resim
Mustafa Cengiz
Görev:Başkan
Doğum:25.12.1949
Ölüm:28.11.2021 (71)
Uyruk:Türkiye
  • 1254
    her kimsenin eleştirilebilir olduğu taraftarıyım.

    mevcut şartlarda ryan donk ile yapılan çok kötü sözleşmeden dolayı eleştirilmesi gerekir. eğer topyekun kulüpten bahsediyorsak, güya amatör şubelerdeki durumu eleştirmeliyiz. yanlış anlamayın, küçülmelerden bahsetmiyorum, şubelerin ehil kimselere değil, saşma sapan adamlara emanet edilmesinden bahsediyorum. benim neyi eleştirip neyin eleştirilmeyeceğini söylemek haddime değil ya, neyse.

    bugün kulüp belki de "elinden oyuncu çıkarsa da, bunu bonservise harcamamalı" diyebileceğimiz bir noktadayız. farkında değiliz sanırım. oyuncuların maaşlarını ödemekte zorlanıyoruz. hatta, haberler doğruysa ödeyemiyoruz. eleştireceksek bu durumu eleştirmek daha makbul olurdu. kur'un durumu da ortada.

    biz taraftarız, transfer isteriz. takımımızın iyi oynamasını, eğer futbol iyi futbolcularla oynanan bir nane ise, takımımızda iyi futbolcular görmek isteriz. biz de istiyoruz, orta sahaya takviye, stopere takviye, oraya takviye, buraya takviye de. olmadı, olmayacak değil ha, şimdilik olmadı.

    bence bugün bizim tartışmamız gereken, "elde ettiğimiz bonservisi, transfere kullanmalı mıyız, kullanmamalı mıyız?" sorunu olmalı diye düşünüyorum. ya da elde edilen bu geliri ustaca kullanabildik mi, kullanamadık mı? böyle bir gelir edebildik mi? elimizden oyuncu çıkardık mı? çıkarmadıysak, bu bizim tercihimiz miydi, yoksa bizim beceriksizliğimiz miydi?

    bir açmazın içindeyiz: uefa kapımızda. ünal aysal "büyüme" zamanlarından sonra gelen dursun aydın özbek denen zatın "restine rest ulan!" deyip har vurup harman savurduğu bir sezonun sonrasını yaşıyoruz. artık elimizde florya yok, riva yok.

    ortada bir sorun var, doğru. bu sorun, yönetim sorunu mudur, yönetilemezlik sorunu mudur, mevcut şartların dar alanda sıkışması sorunu mudur? önce sorunu doğru teşhis etmek lazım.

    galatasaray'ın bugün içinde bulunduğu sorun, başkanlık makamında kimin olduğunu sorunu değildir. allah'ıma çok şükür o kişiden kurtulduk.

    şimdi önümüzde bir karar aşaması var. bence asıl tartışılması gereken, yaftalamadan, ötekileştirmeden budur:
    1. galatasaray, mevcut durumundan süregelen harcama trendini devam ettirerek mi çıkar? bu kısımda harcamalarımızın, iyi en azından birbirini gelir/gider olarak karşılayan, gelirlerin sermayesi olduğunu söyleyeceğiz.
    2. galatasaray, mevcut durumdan süregelen harcama trendini büyüterek mi çıkar?
    yani yatırımlarımızı, harcamalarımızı katlayacağız; hedefimiz her sene şampiyonluk ve şampiyonlar liginde başarı olacak. böylece yarattığımız gelirlerle mi çıkarız.
    3. galatasaray, mevcut durumdan süregelen harcama trendinden vazgeçerek mi çıkar? yani harcamayı bırakıp, bir nevi feda dediğimiz bir yola girerek mi?

    önümüzde üç yol var. her birinde başarılı olabilir ya da olamazsın. geleceği bilecek halimiz yok. bu yüzden reel verilere dayanan, rasyonel eleştiriler getirmeliyiz ki, kulübe bir faydamız olsun. bu haliyle yönetimin elini kolunu bağlıyoruz. gerçekten bağlıyoruz. mesela emre akbaba transferi. twitter yıkıldı. bunu herkes gördü. açık ettiniz, tok alıcıyı artık oynayamazsınız. karşı tarafın elini güçlendirdiniz. falan filan.

    eleştirilerimiz sağlam olursa, yönetimin aklını başına devşirmesine sebep olabiliriz. olmuyorsa da, indirmesini de biliriz. ama bu transfer yapmadığı için olmaz. dursun aydın özbek her sene yığınla transfer yaptı, sponsor buldu da ne oldu? aziz yıldırım aynı şekilde?

    beşiktaş o kadar feda sezonu sonrasında gelen başarılarından sonra hâlâ neden bu hâlde? transfer cambazı denilen başkanlarının, aslında hakkıyla eleştirilmediği için. bu yüzden eleştiri iyidir. kim olursa olsun yapılması icap eder. işin yapıcı ve yıkıcı kısmı ise, tartışmaya açıktır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın