740
1 eylül 2018 00:00’da tüm desteğimi kaybettiler.
o dakikaya kadar herşeyi doğru yapmışlardı. gomis, sonuçta para için futbol oynayan bir futbolcu, geçen sezon bizden 6.5m € kazanmıştı ve bu parayı dursun özbek’in söz verdiği şekilde kazanmaya devam etmek istedi, mümkün olmadığı için de her iki taraf için uygun olarak sattılar. biz ffp nedeniyle sıkıntılı olduğumuz dönemde 6m € bonservis kazandık, gomis de istediği 7m €’luk ücreti kazanabileceği bir takıma gitti. yönetim olarak buradan gelen bonservis ile emre akbaba için 3m€ bütçe belirlediler ve ne olursa olsun bu kararlarında ısrar ettiler. diğer takımların fiyat yükseltmek için devreye girmesinde bile paniklemediler, onun yerine sponsoru ikna edip üzerini tamamladılar. araştırırsanız öğrenebilirsiniz, cavanda’nın satışından gelen 2.4m€, onların yönetici olarak akıllı ve sabırlı davranması sayesinde gelmiştir. buradan gelen bonservis ile de nagatomo’yu takıma kazandırdılar. yasin sözleşmesine zam isterken, serdar özkan’a 10m€ bonservis talep edilirken muğdat’ı neredeyse bedavaya takıma kazandırdılar. sözleşmesinin son senesinde olan carole’ü, ömer bayram ile değiştirip bonservisten 350 bin € kar ettiler. henry ve ndiaye gibi üst düzey oyuncular için kiralama fırsatını kaçırmadılar. tolga’nın sözleşmesini, bu sezon kazanacağı 2m€’yu bıraktırarak feshettiler.
tüm bu konularda kendilerini eleştirenlerin duygusal tepki verdiklerini ve yönetime haksızlık ettiklerini düşünüyorum ancak forvet alınamamasını da kendileri dahil kimse savunamaz.
zaman konusunda sıkıntıları yoktu, gomis satıldıktan sonra yeterli olarak 10 günleri vardı ancak bu bile bahane olamaz çünkü fatih terim’in gomis kalsa bile bir forvet istediği ve bu nedenle yeni bir transfer için çalışma yapmalara gerektiği belliydi. modeste’yi kesinlikle bahane göstermesinler, forvet transferini bütün yaz yapmayıp son 10 güne bıraktıktan sonra alternatifsiz olarak tek bir forvete uğraşıp getirememeleri, galatasaray’ı yönetmeyi beceremediklerinin itirafı olur. forvet ihtiyacının önemsiz olduğunu, bu ihtiyacı takım içerisinden karşılanabileceğini zaten öne sürmesinler, şampiyonlar ligi’nde çok iyi bir kura çekmişiz ve türkiye’de rakiplerimiz sorunlarla boğuşuyor ve bu sırada futbolun patronu fatih terim iki forvet transferine ihtiyacımız olduğunu ve mutlaka yapılacağını söyledikten sonra artık o transferlerin yapılmaması hem kulübe, hem taraftara hem de fatih terim’e ihanettir.
transfer edecek uygun bir forvet bulamamış olmaları da imkansız. pato, modeste, niasse, aboubakar ya da welbeck olmamış olabilir. bunların dışında, son dört günde bile ismi geçen onlarca forvet vardı. örneğin mame diouf, solanke ve okaka, kulüpleri tarafından kiralık olarak birçok takımlara teklif ediliyordu. cornelius, son gün bordeaux tarafından kiralandı, ikna edilebilirdi. tammy abraham, chelsea’den kiralık gitmeyi reddederken son gün 2. ligdeki aston villa’ya kiralandı, takip edilse galatasaray’a getirilebilirdi. menajerinin açıklamalarına göre falcao’nun kiralanması zorlanabilirdi. örnekler çoğaltılabilir, şampiyonlar ligi’nde oynuyor olmamızı ve transfer edilecek forvetin takımın as forveti olmasını kullanarak futbolcular türkiye’ye gelmeye çok rahat ikna edilebilirdi ki fenerbahçe bile üç forvet bulup transfer etti.
