261
frank rijkaard'ın neresine saygı duyuyoruz? takıma bir sürü galibiyet aldırmasına, gelecekte kendi sisteminde takır takır top oynayan bir galatasaray kuracak olmasına, saha içinde saygı duyulacak bir duruşu olmasına ve saire ve saire... değil mi?
peki rijkaard'ın takıma ilk geldiği günü hatırlayalım. elin adamı gelip de nasıl bizi havalara uçuruyordu? skibbe geldiğinde burun kıvıranlar, yaşlarına, mevkilerine bakmadan göbek atacak kıvama gelmişlerdi. babamızın oğlu olmadığına göre, bu sevincin bir sebebi, dayandığı bir temel olmalıydı. o temel rijkaard yönetiminde barcelona'nın zor günlerden avrupa şampiyonlar ligi şampiyonluğuna uzanacak kıvama gelmesiydi. haklı olarak seviniyorduk.
peki, bu sevinci yaşayanlar rijkaard'ın barcelonasında 2006daki zafer yılından sonra oluşan düşüşü göz ardı etmişler miydi? etmişlerdi. haklılardı. ben de çok sevinmiştim. koskoca rijkaard takımın başına geliyordu.
anda; geçmişte yapılan işlere duyulan saygıdan ötürü daha yakın geçmişte yapılan yanlışları görmezden gelme gibi "vefa" mefhumunu çok iyi bilen bünyelerin uyguladığı bir yazısız kural olduğuna göre, fatih terim hakkında bugün bile 2. galatasaray döneminde yaptığı yanlışları konuşmanın, alakasız bir konuda örnek diye getirip servis etmenin mantığı nedir peki? bu adam değil miydi galatasaray'ı 4 sene şampiyon yapan, uefa kupasını kazandıran? onca cumhurbaşkanlığı, tsyd, türkiye kupalarını saymıyorum bile.
şimdi bana oturduğu yerden "o kadroda hagi verdı, popescu vardı, taffarel vardı, o kadroyu ben de şampiyon yapardım" diyeceklere tek cevabım: sen yapacak olsan seni teknik direktör yaparlardı kardeşim.
sahi hagi vardı değil mi? acaba 2. fatih terim döneminde o da olsaydı şu an neler konuşuluyor olacaktı, onu da romanya'ya tekme tokat yollarlar mıydı? muamma... şunu çok iyi biliyorum: şimdilerde fatih terim'in asabiyetine takanlar hagi'nin asabiyetini severken; hagi yanlış zamanda galatasaray'da olsaydı hagi'nin de asabiyetine sallıyor olacaklardı.
ilahi sen de gece gece nereden gelir aklına böyle şeyler? gelmemesi mümkün değil, az evvel bir yazı gördüm ki aman aman. nedir bu yazı? fatih terim muhammed sarr'ı harcamışmış... yazıyı yazan arkadaşım şayet bu satırları okuyorsa alınmasın, sözlük üzerinden kişisel hesaplaşmalar içine girecek değilim. fakat kimsenin de hakkını "susayım da karmam yerinde kalsın" felsefesiyle yedirtmem. hem de nasıl bir adam? hala fatih terim'den bahsediyoruz. biraz daha saygı lütfen.
nedir mohammed adama sarr? milan'da yetişmiş, fatih terim'in 2002-03 döneminde galatasaray'a gelirken getirdiği bir oyuncu. nasıl geldi galatasaray'a? kiralık... yani sarr, devre arasında galatasaraydan ayrılırken yeniden gidebileceği bir milan vardı. vasat bir oyuncu olmasa kendisini koskoca milan'da ortaya çıkartıp yetiştirmez miydi? demek ki sarr'ı fatih terim harcamamış, sarr kendi kendini harcamış.
bu mantıktan yola çıkılırsa, junichi inamoto da arsenal oyuncusuydu, sonra seviyesi gitgide düştü. bu bağlamda inamoto'yu arsene wenger mi harcamıştır? yoksa kendisi beklenen patlamayı bir türlü yapamayıp ortadan kaybolan yeteneklerden midir?
her teknik direktör bir futbolcuyu gençken izler, yetenekleri dikkatini çeker, takımına alır, o oyuncuyu geliştirmek için programlar uygular. aşı tutarsa tutar, tutmazsa bunda oyuncunun hatası da aranmalıdır.
fatih terim de bu yolla birçok oyuncuyu takımına almıştır. kimisi yeteneklerini geliştirmiş, adı gündemde olan futbolculardan olmuştur, maalesef emre belözoğlu gibi (emre'de hagi'nin emeği de çoktu), kimisi ise hocasının sistemine uyum sağlayamaz, ortalardan kaybolur gider, hatırlamak için hafızanızı hayli zorlarsınız, müslüm can gibi, sarr gibi... kaldı ki sarr kiralık bir oyuncuydu, fatih terim'in kendisinden bir seneliğine faydalanmayı düşündüğü aşikar.
bu arada fatih terim aynı zamanda mehmet topal'ı galatasaray'a öneren isimdir de. yani fatih terim genç yetenekten anlayan türkiye'deki ender isimlerden biridir.
