17434
şampiyonlar ligini merkeze alıp, elimizde sınırlı olan transfer olanağı ile bu hedefine uygun yapılanmanın maliyeti kısa vadede 1 sezona ve yaz transferinde işinin daha da zorlaşmasına yol açmıştır.
son derece başarılı, keyif veren ve en önemlisi skoru da kolay alabildiğimiz iç saha oyununu kaybettik. ilk iç saha maçı bu fikri filizlendirmişti. henry ve garry ile ilerde sinan ya da eren tercihi ne iç sahada ne deplasmanda bizi zirveye taşıyacak gibi durmuyor. oyuncu özelliklerinin doğal sonucu bu. iki pas yapmaktan aciz 4-5 oyuncu ile hücum yapmak ne kadar zor ise yapılan kayıpların sonucunda geri dönmek de bir o kadar güç zira aynı oyuncular defansa katkı verme gayretinden uzak. bunların yanına geride olsa bile iyi savunma yapmaktan uzak, bekler ile her maç gol yemeye aday bir takım çıkıyor. muslera ve maicon'un hakkını teslim etmem lazım. sonuca bağlayayım şu an takımı tanımlayacak en doğru kelime ''istikrarsız'' oyuncular topluluğu.
gelelim hakemin ve taraftarın yanlışlarına. taç ciddi bir hataydı, eyyamcılık cüneyt ile ortak noktası bu karakterin. taraftar erken havaya girdi doğru, hoca 2-0'da müdahale etmeliydi, hasan hoca buralarda destek olsa daha fazla işe yaramış olurdu. ileri üçlü hiç iyi durumda değildi. basit tercihler yerine, 3 kişinin arasına girmeler falan olacak iş değil.
oyuncuları nasıl geçmiş performanslarını katarak değerlendiriyorsak hocayı da böyle. bu takımda garry var zaten ne diye benzer oyuncu tercihi yapılır? direkt oyun oynayacaksak bu pas kalitesi ile mümkün mü? en kilit oyuncumuz kesinlikle fernando. o yoksa top ile çıkamıyoruz, uzun top ve ters top atacak tek oyuncu yok. 0-0 kalecimiz oyuna topu sokacak o kadar ağırdan alıyor ki sanarsın tur maçı ve avantajlı durumdayız . duran top-yan top, akan oyunda gol yok kaç maçtır. biraz ders çalışan takım bizi rahat durduruyor.
oyuncu becerisi ve oyun zekası düşük takımların bağlı kalmaları gereken kesin şablonları olmalı. beğenmediğimiz bjk bile quaresma üzerinden bir plana sahip. gomis varken her şey daha kolaydı.
kendi hatalarımıza odaklanmak bizi doğruya götürür, öz güvenimiz ciddi şekilde aşınmış durumda. geçen sene bu hatalara sığınmıyorduk.
son derece başarılı, keyif veren ve en önemlisi skoru da kolay alabildiğimiz iç saha oyununu kaybettik. ilk iç saha maçı bu fikri filizlendirmişti. henry ve garry ile ilerde sinan ya da eren tercihi ne iç sahada ne deplasmanda bizi zirveye taşıyacak gibi durmuyor. oyuncu özelliklerinin doğal sonucu bu. iki pas yapmaktan aciz 4-5 oyuncu ile hücum yapmak ne kadar zor ise yapılan kayıpların sonucunda geri dönmek de bir o kadar güç zira aynı oyuncular defansa katkı verme gayretinden uzak. bunların yanına geride olsa bile iyi savunma yapmaktan uzak, bekler ile her maç gol yemeye aday bir takım çıkıyor. muslera ve maicon'un hakkını teslim etmem lazım. sonuca bağlayayım şu an takımı tanımlayacak en doğru kelime ''istikrarsız'' oyuncular topluluğu.
gelelim hakemin ve taraftarın yanlışlarına. taç ciddi bir hataydı, eyyamcılık cüneyt ile ortak noktası bu karakterin. taraftar erken havaya girdi doğru, hoca 2-0'da müdahale etmeliydi, hasan hoca buralarda destek olsa daha fazla işe yaramış olurdu. ileri üçlü hiç iyi durumda değildi. basit tercihler yerine, 3 kişinin arasına girmeler falan olacak iş değil.
oyuncuları nasıl geçmiş performanslarını katarak değerlendiriyorsak hocayı da böyle. bu takımda garry var zaten ne diye benzer oyuncu tercihi yapılır? direkt oyun oynayacaksak bu pas kalitesi ile mümkün mü? en kilit oyuncumuz kesinlikle fernando. o yoksa top ile çıkamıyoruz, uzun top ve ters top atacak tek oyuncu yok. 0-0 kalecimiz oyuna topu sokacak o kadar ağırdan alıyor ki sanarsın tur maçı ve avantajlı durumdayız . duran top-yan top, akan oyunda gol yok kaç maçtır. biraz ders çalışan takım bizi rahat durduruyor.
oyuncu becerisi ve oyun zekası düşük takımların bağlı kalmaları gereken kesin şablonları olmalı. beğenmediğimiz bjk bile quaresma üzerinden bir plana sahip. gomis varken her şey daha kolaydı.
kendi hatalarımıza odaklanmak bizi doğruya götürür, öz güvenimiz ciddi şekilde aşınmış durumda. geçen sene bu hatalara sığınmıyorduk.