diyelim ki son ana kadar hiç forvet bulamadılar. bu sezon şampiyonlar ligi’nde oynuyoruz, en az 50 maç yapacağız ve a kadromuzda yalnızca 21 oyuncu var. 14 yabancı bulundurabiliyor olmamıza rağmen bizim yalnızca 12 yabancımız var. sırf kadroyu derinleştirmek için bile iki tane daha yabancı transfer yapamadılar. hiç olmazsa altı aylığına şampiyonlar ligi’nde yedek kaleci olması için şu anda boşta olan carrasso’yla anlaşabilirlerdi, serdar aziz’in sakatlanma riskine karşılık sağdan soldan uygun bir yabancı defans oyuncusu bulabilirlerdi.
geriye kalıyor tek bahaneleri, mali durum. ffp anlaşması bir bahane olamaz çünkü zaten transfer edeceğimiz forveti kiralayacaktık ve üstelik kiralama bedeli olarak kullabileceğimiz yaklaşık 2m €’muz vardı. ffp anlaşmasına göre ilk sezon 20m € zarar etme şansımız var ve bütçe konusunda bu sezon çok fazla sorunumuz olmayacak çünkü ek olarak şampiyonlar ligi gelirleri var. zaten bonservis harcaması yapamıyoruz. bunun dışında borsada sermaye artırımı da yapılacak. benim takip ettiğim son sekiz sezonun en düşük bütçeli takımını kurduk, ffp’nin getirdiği futbolcu ücretleri sınırının da çok gerisindeyiz. döviz kurları artmış olabilir ancak şampiyonlar ligi gelirlerinin tamamı ile süper lig gelirlerinin bir kısmı döviz üzerinden veriliyor ve döviz giderlerimiz neredeyse döviz gelirlerimize denk. döviz kurları arttıysa fenerbahçe ve beşiktaş için de arttı, onların da ffp anlaşmaları var ancak her iki kulüp de garanti ücret ve bonservis toplamı olarak bizden daha fazla harcama yapmış durumdalar.
kiralayacağımız iyi bir forvetin maliyeti en fazla 6m € olurdu. zaten kiralama bedeli olarak verebileceğimiz maksimum 2m € var, avrupa’da futbolcular yüksek vergi verdiği için türkiye’ye en fazla 4m € ücret ile birçok üst düzey futbolcu getirilebiliyor. buna gücümüz olmasına rağmen daha da fazla bir ücret vermemiz gerekseydi de sponsorlar tarafından karşılanabilirdi. 50 maç yapacağımız bir sezonda tek forveti eren olan takıma yapılabilecek bu yatırım, şampiyonlar ligi’nde bir galibiyetten 2.7m €, beraberlikten 0.9m €, gruptan çıkmaktan 9.5m €, süper lig’de ise galibiyetten 2.6mtl, beraberlikten 1.3mtl ile geri dönüşü rahatlıkla sağlanırdı, hatta para bile kazandırırdı. hatta belki ligde kazandıracağı puanlar sayesinde yine şampiyon olmamızı ve bu sayede gelecek sezon da şampiyonlar ligi’ne gitmemize katkıda bulunacaktı.
transfer edilecek bir forvete yapılacak yatırımı gereksiz ya da israf olarak görüyorlarsa, hemen bugün istifa etsinler. fenerbahçe bu sezon 4 forvetine toplam 11,6m € ödeyecek, bunlara bonservis ya da kiralama bedeli olarak da 10.7m € ödedi. beşiktaş, bu sezon 5 forvetine 9.7m € ödeyecek, bunlara bonservis ya da kiralama bedeli olarak da 11.2m € ödedi. van persie’nin yıllık maliyeti 10,8m €, janssen’in 7,2m €, slimani’nin 5,7m €, negredo’nun 5,7m €, aboubakar’ın 5,8m €, mario gomez’in 5,5m €. yaşlanmış burak yılmaz’ın, iddiasız trabzonspor’a yıllık maliyeti 5,3m €. drogba’nın bize yıllık maliyeti 7,1m €, satılmasaydı gomis’in 5,6m €, yetersiz bulduğumuz eren’in bile 4,0m €. forvetlere böyle harcamalar yapılmak zorunda çünkü futbol sahasında başarıyı getiren en önemli fark, forvetler ve onların kalitesi. beşiktaş, doğru forvetlere yatırım yapması sayesinde iki sene türkiye ve avrupa’da başarılı oldu. onların bu dönemdeki forvetleri mario gomez, aboubakar ve cenk tosun iken bizde yalnızca umut bulut vardı ve idareten podolski’yi oynatıyorduk, neticesinde ligi dördüncü ve altıncı bitirdik. bir sonraki ise sene gomis ve negredo arasındaki seçimi doğru yapan takım biz olduğumuz için şampiyon olduk. forvete yapılmayan 5-6m €’luk yatırım, o sene takıma yapılan tüm yatırımı çöpe atabiliyor.
