14849
tam bir manyak sevgili tadında seviyoruz bence. hatta hoca da aynı şekilde galatasaray'a karşı öyle hissediyor.
o bu takımın başında değilken - ki genelde milli mesaide olur - başarısız olsun, dibi görsün isterim. bunun tek istisnası milan oldu. fiorentina'dayken bile bir an evvel dönmesini istedim, ama tabi daha safça duygularla.
sonra tekrar döndü imparator. başarısız geçeceği en başından belli bir hikayeye kahraman olmaya. yine de sevmeye devam ettik, imparatordu çünkü o. "ceketimi asıyorum, bir daha da galatasaray teknik direktörü olmayacağım" dediği halde o da bal gibi biliyordu aslında buralardan kopamayacağını.
2005 yazından sonra ersun yanal yerine milli takıma geldiğinde bu sefer yanındaydık. o mucizelerle dolu geçen euro 2008 macerasında da, olaylı isviçre maçlarında da, güney afrika'ya gidilemediğinde de hep yanında olmuştuk.
sonra ünal aysal ile başlayan üçüncü dönem. epey olmuştu galatasaraylı fatih'i florya'da, evinde görmeyeli. müthiş geçen dolu dolu iki sezon daha. babamız belledik onu, bir başkasının yaptığı tercihte çarmıha götürecek olduğumuz seçimlerini bile benimsedik. kolay değildi, imparatordu o.
sonrasında boktan bir şeyden hem o, hem ünal aysal karşılıklı hatalar silsilesi ile yerle bir ettiler içimizdeki sevgilerini. nefret etmiyorduk belki de, ama hiçbir zaman sevemedik de o dört senelik arada. türkiye, onun olduğu maçlarda yenilsin bile istedik. tüpçü ile olan 'kader ortaklığı' çok acıtmıştı, belli. dedim ya, eski sevgiliyi unutmak için yenisine yüklenen garip garip sıfatlardan bir tanesiydi. bir an evvel dehlensin de, şu liyakattan nasibini almamış insanlardan kurtulsun istedik.
ve nihayet ustalık dönemi. aralık 2017'de attığı 'nerede kalmıştık' tweetini görür görmez çıldıranlar, sevinçten kimisinin naralar attığı, kimisinin gözyaşı döktüğü o malum gece.
imparator geri dönmüştü. dördüncü ve dileriz son defa tekrar imza attığı yuvasına geri dönüşü kendisini seven-sevmeyen, ona kızan-kızmayan herkesin içini kıpır kıpır ettirmeye yetti. belli ki o da çok istemişti bunu.
dördüncü seferinde bu kez en uzun serüvenini yaşasın ve en başarılı dönemini geçirerek 2000 yılındaki müthiş serüveni ikinci sıraya göndersin. çünkü yapabileceği daha büyük şeyler var. şansın senin yanında olsun hocam. bu sefer hiç bırakmayalım birbirimizi. bir daha dargın ayrılmayalım.
seninle başarısızlığa da varız. maksat başımızda galatasaraylı birisi olsun.
https://encrypted-tbn3.gstatic.com/...CWaW_rTPXCor5Qm1fJBY
o bu takımın başında değilken - ki genelde milli mesaide olur - başarısız olsun, dibi görsün isterim. bunun tek istisnası milan oldu. fiorentina'dayken bile bir an evvel dönmesini istedim, ama tabi daha safça duygularla.
sonra tekrar döndü imparator. başarısız geçeceği en başından belli bir hikayeye kahraman olmaya. yine de sevmeye devam ettik, imparatordu çünkü o. "ceketimi asıyorum, bir daha da galatasaray teknik direktörü olmayacağım" dediği halde o da bal gibi biliyordu aslında buralardan kopamayacağını.
2005 yazından sonra ersun yanal yerine milli takıma geldiğinde bu sefer yanındaydık. o mucizelerle dolu geçen euro 2008 macerasında da, olaylı isviçre maçlarında da, güney afrika'ya gidilemediğinde de hep yanında olmuştuk.
sonra ünal aysal ile başlayan üçüncü dönem. epey olmuştu galatasaraylı fatih'i florya'da, evinde görmeyeli. müthiş geçen dolu dolu iki sezon daha. babamız belledik onu, bir başkasının yaptığı tercihte çarmıha götürecek olduğumuz seçimlerini bile benimsedik. kolay değildi, imparatordu o.
sonrasında boktan bir şeyden hem o, hem ünal aysal karşılıklı hatalar silsilesi ile yerle bir ettiler içimizdeki sevgilerini. nefret etmiyorduk belki de, ama hiçbir zaman sevemedik de o dört senelik arada. türkiye, onun olduğu maçlarda yenilsin bile istedik. tüpçü ile olan 'kader ortaklığı' çok acıtmıştı, belli. dedim ya, eski sevgiliyi unutmak için yenisine yüklenen garip garip sıfatlardan bir tanesiydi. bir an evvel dehlensin de, şu liyakattan nasibini almamış insanlardan kurtulsun istedik.
ve nihayet ustalık dönemi. aralık 2017'de attığı 'nerede kalmıştık' tweetini görür görmez çıldıranlar, sevinçten kimisinin naralar attığı, kimisinin gözyaşı döktüğü o malum gece.
imparator geri dönmüştü. dördüncü ve dileriz son defa tekrar imza attığı yuvasına geri dönüşü kendisini seven-sevmeyen, ona kızan-kızmayan herkesin içini kıpır kıpır ettirmeye yetti. belli ki o da çok istemişti bunu.
dördüncü seferinde bu kez en uzun serüvenini yaşasın ve en başarılı dönemini geçirerek 2000 yılındaki müthiş serüveni ikinci sıraya göndersin. çünkü yapabileceği daha büyük şeyler var. şansın senin yanında olsun hocam. bu sefer hiç bırakmayalım birbirimizi. bir daha dargın ayrılmayalım.
seninle başarısızlığa da varız. maksat başımızda galatasaraylı birisi olsun.
https://encrypted-tbn3.gstatic.com/...CWaW_rTPXCor5Qm1fJBY