50
(bkz: #2306584)
(bkz: #2306539)
öncelikle ilk gün telaşını atlatabildiyseniz, zira ben hala sağlıklı düşünme zeminini tam oturtabildiğimi düşünmüyorum kendi adıma, üstteki iki yazıyı muhakkak okuyarak başlamak lazım. bence adımıza olası tehditleri ve endişeleri en yalın halleri ile özetlemişler.
ben yine kendi adıma igor tudor'un gönderilmesini doğru buluyorum, buradan başlayalım. kendisini gönderenler ve yerine başkasını getirecekler yanlış oğlu yanlış adamlar olsa da bence bu doğru bir karardı. burada b planı diyebileceğimiz bir aday olmadığından (terim kartı hariç, o ayrı bir konu, fikirlerimi yazmaya çalışacağım) ben adım gibi eminim.
basit bir hoca kovulması beklerken yine kendimizi kaotik bir süreçte, olağanüstü seçimli genel kurulun arifesinde bulduk. yine üstte referansladığımız yazılarda mevcut, ben bu kaosun bizim şampiyonluk iksirimizde bulunan kaos olduğunu düşünmüyorum. orada galatasaray'a karşı olan tehditlere karşı biz kaosu birleşmek için kullandık, buradaki kaos farklı, en büyük rakiple bir anda yine yeniden karşı karşıyayız, galatasaray galatasaray'a karşı.
kongre, tüzük, seçim tekrarı bunlar için yine üstte referanslanan salyangoz'un yazısından faydalanılmalı, bu işleri bilenlerden takip etmeliyiz bu şekilde. benim gibiler ancak dışarıdan önceki tecrübeleri doğrultusunda fikirlerini yazabilir.
ben bu kongrenin büyük bir kurtuluş kıvılcımı olmayacağından adım gibi eminim. şerden hayır çıkma olasılığı her zaman olduğu gibi yine mevcut ama sürdürülebilirlik konusunda ciddi şüphelerim var bu olasılıkta da.
en iyi senaryo, muhalif diyebileceğimiz kesimin organize olup bir aday çıkarması, terim veyahut da takıma uzun vadede sistem ve başarı kazandırabilecek, isminde büyük bir yüzdenin hemfikir olabileceği bir hoca adayını tarafına çekmesi ve ava gidenlerin böylece avlanması.
bu senaryonun bence olma ihtimali yok denecek kadar az. yazdıklarım üzerinden detaylandıralım:
-terim/isminde hemfikir olunan, galatasaray'a yakışan başka bir hoca: salyangoz'un entrysinde terim aleyhindeki şartlara birebir imzamı atarım. hepsi gerçekten de olacak adım gibi eminim ama beni burada anlamsızca bir duygusallığa iten şeyler de yok değil. terim üzerinden galatasaray'a böyle cephe alacak kurumlar ve kişiler bize zaten her koşulda musallat oluyorlar, aklı başında başka bir hoca geldiğinde de benzer metotlar ile karşımıza gelecekler. bunlara karşı bir mücadele fikri, kazanılamayacağını (mevcut iktidar ve galatasaray'a bakış açısı sebebi ile) bilsem de, bana cazip geliyor. yel değirmeni galatasaray değil ise bizim galatasaray kaos iksirinden faydalanabilir, hatta biz zaten kazana düşmüşüz deriz.
iyi senaryo dediğimiz tarafta benim için en önemli kısım bu, varsın herkes herşeyiyle gelsin, yeter ki biz bir olalım. çok kötü günler hatta değil yıllar yaşıyacağız, ama er geç devran dönecektir. yazının sonunda aslında bu kısımla ilgili daha detaylı bir açıklama ve beklentimi de yazmaya çalıştım.