yalnızca son bir hafta yaptıkları nedeniyle bugüne kadar çok sevdiğim bu yönetime çok kızgınım ve affetmem mümkün değil. fenerbahçe üç forvet transferi yaptığı sırada bütün yaz forvet transferini ihmal ettiklerini zaten biliyoruz. gomis gittikten sonra olanları ise aklım almıyor. son dört günde iki forvet transferi alacaklarını söyledikleri için son gün bile birçok forvet ile görüştüklerinden ve mutlaka en azından bir transfer yapacaklarından emindim. gece yarısı yanıldığımı anladığımda yaşadığım şaşkınlık ve hayal kırıklığını anlatmam çok zor.
bir hafta modeste’in peşinden koştular, demek başka ciddi alternatifi yokmuş ki vazgeçtikten sonra kimseyle anlaşamadılar. demek ki o kadar beceriksizlermiş ki hiç bir forvet ile görüşmeleri ilerletmeyip son gün beşiktaş’ın çöpü vagner love’a yoğunlaştılar, zaten en sonunda onu bile alamadılar. tüm bunların sebebini de biliyorum, menajerlere para vermek istememeleri. bir insan doktorlara gitmeyi sevmeyebilir ya da ilaçlara karşı olabilir ama acil bir durum olduğunda ambulansa binmeyi reddedip kendi kendine iyileşmeyi beklersen ölürsün. ‘’inat ettik menajerlere para vermeyeceğiz’’, ‘’inan edin şampiyon olacağız’’ın önüne geçti.
örneğin bu yaz yedek kaleci aradıklarını biliyorum. istedikleri seviyede bir kaleci bulamayınca ismail ile devam etmeye karar verdiler. bence yanlış bir karar ama yine de alınabilecek bir risk çünkü muslera sakatlanmazsa yedek kaleciye ihtiyaç olmayacak. ancak her maçın sonucuna direkt etki edecek ve takımın en önemli parçası olarak takıma üst düzey bir forvet almamak bir risk değil, geri zekalılıktır.
fatih terim, bütün yaz ısrarla forvet istedi, gomis kalsa bile forvet alınması gerektiğini söyledi, gomis gittikten sonra stoperden bile vazgeçip iki forvet almamız gerektiğini açıkladı. galatasaray başkanının sorumluluğu, uefa’nın ffp kurallarını uygulamak olduğu gibi futbolun patronu fatih terim’in dediklerini yapmaktır. ffp kurallarına uyulmazsa cezasını uefa, fatih terim’in dedikleri yapılmazsa cezasını skor tabelası keser. fatih terim’in yaşadığı hayal kırıklığı muhakkak ki çok büyüktür ama yıllarca her türlü zorluklardan çıkıp başarılı oldu. onun için yeni bir mücadele olacak, biz de hocamızın sonuna kadar arkasındayız.
sonuç olarak, bu yönetim yapmadığı tek bir transfer ile hem taraftarı hayal kırıklığına uğratmış hem de fatih terim’i de yüz üstü bırakmış oldu. yine de galatasaraylılıklarından şüphe etmiyorum, bu yanlışın bir önceki başkanın yaptığı gibi sistematik bir şekilde ve kötü niyetle yapılmadığını da eminim. çıksınlar, tüm bu süreci samimi ve dürüst bir şekilde anlatsınlar, taraftardan özür dilesinler ve bu günden itibaren fatih terim’e en ufak bir sıkıntı çıkartmasınlar. son olarak da bundan sonra taraftarın kendilerini desteklemeyeceği gerçeğini kabullensinler.
