17031
10 ağustos 2018 ankaragücü galatasaray maçında kısır futbol vardı. sahanın zeminin etkisini de kabul etmekle beraber kötü oynadık. bir duran top golü ve rakibin kendi kalesine attığı gol ile öne geçtik ve maçı kapattık. onun dışında pozisyonumuz olduğunu hatırlamıyorum. younes belhanda'nın ikinci yarı soldan ceza sahasına girip düzgün pas atamadığı bir pozisyon vardı yanlış hatırlamıyorsam bir tek. maçın son dakikalarında da 3. gol gelince maç bitti. 1 eylül 2018 trabzonspor galatasaray maçında rakip kaleye gidemeden iki gol yedik ve belhanda kırmızı kart gördü. orada maç bitti zaten. 23 eylül 2018 akhisarspor galatasaray maçında ise ilk yarı aslında sabırla pas yapan, kaybettiği topları iyi geri alan ve pozisyonlara giren bir takım vardı. hatta üzerine bir de penaltı kaçırıldı. ancak sinan gümüş ve henry onyekuru hiç etkili olamıyordu. ikinci yarıya da böyle başlanınca, kaçan penaltının rakibe verdiği moral ile bir de gol bulunca adamlar bizim de deplasman fobimiz devreye girdi ve maç bitti. ilk yarıdaki oyun ilerideki deplasmanlar için umut verici gibi gözükse de takımın deplasmanda çabuk dağılması yine aynı umutları kırıyor. hocaya burada çok iş düşüyor. ne yapıp, ne edip ilk yarıdaki oyunun üstüne koyacak ve takım deplasmanlarda psikolojik olarak dağılmaya başladığı anda müdahale edecek. ancak bu şekilde maç kazanabiliriz deplasmanda. şuan için deplasmanda genç oyuncu oynatma işinden vazgeçmeliyiz. bize mümkün olduğunca tecrübe lazım. aynı şekilde yumuşak oyuncular yerine de sert oyuncular oynamalı. bir de iç sahada bile performansı soru işareti olan oyuncular deplasmanda kesinlikle maça başlamamalı. hoca bunları benden milyon kat daha iyi görüyordur. hoacay ve takıma hala güvencim tam, maç sonu sinirim geçti. kaybedilmiş bir şey yok. nisanda değil de mayısta şampiyon olalım, sıkıntı değil. hep destek, tam destek.