-muhalif galatasaray'lılar ve başkan adayı: şimdi bu riva ve florya mevzusunun öneminin hala ben yeteri kadar anlaşılamadığını düşünüyorum. ülkeyi ve yönetenleri düşünün, olaylar karşısındaki tutumlarını, ısrarlarını, kindarlığı düşünün. bir de nostalji yapıp, birilerinin ıslıklar içinde kaçırıldığı günleri düşünün. bu riva ve florya'yı bizden alacaklar yok pahasına, bence aksi ihtimal de yok. bunun için zaten buraya bir maşa getirdiler. bunu o muhalif dediğimiz kesimin de bildiğini düşünüyorum. gerçek galatasaray'lılar diyelim dursun'u sepetleyip getirdi gerçek muhalifleri başa, az önce bahsettiğimiz terim'e karşı oluşacak cephenin yüzlerce kat güçlüsü kulübe saldıracak. bu adamlar bu pastayı yedirtmez. muhalif dediklerimiz işlerini güçlerini sürdüremez hale gelirler, yazarken sinirden ellerim titriyor ama maalesef bu böyle.
burada isminde hemfikir olunan, galatasaray'a yakışan başka bir hoca geldiğinde terim'in adının demokles'in kılıcı gibi başında duracağı konusunda da hemfikirim ama karşı karşıya olduğumuz diğer tehditler düşünüldüğünde kolay olmasa da, bu üstesinden daha rahat gelinebilecek bir konu. en azında burada bizlerin ellimiz taşın altına koyma şansımız var. biz desteklersek bu kara propagandanın etkilerini azaltabiliriz.
kendi notum: vasıfsız bir hoca gelse de destekleriz anlamına gelmemektedir üstteki cümle.
hani deniliyor ya mayıs'a plan yapanlar nasıl ocak'a yetişemez diye, yetişirler normalde bal gibi yetişirler de işlerine gelmez, dümdüz ederler. mayıs'a da o yüzden ben bir şey olacağını düşünmüyorum. riva ve florya meseleleri tam hallolur (olumlu anlamda demiyorum), birisinin galatasaray kinleri dinerse, o seçimde bakın nasıl pıtırak gibi kadrolar talip olacak. biliyosunuz bizim yerli ve milli otoyu üretecek "beş babayiğidimiz" var, ve yine biliyorsunuz biri kim, fikir jimnastiği bizimkisi.
kıssadan hisse bizim gibi düşünenler için en iyi senaryoda bile galatasaray'ın hali hazırda zaten bir darboğazın içinde olduğunu görüyoruz.
şimdi ehven-i şer senaryoya gelelim, dursun beklendiği gibi seçilir, yönetimde üzerinde gitmesi hakkında hemfikir olduğumuz safralar atılır, terim/isminde hemfikir olunan, galatasaray'a yakışan başka bir hoca dursun ile gelir. bu durumda belki 2017-2018 şampiyonluğu gelebilir, taraftar en azından bu sene kenetlenir fakat, yine yukarıda referanslı entrylerde belirtildiği gibi, maşa üzerinden tahakküm katlanarak artar, diğer branşlar da dahil olmak üzere kısa dönem kazanımlar haricinde kötü günler katlanarak bizi bekler.
yine bu durumda da terim'e karşı oluşacak bloku görmek işten bile değil. keza isminde hemfikir olunan, galatasaray'a yakışan başka bir hocaya da başka şekilde oluşacak cepheye. biz yine mücadele ederiz birleşiriz bu senaryoda, ama o dursun ve arkasındakiler yok mu,tünelin ucu nasıl bir yere çıkıyor biliyoruz.
ve düşünmek bile istemeyeceğimiz kötü senaryolar. ben dün geceden beri bu olasılığın gerçekleşmesinden korkuyorum.
kabus senaryo: dursun başkan, yönetim aynı veya eskisinden beter (olmayacağının garantisini kim verebilir, gerçek sorun da bu, milyonlarca kişi kurbanlık koyun gibi izliyoruz, bize her şeyi yapabilirler, yedirebilirler) ve terim/isminde hemfikir olunan, galatasaray'a yakışan başka bir hoca kartını kullanark bunları yapıp, bu hocaları getirmemesi.
düşünsenize, dursun ve arkasındakilerin elleri güçlenmiş, e hoca da yok doğru düzgün, hem kısa hem uzun vade başarı gitti, sinerji gitti, iksir, kazan yere döküldü, riva ve florya? ya onlar zaten gitti, başka neler gidecek onları düşünmeye başlayalım.
kandırılmış milyonlar, pasifize edilmiş bir muhalefet, hocasız futbol takımı, dağılmış ve daha da beter olacak diğer şubeler...
yazarken bile ben tahim ettiğimden daha karamsarlığa kapıldım, bazı konularda da netleştim.