o dakikaya kadar herşeyi doğru yapmışlardı. gomis, sonuçta para için futbol oynayan bir futbolcu, geçen sezon bizden 6.5m € kazanmıştı ve bu parayı dursun özbek’in söz verdiği şekilde kazanmaya devam etmek istedi, mümkün olmadığı için de her iki taraf için uygun olarak sattılar. biz ffp nedeniyle sıkıntılı olduğumuz dönemde 6m € bonservis kazandık, gomis de istediği 7m €’luk ücreti kazanabileceği bir takıma gitti. yönetim olarak buradan gelen bonservis ile emre akbaba için 3m€ bütçe belirlediler ve ne olursa olsun bu kararlarında ısrar ettiler. diğer takımların fiyat yükseltmek için devreye girmesinde bile paniklemediler, onun yerine sponsoru ikna edip üzerini tamamladılar. araştırırsanız öğrenebilirsiniz, cavanda’nın satışından gelen 2.4m€, onların yönetici olarak akıllı ve sabırlı davranması sayesinde gelmiştir. buradan gelen bonservis ile de nagatomo’yu takıma kazandırdılar. yasin sözleşmesine zam isterken, serdar özkan’a 10m€ bonservis talep edilirken muğdat’ı neredeyse bedavaya takıma kazandırdılar. sözleşmesinin son senesinde olan carole’ü, ömer bayram ile değiştirip bonservisten 350 bin € kar ettiler. henry ve ndiaye gibi üst düzey oyuncular için kiralama fırsatını kaçırmadılar. tolga’nın sözleşmesini, bu sezon kazanacağı 2m€’yu bıraktırarak feshettiler.
tüm bu konularda kendilerini eleştirenlerin duygusal tepki verdiklerini ve yönetime haksızlık ettiklerini düşünüyorum ancak forvet alınamamasını da kendileri dahil kimse savunamaz.
zaman konusunda sıkıntıları yoktu, gomis satıldıktan sonra yeterli olarak 10 günleri vardı ancak bu bile bahane olamaz çünkü fatih terim’in gomis kalsa bile bir forvet istediği ve bu nedenle yeni bir transfer için çalışma yapmalara gerektiği belliydi. modeste’yi kesinlikle bahane göstermesinler, forvet transferini bütün yaz yapmayıp son 10 güne bıraktıktan sonra alternatifsiz olarak tek bir forvete uğraşıp getirememeleri, galatasaray’ı yönetmeyi beceremediklerinin itirafı olur. forvet ihtiyacının önemsiz olduğunu, bu ihtiyacı takım içerisinden karşılanabileceğini zaten öne sürmesinler, şampiyonlar ligi’nde çok iyi bir kura çekmişiz ve türkiye’de rakiplerimiz sorunlarla boğuşuyor ve bu sırada futbolun patronu fatih terim iki forvet transferine ihtiyacımız olduğunu ve mutlaka yapılacağını söyledikten sonra artık o transferlerin yapılmaması hem kulübe, hem taraftara hem de fatih terim’e ihanettir.
transfer edecek uygun bir forvet bulamamış olmaları da imkansız. pato, modeste, niasse, aboubakar ya da welbeck olmamış olabilir. bunların dışında, son dört günde bile ismi geçen onlarca forvet vardı. örneğin mame diouf, solanke ve okaka, kulüpleri tarafından kiralık olarak birçok takımlara teklif ediliyordu. cornelius, son gün bordeaux tarafından kiralandı, ikna edilebilirdi. tammy abraham, chelsea’den kiralık gitmeyi reddederken son gün 2. ligdeki aston villa’ya kiralandı, takip edilse galatasaray’a getirilebilirdi. menajerinin açıklamalarına göre falcao’nun kiralanması zorlanabilirdi. örnekler çoğaltılabilir, şampiyonlar ligi’nde oynuyor olmamızı ve transfer edilecek forvetin takımın as forveti olmasını kullanarak futbolcular türkiye’ye gelmeye çok rahat ikna edilebilirdi ki fenerbahçe bile üç forvet bulup transfer etti.
