17266
futbolculuğuna yetişemediğim ama galatasaray'daki teknik direktörlük kariyerinin tamamını gördüğüm ve yaşadığım için kendimi şanslı hissettiğim hocamız.
başarısızlık olarak nitelendirilen, fakat aslında katılmanın bile başarı olduğu bir euro 96 macerası sonrası gelmişti galatasaray'ın başına. son torbalarda yer alan ve elemeler öncesi turnuvaya katılma ihtimali en düşük takımlardan biri olarak gösterilen türk milli takımı, fatih terim önderliğinde büyük bir başarı göstererek euro 96'ya katılmıştı ama devamı gelmedi. sonrasında hocam yuvaya döndü ve galatasaray teknik direktörü oldu. takımımızla zaferler, şampiyonluklar ve hepsinden önemlisi uefa kupası'yla taçlandırılmış bir dört sene geçirdi. yaşanmış başarıların mutluluğuyla uyuyup, sabah okula gittiğinde arkadaşlarına gerine gerine o maçları anlatan biz dönemin çocuklarının bu dört seneyi nasıl geçirdiğini tarif etmek imkansız.
iki senelik italya macerasından sonra yeniden takımımızın başına geçtiğinde de, başarılarla dolu üçüncü döneminde de, tudor'dan devraldığı takımı şampiyon yaptığı dördüncü döneminde de hep kenarda iyi bir teknik direktör bulunduğunu hissettirdi. hataları yok mudur, elbette vardır. ama her zaman kenardaki o teknik direktörün başarı işin, futbol sınırları dahilinde, her an her şeyi yapabilecek bir adam olduğunu bildik.
bugün hatırlayabildiğim, canlı canlı şahit olduğum on iki galatasaray şampiyonluğu var. bu şampiyonlukların yedisini fatih terim kazanmış. türkiye kupalarına, uefa kupası'na, avrupa'daki zaferlere girip güzel detaylarda boğulmak istemiyorum. iyi ki varsın hocam. ne kadar teşekkür etsek az.
başarısızlık olarak nitelendirilen, fakat aslında katılmanın bile başarı olduğu bir euro 96 macerası sonrası gelmişti galatasaray'ın başına. son torbalarda yer alan ve elemeler öncesi turnuvaya katılma ihtimali en düşük takımlardan biri olarak gösterilen türk milli takımı, fatih terim önderliğinde büyük bir başarı göstererek euro 96'ya katılmıştı ama devamı gelmedi. sonrasında hocam yuvaya döndü ve galatasaray teknik direktörü oldu. takımımızla zaferler, şampiyonluklar ve hepsinden önemlisi uefa kupası'yla taçlandırılmış bir dört sene geçirdi. yaşanmış başarıların mutluluğuyla uyuyup, sabah okula gittiğinde arkadaşlarına gerine gerine o maçları anlatan biz dönemin çocuklarının bu dört seneyi nasıl geçirdiğini tarif etmek imkansız.
iki senelik italya macerasından sonra yeniden takımımızın başına geçtiğinde de, başarılarla dolu üçüncü döneminde de, tudor'dan devraldığı takımı şampiyon yaptığı dördüncü döneminde de hep kenarda iyi bir teknik direktör bulunduğunu hissettirdi. hataları yok mudur, elbette vardır. ama her zaman kenardaki o teknik direktörün başarı işin, futbol sınırları dahilinde, her an her şeyi yapabilecek bir adam olduğunu bildik.
bugün hatırlayabildiğim, canlı canlı şahit olduğum on iki galatasaray şampiyonluğu var. bu şampiyonlukların yedisini fatih terim kazanmış. türkiye kupalarına, uefa kupası'na, avrupa'daki zaferlere girip güzel detaylarda boğulmak istemiyorum. iyi ki varsın hocam. ne kadar teşekkür etsek az.