özetlemek gerekir ise mikro ölçekten, makro ölçeğe çıktığımızda kulübümüzün kafeslenmiş, yakın gelecekte de bu tahakkümden kurtulmasının zor olduğunu görüyoruz. mikro ölçek ile tatmin olacak isek, evet futbol şubeyi düşünürsek, iyi senaryoyu düşünürsek benim hoca adayım terim'dir, salyangoz'un ve mocuishle'nin belirttiği olumsuzlukların gerçekleşecek olmasına rağmen, şampiyonluk da belki gelir, ama asıl problemler devam edecek makro ölçekte ve uzun vadede terim/isminde hemfikir olunan, galatasaray'a yakışan başka bir hoca gelse de gelmese de.
burada şöyle diyen renktaşlar da olabilir, dursun'a rağmen kısa dönemde şampiyonluğu alacak çözüme gidelim, uzun dönemde kin sahiplerine ve maşalarına karşı mücadele edelim, kulağa kesinlikle mantıklı gelmekle birlikte, burası da türkiye, karşımızda kim var, nelerin olup nelerin olmayacağını da az çok biliyoruz.
bu kongrede dağ aslan da fare de doğurmaz bunu bence kabullenmek lazım, bizim asıl kabullenmemiz gereken iktidarın ve maşalarını bu kulüpte olduğunu kabul etmek, yıllarca sürecek (belki 14 yıllık dönemi de geçebilir) bir dönem yaşayacağımızı kabul ederek,bu yapıyı temizlemek, vergiden üstümüze gelecekler, medyadan gelecekler, batıracaklar kulübü, bunları kabullenip, topluca aklanıp çıkmayı sindirmemiz lazım çok uzun vadede. çok zor bir yapılanma ihtiyaç olan, şahsi işleri etkilenmeyecek/etkilenemeyecek veya etkilenmesinden çekinmeyecek bir başkan, yönetim ve kongre...gerçekten zor ama hiç bir zaman imkansız değil. var böyle değerli insanlar bu camiada, destekleyecek taraftar ise milyonlarca.
er geç devran dönecek ülkede ve kulüpte, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir ülkede, saç ayaklarını tamamlamış bir galatasaray başarının yeniden eş anlamlısı olacaktır, iple çekiyoruz o günleri.
(bkz: #2306539)
öncelikle ilk gün telaşını atlatabildiyseniz, zira ben hala sağlıklı düşünme zeminini tam oturtabildiğimi düşünmüyorum kendi adıma, üstteki iki yazıyı muhakkak okuyarak başlamak lazım. bence adımıza olası tehditleri ve endişeleri en yalın halleri ile özetlemişler.
ben yine kendi adıma igor tudor'un gönderilmesini doğru buluyorum, buradan başlayalım. kendisini gönderenler ve yerine başkasını getirecekler yanlış oğlu yanlış adamlar olsa da bence bu doğru bir karardı. burada b planı diyebileceğimiz bir aday olmadığından (terim kartı hariç, o ayrı bir konu, fikirlerimi yazmaya çalışacağım) ben adım gibi eminim.
basit bir hoca kovulması beklerken yine kendimizi kaotik bir süreçte, olağanüstü seçimli genel kurulun arifesinde bulduk. yine üstte referansladığımız yazılarda mevcut, ben bu kaosun bizim şampiyonluk iksirimizde bulunan kaos olduğunu düşünmüyorum. orada galatasaray'a karşı olan tehditlere karşı biz kaosu birleşmek için kullandık, buradaki kaos farklı, en büyük rakiple bir anda yine yeniden karşı karşıyayız, galatasaray galatasaray'a karşı.
kongre, tüzük, seçim tekrarı bunlar için yine üstte referanslanan salyangoz'un yazısından faydalanılmalı, bu işleri bilenlerden takip etmeliyiz bu şekilde. benim gibiler ancak dışarıdan önceki tecrübeleri doğrultusunda fikirlerini yazabilir.
ben bu kongrenin büyük bir kurtuluş kıvılcımı olmayacağından adım gibi eminim. şerden hayır çıkma olasılığı her zaman olduğu gibi yine mevcut ama sürdürülebilirlik konusunda ciddi şüphelerim var bu olasılıkta da.
en iyi senaryo, muhalif diyebileceğimiz kesimin organize olup bir aday çıkarması, terim veyahut da takıma uzun vadede sistem ve başarı kazandırabilecek, isminde büyük bir yüzdenin hemfikir olabileceği bir hoca adayını tarafına çekmesi ve ava gidenlerin böylece avlanması.