diyelim ki son ana kadar hiç forvet bulamadılar. bu sezon şampiyonlar ligi’nde oynuyoruz, en az 50 maç yapacağız ve a kadromuzda yalnızca 21 oyuncu var. 14 yabancı bulundurabiliyor olmamıza rağmen bizim yalnızca 12 yabancımız var. sırf kadroyu derinleştirmek için bile iki tane daha yabancı transfer yapamadılar. hiç olmazsa altı aylığına şampiyonlar ligi’nde yedek kaleci olması için şu anda boşta olan carrasso’yla anlaşabilirlerdi, serdar aziz’in sakatlanma riskine karşılık sağdan soldan uygun bir yabancı defans oyuncusu bulabilirlerdi.
geriye kalıyor tek bahaneleri, mali durum. ffp anlaşması bir bahane olamaz çünkü zaten transfer edeceğimiz forveti kiralayacaktık ve üstelik kiralama bedeli olarak kullabileceğimiz yaklaşık 2m €’muz vardı. ffp anlaşmasına göre ilk sezon 20m € zarar etme şansımız var ve bütçe konusunda bu sezon çok fazla sorunumuz olmayacak çünkü ek olarak şampiyonlar ligi gelirleri var. zaten bonservis harcaması yapamıyoruz. bunun dışında borsada sermaye artırımı da yapılacak. benim takip ettiğim son sekiz sezonun en düşük bütçeli takımını kurduk, ffp’nin getirdiği futbolcu ücretleri sınırının da çok gerisindeyiz. döviz kurları artmış olabilir ancak şampiyonlar ligi gelirlerinin tamamı ile süper lig gelirlerinin bir kısmı döviz üzerinden veriliyor ve döviz giderlerimiz neredeyse döviz gelirlerimize denk. döviz kurları arttıysa fenerbahçe ve beşiktaş için de arttı, onların da ffp anlaşmaları var ancak her iki kulüp de garanti ücret ve bonservis toplamı olarak bizden daha fazla harcama yapmış durumdalar.
kiralayacağımız iyi bir forvetin maliyeti en fazla 6m € olurdu. zaten kiralama bedeli olarak verebileceğimiz maksimum 2m € var, avrupa’da futbolcular yüksek vergi verdiği için türkiye’ye en fazla 4m € ücret ile birçok üst düzey futbolcu getirilebiliyor. buna gücümüz olmasına rağmen daha da fazla bir ücret vermemiz gerekseydi de sponsorlar tarafından karşılanabilirdi. 50 maç yapacağımız bir sezonda tek forveti eren olan takıma yapılabilecek bu yatırım, şampiyonlar ligi’nde bir galibiyetten 2.7m €, beraberlikten 0.9m €, gruptan çıkmaktan 9.5m €, süper lig’de ise galibiyetten 2.6mtl, beraberlikten 1.3mtl ile geri dönüşü rahatlıkla sağlanırdı, hatta para bile kazandırırdı. hatta belki ligde kazandıracağı puanlar sayesinde yine şampiyon olmamızı ve bu sayede gelecek sezon da şampiyonlar ligi’ne gitmemize katkıda bulunacaktı.
transfer edilecek bir forvete yapılacak yatırımı gereksiz ya da israf olarak görüyorlarsa, hemen bugün istifa etsinler. fenerbahçe bu sezon 4 forvetine toplam 11,6m € ödeyecek, bunlara bonservis ya da kiralama bedeli olarak da 10.7m € ödedi. beşiktaş, bu sezon 5 forvetine 9.7m € ödeyecek, bunlara bonservis ya da kiralama bedeli olarak da 11.2m € ödedi. van persie’nin yıllık maliyeti 10,8m €, janssen’in 7,2m €, slimani’nin 5,7m €, negredo’nun 5,7m €, aboubakar’ın 5,8m €, mario gomez’in 5,5m €. yaşlanmış burak yılmaz’ın, iddiasız trabzonspor’a yıllık maliyeti 5,3m €. drogba’nın bize yıllık maliyeti 7,1m €, satılmasaydı gomis’in 5,6m €, yetersiz bulduğumuz eren’in bile 4,0m €. forvetlere böyle harcamalar yapılmak zorunda çünkü futbol sahasında başarıyı getiren en önemli fark, forvetler ve onların kalitesi. beşiktaş, doğru forvetlere yatırım yapması sayesinde iki sene türkiye ve avrupa’da başarılı oldu. onların bu dönemdeki forvetleri mario gomez, aboubakar ve cenk tosun iken bizde yalnızca umut bulut vardı ve idareten podolski’yi oynatıyorduk, neticesinde ligi dördüncü ve altıncı bitirdik. bir sonraki ise sene gomis ve negredo arasındaki seçimi doğru yapan takım biz olduğumuz için şampiyon olduk. forvete yapılmayan 5-6m €’luk yatırım, o sene takıma yapılan tüm yatırımı çöpe atabiliyor.
