266
finansal fair play insanların gözünde yanlış anlaşılmış ve yanlış bir şekilde suçlanan bir uygulama. gerçek sorumlu uefa ve bu kuralın "kenarından dolaşarak" hukuksal olarak normal görünen (en bilindiği mbappe ama aslında her transferde yapılıyor) işler yapan kulüpler.
finansal fair play hiçbir zaman transfer harcamalarını alt ve üst takımlar arasında eşit hale getirecek bir uygulama olmadı ki. amacı bu değildi. 90'larda, 2000lerde özellikle aklımızda kalan bazı italyan ve ingiliz takımları gibi bir başkanın para harcayıp sonra bırakıp gitmesine ve kulübün amatör kümeye kadar düşüşe geçmesine engel olmayı hedefliyordu ffp.
uefa'nın ağzından "finansal olarak daha sağlıklı bir avrupa futbolu" için getirilmiş kulüplerin "kendilerini finansal sıkıntıya düşürecek harcamalar yapmasının önüne geçmek" amaçlıydı. yani çok yapılan harcamalar konusunda bu kuralı suçlamak doğru değil, "kulübü sıkıntıya düşürecek harcama" ile çok harcama farklı problemler. kuralı basitçe kulüp bütçelerinin belirli bir zaman(3 yıl vs) periyodunda negatife doğru artarak gitmesini engellemek. mesela bizim durumumuzda, 3 senede 500 milyon tl zarar yapmışız ve kulübün taraftarı bile görüyor "bu kulüp içi boşaltılıp satılacak operasyonun amacı bu" diye. bugün bütün mal varlığımızı satsak bile borçları bitiremeyecek seviyeye geleceğiz utanmasak. araziler, eski stad ve tesis peşkeşleri vs vs.. biliyorsunuz yani durumları.. neyse ffp'ye geri dönelim.
bir de transferler, hesaplara direk "100m € transfer yaptık bu yıl" diye girmiyor elbette, bu ücreti yıllara yayma söz konusu çünkü bildiğimiz gibi kulüpler arasında sözleşmesi biten oyuncu transferi çok yaygın değil; genelde sözleşme bitmeden satılıyor. bu yüzden bir anda 100m € negatiflik yazılmıyor, bu fiyat bölünüyor yıllara çünkü hem ödemeler hem de o oyuncunun değeri istediğin zaman 50m €'ya elinden çıkarabileceğin durumda, bir sene sonra başka kulübe 80 milyon €'ya satılıyor oyuncu örneğin, bunlar deftere aktarılırken geçen yıl 100 negatif, bu yıl 80 pozitif diye geçmiyor direk. bazen kulüpler başkan ceketini alıp gitse bile kulüp anında batıp amatör görmeden küçülmeye giderek yolunu bulabilir.
bir eksik bilinen durumda "fair value" olayı. şu anda ben çıkıp galatasaray'a yıllık 100m €'luk forma sponsoru olamam. o kadar param olmamasının yanında bir finans heyeti bir kulübün sponsorluklarının ne kadar gerçekçi olduğunu da inceliyor. ve sonunda uefa'ya "bu kulübe gerçek hayatta en fazla 20m €luk sponsorluk bulunur, bunun üstü bir para aklama/enjekte etme içeriyor olabilir" şeklinde durum bildiriyor.
uefa ve fifa çatır çatır rüşvet yerken bu kurallar nasıl çalışıyor meçhul tabi. fakat ffp kurallarının, yetersiz olabilir bu bir kenara, ama bu durumun suçlusu olması mantık dışı dediğim gibi çünkü bu kuralların arasında haksız rekabet sağlamaya sebep olan bir kural yok, diğer tarafta rüşvet yiyen ve kurala karşı yapılan usülsüzlüklere göz yuman uefa ve fifa varken, kuralların uygulanmasında sıkıntı olması ihtimali..
burada avrupa birliğiyle hukuksal olarak falan arasında problem olmadığı da açıklanıyor.
http://www.uefa.com/.../newsid=2064391.html
finansal fair play hiçbir zaman transfer harcamalarını alt ve üst takımlar arasında eşit hale getirecek bir uygulama olmadı ki. amacı bu değildi. 90'larda, 2000lerde özellikle aklımızda kalan bazı italyan ve ingiliz takımları gibi bir başkanın para harcayıp sonra bırakıp gitmesine ve kulübün amatör kümeye kadar düşüşe geçmesine engel olmayı hedefliyordu ffp.
uefa'nın ağzından "finansal olarak daha sağlıklı bir avrupa futbolu" için getirilmiş kulüplerin "kendilerini finansal sıkıntıya düşürecek harcamalar yapmasının önüne geçmek" amaçlıydı. yani çok yapılan harcamalar konusunda bu kuralı suçlamak doğru değil, "kulübü sıkıntıya düşürecek harcama" ile çok harcama farklı problemler. kuralı basitçe kulüp bütçelerinin belirli bir zaman(3 yıl vs) periyodunda negatife doğru artarak gitmesini engellemek. mesela bizim durumumuzda, 3 senede 500 milyon tl zarar yapmışız ve kulübün taraftarı bile görüyor "bu kulüp içi boşaltılıp satılacak operasyonun amacı bu" diye. bugün bütün mal varlığımızı satsak bile borçları bitiremeyecek seviyeye geleceğiz utanmasak. araziler, eski stad ve tesis peşkeşleri vs vs.. biliyorsunuz yani durumları.. neyse ffp'ye geri dönelim.
bir de transferler, hesaplara direk "100m € transfer yaptık bu yıl" diye girmiyor elbette, bu ücreti yıllara yayma söz konusu çünkü bildiğimiz gibi kulüpler arasında sözleşmesi biten oyuncu transferi çok yaygın değil; genelde sözleşme bitmeden satılıyor. bu yüzden bir anda 100m € negatiflik yazılmıyor, bu fiyat bölünüyor yıllara çünkü hem ödemeler hem de o oyuncunun değeri istediğin zaman 50m €'ya elinden çıkarabileceğin durumda, bir sene sonra başka kulübe 80 milyon €'ya satılıyor oyuncu örneğin, bunlar deftere aktarılırken geçen yıl 100 negatif, bu yıl 80 pozitif diye geçmiyor direk. bazen kulüpler başkan ceketini alıp gitse bile kulüp anında batıp amatör görmeden küçülmeye giderek yolunu bulabilir.
bir eksik bilinen durumda "fair value" olayı. şu anda ben çıkıp galatasaray'a yıllık 100m €'luk forma sponsoru olamam. o kadar param olmamasının yanında bir finans heyeti bir kulübün sponsorluklarının ne kadar gerçekçi olduğunu da inceliyor. ve sonunda uefa'ya "bu kulübe gerçek hayatta en fazla 20m €luk sponsorluk bulunur, bunun üstü bir para aklama/enjekte etme içeriyor olabilir" şeklinde durum bildiriyor.
uefa ve fifa çatır çatır rüşvet yerken bu kurallar nasıl çalışıyor meçhul tabi. fakat ffp kurallarının, yetersiz olabilir bu bir kenara, ama bu durumun suçlusu olması mantık dışı dediğim gibi çünkü bu kuralların arasında haksız rekabet sağlamaya sebep olan bir kural yok, diğer tarafta rüşvet yiyen ve kurala karşı yapılan usülsüzlüklere göz yuman uefa ve fifa varken, kuralların uygulanmasında sıkıntı olması ihtimali..
burada avrupa birliğiyle hukuksal olarak falan arasında problem olmadığı da açıklanıyor.
http://www.uefa.com/.../newsid=2064391.html