• 458
    maçlarını seyretmek gelecekte verebileceklerini hayal etmek ve kişisel gelişimlerine bizzat ortak olmak bakımından ayrı bir keyif olan altyapımız.

    özellikle altın jenerasyon olarak iltifat edilen 2000 jenerasyonundan beklentiyi düşük tutmak hiç mi hiç istemiyorum. sonunda hayal kırıklığı yaşar mıyım? belki. ama değer. gerçekten çok değerli yetenekler ve potansiyeller var.

    şu an istanbul dışında olduğum için maçlarını canlı takip etme fırsatı bulamıyorum. çıplak gözle izlemek ile ekran karşısında izlemek arasında fark var. özellikle alt yaş kategorilerinde. buraya bir ara söz ekleyelim: keşke daha profesyonel bir çekimle izleyebilsek ekran karşısında.

    neyse.

    23 kasım 2019 galatasaray konyaspor u21 maçından, ara sıra geçmiş maçlara dönerek ve biraz da genele bakarak bahsedeyim.

    öncelikle burada bir sitem mi diyeyim, bir beklenti mi diyeyim bilemedim, onu söyleyeyim. u21 takımımız sürekli 4 3 3 oynuyor. buraya daha sonra geleceğim. diyeceksiniz ki, bu kötü bir şey mi? değil elbette. ama ben bu çocukların 3 5 2, 3 4 3, 4 4 2 (klasik), 4 4 2 (elmas) gibi dizilişleri de oynamasını ister, en azından bir temellerinin olmasını isterim açıkçası. yoksa genel anlamda, üst yapının oynadığı ve istediği oyunu oynamaları makul olandır.

    gelelim 4 3 3 meselesine. aslında sahaya 4 2 3 1 gibi dizildiğimiz zannedilebilir. özellikle maçları takip etmeyen ama ilk on birde atalay babacan'ı bilenler ve görenler nezdinde. atalay babacan'ın a takıma hazırlandığı belli. hele ki, nasıl hazırlanması gerektiği bile anlatılmış gibi görüyorum ben. atalay babacan, bir merkez orta saha, ya da 4 3 3'ün iç oyuncusu gibi, ya da sahanın her yerindeki bir oyun kurucu gibi hazırlanıyor. meşhur laf: 8,5 gibi.

    işin ilginç yanı, bizim bu u21 takımı bunu iki 8,5 ile oynuyor. refere maçta görmedik belki ama defansif roldeki abdussamed karnuçu'nun önünde atalay babacan ile çektar orhan oynuyor. bu iki çocuğa dikkat edin. acayip iki orta saha kazanabiliriz. izlerken ne yalan söylemeli zevk alıyorum.

    tabii sadece onlar değil. refere maçta konyaspor kendi kalesi önünde neredeyse topyekun kapanmışken, alanlar o kadar darken yapabildiklerine, her oyuncunun ince görmesine insan hayret ediyor ve dolayısıyla heyecanlanıyor.

    bu oyuncuların yanında, dikkat çeken diğer isimler -her oyuncu dikkat çekiyor da neyse- sağ bek emirhan civelek mesela. ayağına hakim, oyun bilgisi iyi, temposu makul. boy dezavantajı, bu jenerasyonun her üyesi gibi malum. fakat defansif oyunlarını görmek lazım. aynı şekilde stoper oynayan gökay güney, evet ayağına hakim ama müdahalelerini görmek lazım.

    ileri üçlünün bir kenarında recep gül oynuyor. emirhan civelekve atalay babacan ile futbol olarak çok iyi anlaştıklarını söyleyelim. zaten bence, üst yapıya en hazır futbolcuların başında geliyor, gökay güney ile birlikte. topu alıp gidebilen, topsuz koşu yapabilen, topu saklayabilen, gol ve asist özellikleri olan bir oyuncu recep gül.

    diğer kanattaki metehan mertöz ise yine acayip yetenekli ama fiziksel güç olarak takımdaki diğer herkesten savruk. sanki bir tüy misali savruluyor sahada. bu haliyle ezilip gider ve çok değerli bir yetenek yitip gider gözlerimizin önünde. bu arada, fiziksel güç, hacim meselesi değil. eğer hacim alırsa, oyun tarzını kaybeder gibi geliyor bana. mümkün olduğunca güçlenmeye ve ayaklarını yere sağlam basmaya odaklanmalı. oyununun ne kadar geliştiğine kendi bile hayret edebilir o zaman.

    forvette ise oyuncumuz var: malik karaahmet ve ahmet sivri. bu iki oyuncuyu çözemedim. malik bazı maçlarda o koca cüssesine nazaran çok kıvrak olabilirken, bazı maçlarda bildiğiniz kütükleşebiliyor. aynı şey ahmet için de geçerli. ama farklı bir açıdan. az önce fiziksel olarak en savruk futbolcunun metehan olduğunu söylemiştim. oyun olarak en savruk futbolcu ise ahmet sivri. anlık bir oyuncu profili çiziyor. ayağında top ne kadar kalırsa, o kadar saçmalıyor. daha tek topçu bir oyuncu gibi geliyor bana. en azından izlediğim bu.

    bunlara ilaveten, bildiğiniz gibi ozan muhammed kabak ile yunus akgün halihazırda üst yapıda. daha alttan gelen ama henüz net bir 90 dakikasını izlemediğim mustafa kapı adlı bir oyuncu var. diğer yandan ali yavuz kol gibi bir adam da var.

    izin verirseniz ben bu adamlar için biraz romantik bakacağım. bu çocukların bu yetenekle eğer doğru yetiştirilirse, çok iyi olmama ihtimali yok.

    yetenekten kastın ne olduğunu sadece biraz izleyince anlıyorsunuz. bildiğiniz parlıyorlar. rakip kim olursa olsun belli ediyorlar o yetenek farkını.
App Store'dan indirin Google Play'den alın