bu senaryonun bence olma ihtimali yok denecek kadar az. yazdıklarım üzerinden detaylandıralım:
-terim/isminde hemfikir olunan, galatasaray'a yakışan başka bir hoca: salyangoz'un entrysinde terim aleyhindeki şartlara birebir imzamı atarım. hepsi gerçekten de olacak adım gibi eminim ama beni burada anlamsızca bir duygusallığa iten şeyler de yok değil. terim üzerinden galatasaray'a böyle cephe alacak kurumlar ve kişiler bize zaten her koşulda musallat oluyorlar, aklı başında başka bir hoca geldiğinde de benzer metotlar ile karşımıza gelecekler. bunlara karşı bir mücadele fikri, kazanılamayacağını (mevcut iktidar ve galatasaray'a bakış açısı sebebi ile) bilsem de, bana cazip geliyor. yel değirmeni galatasaray değil ise bizim galatasaray kaos iksirinden faydalanabilir, hatta biz zaten kazana düşmüşüz deriz.
iyi senaryo dediğimiz tarafta benim için en önemli kısım bu, varsın herkes herşeyiyle gelsin, yeter ki biz bir olalım. çok kötü günler hatta değil yıllar yaşıyacağız, ama er geç devran dönecektir. yazının sonunda aslında bu kısımla ilgili daha detaylı bir açıklama ve beklentimi de yazmaya çalıştım.
-muhalif galatasaray'lılar ve başkan adayı: şimdi bu riva ve florya mevzusunun öneminin hala ben yeteri kadar anlaşılamadığını düşünüyorum. ülkeyi ve yönetenleri düşünün, olaylar karşısındaki tutumlarını, ısrarlarını, kindarlığı düşünün. bir de nostalji yapıp, birilerinin ıslıklar içinde kaçırıldığı günleri düşünün. bu riva ve florya'yı bizden alacaklar yok pahasına, bence aksi ihtimal de yok. bunun için zaten buraya bir maşa getirdiler. bunu o muhalif dediğimiz kesimin de bildiğini düşünüyorum. gerçek galatasaray'lılar diyelim dursun'u sepetleyip getirdi gerçek muhalifleri başa, az önce bahsettiğimiz terim'e karşı oluşacak cephenin yüzlerce kat güçlüsü kulübe saldıracak. bu adamlar bu pastayı yedirtmez. muhalif dediklerimiz işlerini güçlerini sürdüremez hale gelirler, yazarken sinirden ellerim titriyor ama maalesef bu böyle.
burada isminde hemfikir olunan, galatasaray'a yakışan başka bir hoca geldiğinde terim'in adının demokles'in kılıcı gibi başında duracağı konusunda da hemfikirim ama karşı karşıya olduğumuz diğer tehditler düşünüldüğünde kolay olmasa da, bu üstesinden daha rahat gelinebilecek bir konu. en azında burada bizlerin ellimiz taşın altına koyma şansımız var. biz desteklersek bu kara propagandanın etkilerini azaltabiliriz.
kendi notum: vasıfsız bir hoca gelse de destekleriz anlamına gelmemektedir üstteki cümle.
hani deniliyor ya mayıs'a plan yapanlar nasıl ocak'a yetişemez diye, yetişirler normalde bal gibi yetişirler de işlerine gelmez, dümdüz ederler. mayıs'a da o yüzden ben bir şey olacağını düşünmüyorum. riva ve florya meseleleri tam hallolur (olumlu anlamda demiyorum), birisinin galatasaray kinleri dinerse, o seçimde bakın nasıl pıtırak gibi kadrolar talip olacak. biliyosunuz bizim yerli ve milli otoyu üretecek "beş babayiğidimiz" var, ve yine biliyorsunuz biri kim, fikir jimnastiği bizimkisi.
kıssadan hisse bizim gibi düşünenler için en iyi senaryoda bile galatasaray'ın hali hazırda zaten bir darboğazın içinde olduğunu görüyoruz.
