15321
kendisini çok severim, bu sezon takımın başına geçtiği için ömrüm boyunca minnettar kalacağım ama mesnetsiz biçimde övülmesine katlanamıyorum. her mevzuyu sneijder'e bağlayıp "wesleyim neredesin" diye ağlaşan fanboy tayfadan ne kadar hazzetmiyorsam "canım hocam, aslan hocam, bir tanecik hocam" tayfasından da aynı şekilde hazzetmiyorum.
terim aysal'la beraber sadece üç aylığına milli takım'ın başına geçme kararı aldıktan sonra işi ilerletip basbaya ikili oynadı. fulya hanım'ın fatih hoca'ya "milli takıma git" şeklinde bir yönlendirmesi olduğu anlaşılıyor fakat sonuç olarak terim galatasaray'ın sözleşme uzatma teklifini şov yaparak reddetti. aysal onu kovduktan sonra da demirören'le bildiğin kanka oldu. şu anda dillendirmiyoruz ama o dönem net bir karaktersizlik yaptı. aysal'ın hataları terim'i aklamıyor.
drogba alınmasaydı 2013'te lig şampiyonu olmamız çok zordu. çünkü terim 4-4-2 takıntısı yüzünden koca bir ilk devreyi umut-burak ikilisini aynı anda oynatarak iğrenç bir futbolla harcadı. menemenci beşiktaş ve aykut kocaman'lı fenerbahçe ilk yarıyı lider kapatamadılarsa bu tamamen kendi salaklıklarındandı. bana 2012-13 sezonunda, drogba gelmeden önce iyi oynadığımız peşpeşe üç lig maçı sayın, kaç para istiyorsanız vereyim.
bunun sebebi de terim'in artık klasikleşmiş olan "dönem dönem saçmalayacağının tutması"ydı. euro 2016'da 4-2-3-1'ün 3'lüsüne biri bile savunma arkasına uzayamayan arda-oğuzhan-hakan çalhanoğlu üçlüsünü koyduğunu, iki maç boyunca neredeyse gol pozisyonu bile bulamadığımızı, sonra emre mor'u oynattığı ilk maçta gruptaki ilk galibiyetimizi aldığımızı hatırlarsınız örneğin. çünkü maalesef terim kendi takıntılarına uzun süre saplanan bir teknik direktör.
şimdi de terim'in belhanda'yı yedek bıraktığı sivasspor maçında topu neredeyse kaleye götüremeyip mağlup olmuşuz, belhanda'nın cezalı olduğu kasımpaşa maçında yine üretkenlik sorunu çekip mağlup olmuşuz, terim bundan ders almayıp gençlerbirliği maçında oyuna eren'i sokmak için oyundan belhanda'yı çıkarıyor ve yine atak sürekliliğini kaybedip kontrataktan gol yiyerek mağlup oluyoruz.
çünkü terim selçuk'a o kadar çok güveniyor ki yokluğunda %80 puan kaybettiğimiz belhanda'yı yemekten çekinmiyor. yine bir takıntısına saplanıyor ve yine puan kaybı yaşıyor.
evet gomis iyi bir pivot santrfor değil, terim'in idealindeki oyuna uymuyor olabilir, sezon sonunda satılmasına da ses etmem ama sivas-kasımpaşa-gençlerbirliği deplasmanlarından toplam sıfır puan alıyorsak, bunun ana sebebi bu sezon süper lig'in en formda forveti olan gomis değildir. kabul etmek lazım ki fatih terim'in şu son düzlükte şapkayı önüne koyup düşünmesi gerekiyor.
terim aysal'la beraber sadece üç aylığına milli takım'ın başına geçme kararı aldıktan sonra işi ilerletip basbaya ikili oynadı. fulya hanım'ın fatih hoca'ya "milli takıma git" şeklinde bir yönlendirmesi olduğu anlaşılıyor fakat sonuç olarak terim galatasaray'ın sözleşme uzatma teklifini şov yaparak reddetti. aysal onu kovduktan sonra da demirören'le bildiğin kanka oldu. şu anda dillendirmiyoruz ama o dönem net bir karaktersizlik yaptı. aysal'ın hataları terim'i aklamıyor.
drogba alınmasaydı 2013'te lig şampiyonu olmamız çok zordu. çünkü terim 4-4-2 takıntısı yüzünden koca bir ilk devreyi umut-burak ikilisini aynı anda oynatarak iğrenç bir futbolla harcadı. menemenci beşiktaş ve aykut kocaman'lı fenerbahçe ilk yarıyı lider kapatamadılarsa bu tamamen kendi salaklıklarındandı. bana 2012-13 sezonunda, drogba gelmeden önce iyi oynadığımız peşpeşe üç lig maçı sayın, kaç para istiyorsanız vereyim.
bunun sebebi de terim'in artık klasikleşmiş olan "dönem dönem saçmalayacağının tutması"ydı. euro 2016'da 4-2-3-1'ün 3'lüsüne biri bile savunma arkasına uzayamayan arda-oğuzhan-hakan çalhanoğlu üçlüsünü koyduğunu, iki maç boyunca neredeyse gol pozisyonu bile bulamadığımızı, sonra emre mor'u oynattığı ilk maçta gruptaki ilk galibiyetimizi aldığımızı hatırlarsınız örneğin. çünkü maalesef terim kendi takıntılarına uzun süre saplanan bir teknik direktör.
şimdi de terim'in belhanda'yı yedek bıraktığı sivasspor maçında topu neredeyse kaleye götüremeyip mağlup olmuşuz, belhanda'nın cezalı olduğu kasımpaşa maçında yine üretkenlik sorunu çekip mağlup olmuşuz, terim bundan ders almayıp gençlerbirliği maçında oyuna eren'i sokmak için oyundan belhanda'yı çıkarıyor ve yine atak sürekliliğini kaybedip kontrataktan gol yiyerek mağlup oluyoruz.
çünkü terim selçuk'a o kadar çok güveniyor ki yokluğunda %80 puan kaybettiğimiz belhanda'yı yemekten çekinmiyor. yine bir takıntısına saplanıyor ve yine puan kaybı yaşıyor.
evet gomis iyi bir pivot santrfor değil, terim'in idealindeki oyuna uymuyor olabilir, sezon sonunda satılmasına da ses etmem ama sivas-kasımpaşa-gençlerbirliği deplasmanlarından toplam sıfır puan alıyorsak, bunun ana sebebi bu sezon süper lig'in en formda forveti olan gomis değildir. kabul etmek lazım ki fatih terim'in şu son düzlükte şapkayı önüne koyup düşünmesi gerekiyor.
