18058
hocanın eren'i oynatmaya devam etmesinin bence tek bir sebebi var; savunmamıza baskı yapıldığında topu eren'e doğru şişirmek, dönen topları da orta saha oyuncuları ile toplayıp hücum geçişini bu şekilde sağlamak. ha, eren çok mu hava topu kazanıyor ya da kazandığı hava toplarını çok mu etkili yerlere indiriyor, elbette hayır; ama eren'in en azından bu işi muğdat'tan falan daha iyi yaptığını düşünüyor hoca, bu da doğru zaten. fakat, savunmadan pivot santrafora uzun oynayarak hücum etmek diye bir ilkellik mi kaldı bu çağda? bir büyük takımın sürekli yapacağı iş midir bu? olur dakika 80, geridesindir, dönersin doldur boşalt futboluna, hadi bir nebze anlarım; ama savunmana baskı yapıldığında tüm maçı böyle mi oynayacaksın? ha, şunu da söyleyim; devre arasında santrafor transferi yapılabilirse, alınacak santrafor da büyük olasılıkla pivot özellikleri olan bir santrafor olacak yine, ben öyle tahmin ediyorum. çünkü, hocanın savunmadan hücuma geçiş için başka bir strateji üzerinde çalışmaya falan mecâli yok benim anladığım kadarıyla.
kimse kusura bakmasın da, geriden oyun kurma şablonumuzun -baskı varsa- topu eren'e şişirmekten ibaret olması da elbette hocaya yazar. 15/12/2018 tarihli başakşehir maçında başakşehir'in santraforu bajic'ti, o çıktıktan sonra da adebayor girdi oyuna. bu oyuncuların ikisi de hava topu kazanma, top tutma, duvar olma işini eren'den on kez daha iyi yapar. ama, kaç kez gördünüz başakşehir'in biz onların savunmasına baskı yaparken topu bu oyunculara şişirdiğini? kaldı ki biz onlara nazaran daha önde baskı yaptık bu maç. ama, adamlar topla çıkmaya çalışıyorlar savunmadan; onların kurgusu bu. sırf mert'i bile bu pasla çıkma işini daha iyi yapabildiği için kaleye koydu bu sezon abdullah avcı. yanlış anlaşılmasın, abdullah avcı'nın fatih terim'den daha iyi hoca olduğunu falan söylemiyorum elbette; ama geçen sezon yanlış hatırlamıyorsam bir büyük maçta (fener maçı olabilir) sırf bu savunmadan topla çıkma bokuna kritik bölgede top kaybedip saçma sapan bir gol yemişti başakşehir ve o maçta dahi vazgeçmemişlerdi baskıyı pasla kırmaya çalışmaya devam etmekten. yaz döneminde bunun üzerine daha da fazla çalışmışlar sanırım. demek ki çalışınca da oluyor bazı şeyler. kimse, hocanın bunu çalıştıracak vaktinin olmadığını falan da söylemesin. geçen sezon sarri'nin napoli'si milik sakatlanınca mertens'i attı santrafora/sahte 9 pozisyonuna. yarım metrelik adama uzun oynayacak hâlleri olmadığı için de ne kadar baskı görürlerse görsünler topla çıkıp hücum bölgesine o şekilde yerleşmeye çalıştılar. ha, evet, onların jorginho'su vardı; ama jorginho'yu jorginho yapan da yine sarri'ydi. fatih hoca ise canı sağolsun da hiçbir şey denemiyor bu sezon. mecburiyetten üçlü savunmaya dönmesini falan bi' geçelim. ya da başka bir örnek vereyim... bu anasını sattığımın topunu zorla mı veriyorlar bize. topla çok oynamazsın, topu rakibe bırakırsın, koyarsın ileri uca pırpır bir üçlü, kontra futbolu denersin; tutar ya da tutmaz, en azından denersin. ha, yakışır mı büyük takıma ana stratejinin kontra olması, elbette yakışmaz; ama topu eren'e şişirmekten daha ilkel değil abi kontra futbolu. sonra da yaparsın ara dönemde transferlerini falan, ne oynatmak istiyorsan ona dönersin. koca bir ilk yarıyı bir sonuç alınamadığını gördüğün, alınamayacağını bildiğin şeyle geçirmezsin en azından; biz de ''hocanın denemediği şey kalmadı; ama olmuyor anasını satayım'' deriz.
kimse kusura bakmasın da, geriden oyun kurma şablonumuzun -baskı varsa- topu eren'e şişirmekten ibaret olması da elbette hocaya yazar. 15/12/2018 tarihli başakşehir maçında başakşehir'in santraforu bajic'ti, o çıktıktan sonra da adebayor girdi oyuna. bu oyuncuların ikisi de hava topu kazanma, top tutma, duvar olma işini eren'den on kez daha iyi yapar. ama, kaç kez gördünüz başakşehir'in biz onların savunmasına baskı yaparken topu bu oyunculara şişirdiğini? kaldı ki biz onlara nazaran daha önde baskı yaptık bu maç. ama, adamlar topla çıkmaya çalışıyorlar savunmadan; onların kurgusu bu. sırf mert'i bile bu pasla çıkma işini daha iyi yapabildiği için kaleye koydu bu sezon abdullah avcı. yanlış anlaşılmasın, abdullah avcı'nın fatih terim'den daha iyi hoca olduğunu falan söylemiyorum elbette; ama geçen sezon yanlış hatırlamıyorsam bir büyük maçta (fener maçı olabilir) sırf bu savunmadan topla çıkma bokuna kritik bölgede top kaybedip saçma sapan bir gol yemişti başakşehir ve o maçta dahi vazgeçmemişlerdi baskıyı pasla kırmaya çalışmaya devam etmekten. yaz döneminde bunun üzerine daha da fazla çalışmışlar sanırım. demek ki çalışınca da oluyor bazı şeyler. kimse, hocanın bunu çalıştıracak vaktinin olmadığını falan da söylemesin. geçen sezon sarri'nin napoli'si milik sakatlanınca mertens'i attı santrafora/sahte 9 pozisyonuna. yarım metrelik adama uzun oynayacak hâlleri olmadığı için de ne kadar baskı görürlerse görsünler topla çıkıp hücum bölgesine o şekilde yerleşmeye çalıştılar. ha, evet, onların jorginho'su vardı; ama jorginho'yu jorginho yapan da yine sarri'ydi. fatih hoca ise canı sağolsun da hiçbir şey denemiyor bu sezon. mecburiyetten üçlü savunmaya dönmesini falan bi' geçelim. ya da başka bir örnek vereyim... bu anasını sattığımın topunu zorla mı veriyorlar bize. topla çok oynamazsın, topu rakibe bırakırsın, koyarsın ileri uca pırpır bir üçlü, kontra futbolu denersin; tutar ya da tutmaz, en azından denersin. ha, yakışır mı büyük takıma ana stratejinin kontra olması, elbette yakışmaz; ama topu eren'e şişirmekten daha ilkel değil abi kontra futbolu. sonra da yaparsın ara dönemde transferlerini falan, ne oynatmak istiyorsan ona dönersin. koca bir ilk yarıyı bir sonuç alınamadığını gördüğün, alınamayacağını bildiğin şeyle geçirmezsin en azından; biz de ''hocanın denemediği şey kalmadı; ama olmuyor anasını satayım'' deriz.