şimdi ehven-i şer senaryoya gelelim, dursun beklendiği gibi seçilir, yönetimde üzerinde gitmesi hakkında hemfikir olduğumuz safralar atılır, terim/isminde hemfikir olunan, galatasaray'a yakışan başka bir hoca dursun ile gelir. bu durumda belki 2017-2018 şampiyonluğu gelebilir, taraftar en azından bu sene kenetlenir fakat, yine yukarıda referanslı entrylerde belirtildiği gibi, maşa üzerinden tahakküm katlanarak artar, diğer branşlar da dahil olmak üzere kısa dönem kazanımlar haricinde kötü günler katlanarak bizi bekler.
yine bu durumda da terim'e karşı oluşacak bloku görmek işten bile değil. keza isminde hemfikir olunan, galatasaray'a yakışan başka bir hocaya da başka şekilde oluşacak cepheye. biz yine mücadele ederiz birleşiriz bu senaryoda, ama o dursun ve arkasındakiler yok mu,tünelin ucu nasıl bir yere çıkıyor biliyoruz.
ve düşünmek bile istemeyeceğimiz kötü senaryolar. ben dün geceden beri bu olasılığın gerçekleşmesinden korkuyorum.
kabus senaryo: dursun başkan, yönetim aynı veya eskisinden beter (olmayacağının garantisini kim verebilir, gerçek sorun da bu, milyonlarca kişi kurbanlık koyun gibi izliyoruz, bize her şeyi yapabilirler, yedirebilirler) ve terim/isminde hemfikir olunan, galatasaray'a yakışan başka bir hoca kartını kullanark bunları yapıp, bu hocaları getirmemesi.
düşünsenize, dursun ve arkasındakilerin elleri güçlenmiş, e hoca da yok doğru düzgün, hem kısa hem uzun vade başarı gitti, sinerji gitti, iksir, kazan yere döküldü, riva ve florya? ya onlar zaten gitti, başka neler gidecek onları düşünmeye başlayalım.
kandırılmış milyonlar, pasifize edilmiş bir muhalefet, hocasız futbol takımı, dağılmış ve daha da beter olacak diğer şubeler...
yazarken bile ben tahim ettiğimden daha karamsarlığa kapıldım, bazı konularda da netleştim.
özetlemek gerekir ise mikro ölçekten, makro ölçeğe çıktığımızda kulübümüzün kafeslenmiş, yakın gelecekte de bu tahakkümden kurtulmasının zor olduğunu görüyoruz. mikro ölçek ile tatmin olacak isek, evet futbol şubeyi düşünürsek, iyi senaryoyu düşünürsek benim hoca adayım terim'dir, salyangoz'un ve mocuishle'nin belirttiği olumsuzlukların gerçekleşecek olmasına rağmen, şampiyonluk da belki gelir, ama asıl problemler devam edecek makro ölçekte ve uzun vadede terim/isminde hemfikir olunan, galatasaray'a yakışan başka bir hoca gelse de gelmese de.
burada şöyle diyen renktaşlar da olabilir, dursun'a rağmen kısa dönemde şampiyonluğu alacak çözüme gidelim, uzun dönemde kin sahiplerine ve maşalarına karşı mücadele edelim, kulağa kesinlikle mantıklı gelmekle birlikte, burası da türkiye, karşımızda kim var, nelerin olup nelerin olmayacağını da az çok biliyoruz.
bu kongrede dağ aslan da fare de doğurmaz bunu bence kabullenmek lazım, bizim asıl kabullenmemiz gereken iktidarın ve maşalarını bu kulüpte olduğunu kabul etmek, yıllarca sürecek (belki 14 yıllık dönemi de geçebilir) bir dönem yaşayacağımızı kabul ederek,bu yapıyı temizlemek, vergiden üstümüze gelecekler, medyadan gelecekler, batıracaklar kulübü, bunları kabullenip, topluca aklanıp çıkmayı sindirmemiz lazım çok uzun vadede. çok zor bir yapılanma ihtiyaç olan, şahsi işleri etkilenmeyecek/etkilenemeyecek veya etkilenmesinden çekinmeyecek bir başkan, yönetim ve kongre...gerçekten zor ama hiç bir zaman imkansız değil. var böyle değerli insanlar bu camiada, destekleyecek taraftar ise milyonlarca.
er geç devran dönecek ülkede ve kulüpte, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir ülkede, saç ayaklarını tamamlamış bir galatasaray başarının yeniden eş anlamlısı olacaktır, iple çekiyoruz o günleri.