42
stadda izlemek vs evde izlemek durumu söz konusu benim için. kısa bir bilgi amaçlı babam lise döneminde hopada futbol oynamaktadır,mevkii forvet. baya yetenekliymiş öyle ki özkan sümer kendisini trabzonspor'a katmak için izlemeye gelmiş ve dedemden babamı transfer etmek için izin istemiş. dedem babam için "okul okuyacak" deyip futbolcu olmasına izin vermemiş. bu olay hala ailemizde konuşulur, babam futbolcu olsaydı ne olurdu hayallleri kurulur. neyse buraları geçelim.
ilk maçıma gitmeye 2001 yılında babamın vesilesiyle galatasaray göztepe maçıyla başladım. o günden sonra hem sami yen de hem arena'da defalarca birlikte maça gittik, hatta abarttık bazen 2.lig 3.lig takımlarının maçlarına bile gittik. hepsi inanılmaz keyifliydi maç öncesi biralar,rakılar ve eskiye dair sohbetler maç çıkışları eve gidip maç hakkında kritik yapmalar vs. fakat evde ekran karşısında içinden adeta bir canavar çıkıyor. hiç bir futbolcumuzu beğenmiyor. hatta beğenmediği oyuncular sözlükde entry halinde olsa idi seri ofsaytlanırdı diye düşünüyorum*.sahada ki her futbolcuyu kendi döneminde ki şartlarla kıyaslıyor örneğin en meşhur cümleleri " bizim dönemimizde zeminler topraktı,zımpara gibiydi"dir. sneijder hatırlayamadığım bir maçta milimetrik bir pas vermişdir babam hemen lafı yapıştırıp"gel o pası toprak sahada atda göreyim" demiştir. beni en dumurlardan dumura uğratan anımız ise evde (bkz: 26 şubat 2009 galatasaray bordeaux maçı) izlenmektedir. kewell malum o füzeyi göndermiş, baba oğul sevinç çığlıkları atmaktayız. sevinçten yaklaşık 45 saniye sonra "bizim zamanımızda top su alıp şişerdi. biz bu şutları taş gibi toplara vurarak atıyorduk" dedi. tabi bu kardeşiniz o an mavi ekran verdi. sözün özü gülü seven dikenine katlanır babamızdan bize kalan miras galatasaray olunca bazen sevinç bazen keder(mavi ekran)...
ilk maçıma gitmeye 2001 yılında babamın vesilesiyle galatasaray göztepe maçıyla başladım. o günden sonra hem sami yen de hem arena'da defalarca birlikte maça gittik, hatta abarttık bazen 2.lig 3.lig takımlarının maçlarına bile gittik. hepsi inanılmaz keyifliydi maç öncesi biralar,rakılar ve eskiye dair sohbetler maç çıkışları eve gidip maç hakkında kritik yapmalar vs. fakat evde ekran karşısında içinden adeta bir canavar çıkıyor. hiç bir futbolcumuzu beğenmiyor. hatta beğenmediği oyuncular sözlükde entry halinde olsa idi seri ofsaytlanırdı diye düşünüyorum*.sahada ki her futbolcuyu kendi döneminde ki şartlarla kıyaslıyor örneğin en meşhur cümleleri " bizim dönemimizde zeminler topraktı,zımpara gibiydi"dir. sneijder hatırlayamadığım bir maçta milimetrik bir pas vermişdir babam hemen lafı yapıştırıp"gel o pası toprak sahada atda göreyim" demiştir. beni en dumurlardan dumura uğratan anımız ise evde (bkz: 26 şubat 2009 galatasaray bordeaux maçı) izlenmektedir. kewell malum o füzeyi göndermiş, baba oğul sevinç çığlıkları atmaktayız. sevinçten yaklaşık 45 saniye sonra "bizim zamanımızda top su alıp şişerdi. biz bu şutları taş gibi toplara vurarak atıyorduk" dedi. tabi bu kardeşiniz o an mavi ekran verdi. sözün özü gülü seven dikenine katlanır babamızdan bize kalan miras galatasaray olunca bazen sevinç bazen keder(mavi ekran)...