yalnızca son bir hafta yaptıkları nedeniyle bugüne kadar çok sevdiğim bu yönetime çok kızgınım ve affetmem mümkün değil. fenerbahçe üç forvet transferi yaptığı sırada bütün yaz forvet transferini ihmal ettiklerini zaten biliyoruz. gomis gittikten sonra olanları ise aklım almıyor. son dört günde iki forvet transferi alacaklarını söyledikleri için son gün bile birçok forvet ile görüştüklerinden ve mutlaka en azından bir transfer yapacaklarından emindim. gece yarısı yanıldığımı anladığımda yaşadığım şaşkınlık ve hayal kırıklığını anlatmam çok zor.
bir hafta modeste’in peşinden koştular, demek başka ciddi alternatifi yokmuş ki vazgeçtikten sonra kimseyle anlaşamadılar. demek ki o kadar beceriksizlermiş ki hiç bir forvet ile görüşmeleri ilerletmeyip son gün beşiktaş’ın çöpü vagner love’a yoğunlaştılar, zaten en sonunda onu bile alamadılar. tüm bunların sebebini de biliyorum, menajerlere para vermek istememeleri. bir insan doktorlara gitmeyi sevmeyebilir ya da ilaçlara karşı olabilir ama acil bir durum olduğunda ambulansa binmeyi reddedip kendi kendine iyileşmeyi beklersen ölürsün. ‘’inat ettik menajerlere para vermeyeceğiz’’, ‘’inan edin şampiyon olacağız’’ın önüne geçti.
örneğin bu yaz yedek kaleci aradıklarını biliyorum. istedikleri seviyede bir kaleci bulamayınca ismail ile devam etmeye karar verdiler. bence yanlış bir karar ama yine de alınabilecek bir risk çünkü muslera sakatlanmazsa yedek kaleciye ihtiyaç olmayacak. ancak her maçın sonucuna direkt etki edecek ve takımın en önemli parçası olarak takıma üst düzey bir forvet almamak bir risk değil, geri zekalılıktır.
fatih terim, bütün yaz ısrarla forvet istedi, gomis kalsa bile forvet alınması gerektiğini söyledi, gomis gittikten sonra stoperden bile vazgeçip iki forvet almamız gerektiğini açıkladı. galatasaray başkanının sorumluluğu, uefa’nın ffp kurallarını uygulamak olduğu gibi futbolun patronu fatih terim’in dediklerini yapmaktır. ffp kurallarına uyulmazsa cezasını uefa, fatih terim’in dedikleri yapılmazsa cezasını skor tabelası keser. fatih terim’in yaşadığı hayal kırıklığı muhakkak ki çok büyüktür ama yıllarca her türlü zorluklardan çıkıp başarılı oldu. onun için yeni bir mücadele olacak, biz de hocamızın sonuna kadar arkasındayız.
sonuç olarak, bu yönetim yapmadığı tek bir transfer ile hem taraftarı hayal kırıklığına uğratmış hem de fatih terim’i de yüz üstü bırakmış oldu. yine de galatasaraylılıklarından şüphe etmiyorum, bu yanlışın bir önceki başkanın yaptığı gibi sistematik bir şekilde ve kötü niyetle yapılmadığını da eminim. çıksınlar, tüm bu süreci samimi ve dürüst bir şekilde anlatsınlar, taraftardan özür dilesinler ve bu günden itibaren fatih terim’e en ufak bir sıkıntı çıkartmasınlar. son olarak da bundan sonra taraftarın kendilerini desteklemeyeceği gerçeğini kabullensinler.