0 - 1
  • 94
    yıl 1993

    bacak kadar boyumla manchester united-galatasaray maçındayım.

    hem de üzerimde galatasaray formasıyla manu taraftarlarının arasında.

    her golde ayağa fırlayıp çığlık atıyorum, kimse dönüp ters ters bakmıyor bile. hayatımda hiç o kadar heyecanlanmadığım kesin belli oluyor.

    maçtan bir gün sonra londra sokaklarında kimin türk olduğunu yüzlerce metre öteden anlıyorum.

    nece konuştuklarını duymadan hatta yüzlerini bile görmeden.

    bir başka yürüyorlar, etrafa başka bir enerji saçıyorlar çünkü.

    o gün memleketi sevmenin ne demek olduğunu anlıyorum.

    yıl 2009

    beşiktaş, manchester united’ı 1-0 yeniyor, biz kazanmışız gibi seviniyorum.

    sonra sir alex’in 16 yıldır aynı sakızı çiğnediğini düşünüp gülüyorum.

    bugün sözlüğü açıyorum ve galatasaray taraftarının ezeli rakiplerinden biriyle nasıl gurur duyduğunu görüp duygulanıyorum.

    ve bugün londra’da omuzları dimdik yürüyen türkleri hayal edebiliyorum.

    yıllarca kendini sosyal, kültürel, ekonomik ve sanatsal alanda dünyaya bir türlü hakkıyla ifade edememiş memleketimi futbol temsil ediyorsa bunu en iyi yapanları alkışlamak boynumuzun borcu.

    en büyük onur da galatasaray’ın ve ezeli rakibini hiçbir kıskançlık olmadan alkışlayan galatasaraylılarındır.

    helal olsun beşiktaş’a ve onu alkışlayan galatasaray taraftarına.
App Store'dan indirin Google Play'den alın