lütfen futbolcu harcayan teknik direktörler'i eleştirirken adam harcayan taraftarlardan olmayalım. tek isteğim budur.
peki rijkaard'ın takıma ilk geldiği günü hatırlayalım. elin adamı gelip de nasıl bizi havalara uçuruyordu? skibbe geldiğinde burun kıvıranlar, yaşlarına, mevkilerine bakmadan göbek atacak kıvama gelmişlerdi. babamızın oğlu olmadığına göre, bu sevincin bir sebebi, dayandığı bir temel olmalıydı. o temel rijkaard yönetiminde barcelona'nın zor günlerden avrupa şampiyonlar ligi şampiyonluğuna uzanacak kıvama gelmesiydi. haklı olarak seviniyorduk.
peki, bu sevinci yaşayanlar rijkaard'ın barcelonasında 2006daki zafer yılından sonra oluşan düşüşü göz ardı etmişler miydi? etmişlerdi. haklılardı. ben de çok sevinmiştim. koskoca rijkaard takımın başına geliyordu.
anda; geçmişte yapılan işlere duyulan saygıdan ötürü daha yakın geçmişte yapılan yanlışları görmezden gelme gibi "vefa" mefhumunu çok iyi bilen bünyelerin uyguladığı bir yazısız kural olduğuna göre, fatih terim hakkında bugün bile 2. galatasaray döneminde yaptığı yanlışları konuşmanın, alakasız bir konuda örnek diye getirip servis etmenin mantığı nedir peki? bu adam değil miydi galatasaray'ı 4 sene şampiyon yapan, uefa kupasını kazandıran? onca cumhurbaşkanlığı, tsyd, türkiye kupalarını saymıyorum bile.
şimdi bana oturduğu yerden "o kadroda hagi verdı, popescu vardı, taffarel vardı, o kadroyu ben de şampiyon yapardım" diyeceklere tek cevabım: sen yapacak olsan seni teknik direktör yaparlardı kardeşim.
sahi hagi vardı değil mi? acaba 2. fatih terim döneminde o da olsaydı şu an neler konuşuluyor olacaktı, onu da romanya'ya tekme tokat yollarlar mıydı? muamma... şunu çok iyi biliyorum: şimdilerde fatih terim'in asabiyetine takanlar hagi'nin asabiyetini severken; hagi yanlış zamanda galatasaray'da olsaydı hagi'nin de asabiyetine sallıyor olacaklardı.
ilahi sen de gece gece nereden gelir aklına böyle şeyler? gelmemesi mümkün değil, az evvel bir yazı gördüm ki aman aman. nedir bu yazı? fatih terim muhammed sarr'ı harcamışmış... yazıyı yazan arkadaşım şayet bu satırları okuyorsa alınmasın, sözlük üzerinden kişisel hesaplaşmalar içine girecek değilim. fakat kimsenin de hakkını "susayım da karmam yerinde kalsın" felsefesiyle yedirtmem. hem de nasıl bir adam? hala fatih terim'den bahsediyoruz. biraz daha saygı lütfen.
nedir mohammed adama sarr? milan'da yetişmiş, fatih terim'in 2002-03 döneminde galatasaray'a gelirken getirdiği bir oyuncu. nasıl geldi galatasaray'a? kiralık... yani sarr, devre arasında galatasaraydan ayrılırken yeniden gidebileceği bir milan vardı. vasat bir oyuncu olmasa kendisini koskoca milan'da ortaya çıkartıp yetiştirmez miydi? demek ki sarr'ı fatih terim harcamamış, sarr kendi kendini harcamış.
bu mantıktan yola çıkılırsa, junichi inamoto da arsenal oyuncusuydu, sonra seviyesi gitgide düştü. bu bağlamda inamoto'yu arsene wenger mi harcamıştır? yoksa kendisi beklenen patlamayı bir türlü yapamayıp ortadan kaybolan yeteneklerden midir?
her teknik direktör bir futbolcuyu gençken izler, yetenekleri dikkatini çeker, takımına alır, o oyuncuyu geliştirmek için programlar uygular. aşı tutarsa tutar, tutmazsa bunda oyuncunun hatası da aranmalıdır.
fatih terim de bu yolla birçok oyuncuyu takımına almıştır. kimisi yeteneklerini geliştirmiş, adı gündemde olan futbolculardan olmuştur, maalesef emre belözoğlu gibi (emre'de hagi'nin emeği de çoktu), kimisi ise hocasının sistemine uyum sağlayamaz, ortalardan kaybolur gider, hatırlamak için hafızanızı hayli zorlarsınız, müslüm can gibi, sarr gibi... kaldı ki sarr kiralık bir oyuncuydu, fatih terim'in kendisinden bir seneliğine faydalanmayı düşündüğü aşikar.
bu arada fatih terim aynı zamanda mehmet topal'ı galatasaray'a öneren isimdir de. yani fatih terim genç yetenekten anlayan türkiye'deki ender isimlerden biridir.
lütfen futbolcu harcayan teknik direktörler'i eleştirirken adam harcayan taraftarlardan olmayalım. tek isteğim budur.