatalı goller de yedi, yeri geldi bu takım için kavga etti, takımı sahiplendi, sakatlandı; kırık elle maça çıktı. elbette bunu hayrına yapmadı belki, bu bir meslek ama aynı sahada yıllardır takımın kaptanı olan kişileri de gördü bu gözler; ruhsuz, rakibe veya hakeme ağzını açıp iki kelime takımını savunamayacak kadar sinik..
uzun yıllar kalemizde taffarel ve mondragon'dan sonra muslera'ya gelene kadar ne kadar çok sıkıntı çektiğimizi çabuk unutuyoruz. nankörlük ediyoruz. bir takım için kale istikrarlı olması gereken bir mevkidir. geçici çözümlerle, ekonomi yapılarak ''aman ne olacak idare eder yea'' denilebilecek tercihler yapılmaması gereken bir pozisyondur. kaldı ki muslera kalitesindeki bir kaleciye ulaşabilecek bir durumumuz zaten yok.
bu nedenle bir kaleci için henüz 32 yaşında olan, neler yapabileceğini bildiğimiz, takım savunması ile birlikte iyi bir muslera bizimle uzun yıllar kalabilir, kalmalıdır da.
