• 82
    tarihin ilk öğrenci boykotunun başlamasına sebep olan fikir önderimiz, ışığımız, öğretmenimiz.

    1910 senesi, dönemin iktidarında ittihat ve tarakki partisi var ve maarif nazırı enver bey isminde biri. o dönem tevfik fikret mekteb-i sultani'nin müdürü. tevfik fikret bakanlığın okul bütçesinden haksız yere kesinti yapması ve bir grup öğretmenin haksız tayini dolayısı ile bakanla tartışarak 9 nisan 1910 tarihinde istifa eder.

    hocanın istifası, öncelikle öğrenciler üzerinde şok etkisi yaratır. bu durumu bir türlü sindiremezler. tevfik fikret’in istifa kararını duyar duymaz, temsilci olarak seçilen 12 sultani öğrencisi, babıali’ye giderek dahiliye ve maarif bakanlıklarına durumdan duydukları üzüntüyü bildirerek; çözüm yolu ararlar. daha doğrusu baba olarak kabul ettikleri müdür öğretmenlerinin istifasından vazgeçilerek okula geri dönmesinin sağlanmasını isterler. başta çok sevimli görünen bu öğrencinin öğretmeninin peşinden gitme eylemi, sonucun değişmediğini gören öğrenciler de sinirleri gerer ve eğer sorun istedikleri şekilde çözülmezse dersleri boykot edecekleri tehdidiyle, bir anda bir eğitim krizine yol açar.

    maarif nazırı enver geri adım atmazken salih zeki beyi'i sultani müdürlüğüne getirir ve yandaş basın aracılığı ile öğrencileri baskı altına alacak haberler yaptırır.

    öğrenciler bu şartlarda derslere girmeyeceklerini bildirerek, 12 nisan 1910 tarihinden itibaren tarihimizin ilk öğrenci boykotunu başlatırlar. boykotun hedefi; tevfik fikret öğretmen görevine dönene kadar boykotu devam ettirmektir. 500’e yakın öğrenci aynı anda sokaklara dağılırlar. bunu yaparken meclis-i mebusan reisliği’ne, öğrenci temsilcisi ismail imzalı bir de boykot dilekçesi yazarlar.

    "müdürümüz tevfik fikret beyefendinin istifası üzerine okulumuzda meydana gelen yönetim kargaşasının ardından, öğretmenlerin istifasıyla öğretimin tümüyle işlemez duruma gelmesi, öğrencilerin okula manevi bağlılığını kırdığından, yüksek sınıfları oluşturan dördüncü, beşinci ve altıncı sınıf öğrencileri söz birliğiyle fikret beyin dönüşüne kadar okulu bırakmayı kararlaştırmışlar ve bu kararı tam bir düzen ve okul nizamlarına kusursuz bir söz dinlemeyle bağlı kalarak, bugün sabahleyin yerine getirmişlerdir. böylece müdürlerinin yeniden dönüşüne kadar namus ve vicdanları üzerine yemin ederek ayrılanlar yüz altmış kişi kadar olup, öteki sınıflardaki öğrencilerin de aşağı yukarı beş yüz kadarı onları izleyerek hep birlikte okuldan ayrılmışlardır.

    ülkenin kültür ve öğretim yaşamında tek kuruluş olan mekteb-i sultani’nin böyle yok edilerek dağıtılmasının hiçbir bakımdan uygun görülmeyeceği sizlerce de bilinmektedir. bir okuldan beklenen maddi ve manevi yarar ortadan kaldırılmakla, öğrencilerin düzensiz bir toplantı yerinden ayrımı kalmayan ve adeta zorla bu kadar alçaltılan bir okulda daha çok bulunmaya dayanamayacakları kuşkusuzdur. öğrenciler bu düşünceyi izlemekle,hak ve gerçekten ve vicdanlarının uyarılarından başka bir şeye boyun eğmeyeceklerini göstermiş oluyorlar sanırız.bu nedenle,memleketimizde düşünce ve vicdan hürriyetiyle gençlerin çok eski bir bilgi yurdu olan mekteb-i sultani’nin öğretim hayatına vurulan bu yok edici darbenin tek iyileştirme çaresini yüksek katınızdan bekleyen ve maarif nezareti’nin bencilce bir düşüncesiyle yok edilmiş geleceklerine ağlayan öğrencilerin üzüntüden bağırmalarına karşı,herkesçe bilinen vicdan yüceliği ve temizliği hiç kuşkusuz kayıtsız kalamaz.bu yolda gençliğin geleceğini kurtaracak bir kararı meclis-i mebusan’ın vatan ve aydınlanma sevgisinden beklemekteyiz.bu yolda emir ve ferman yüce başkanlık makamınındır."

    sabah gazetesi bakanlığı eleştiren bir yazı kaleme alır. gazete; "okulun yönetim ve eğitim kalitesinde hiçbir değişiklik olmayacağına dair öğrencileri ikna edememiştir. bu olaylar da aslında bu noktadan patlak vermiştir. bütün bunlara rağmen, galatasaraylı öğrencilerin ilim ve irfan sahibi olduğu bilindiğinden, kötü bir şey yapmayacaklarından eminiz" tarzında bir haber yayınlar. ancak polemik başlamıştır bi’kere. fransızca yayımlanan le moniteur oriental gazetesi de tartışmaya girer: "…idari disiplinle ilgili ve birkaç saatte çözümlenebilecek böyle bir sorunun bu derece büyütülmesini ve içinden çıkılmaz hale gelmesini anlayamıyoruz… ama öğrencilerin dersleri boykot etmesini de doğru bulmuyoruz… "

    boykot nedeniyle dersler yapılamamaktadır. boykota katılan dördüncü, beşinci ve altıncı sınıfların yanı sıra, okulun bazı öğretmenleri de istifa kararı alırlar. bu arada okulun yeni yönetimi, basın aracılığıyla bir tebligat yayınlayarak, derhal ders başı yapmadıkları takdirde, eylemci öğrencilerin kayıtlarının silineceğini duyurur. işte bu nokta da devreye aileler ve veliler giriverir. çocukları okuldan atılma tehdidiyle karşı karşıya kalırlar. bu şaşkınlık içinde olan veliler gazetelerden yardım isterler. bazı velilerse çocuklarını galatasaray’dan alıp robert kolej’e vermek zorunda kalacaklarını söylemektedir.

    "bu memlekette ilim ve irfan, yiyip içmek gibi zaruri bir ihtiyaç halinde iken ve elimizde mekteb-i sultani gibi mükemmel bir okul varken, onun böyle mahvedilmeye çalışılması ve çocuklarımızın tahsillerini ecnebi mekteplerde tamamlama zorunda bırakılması hakikaten acınacak hallerdendir."

    bütün bunlar olurken, eylemci öğrenciler de boş durmaz; heyetler halinde, öğretmenleri tevfik fikret’i ziyaret eder, onu görevine geri döndürmeye çalışırlar. fakat son derece prensipli bir eğitimci olan tevfik fikret, kararından taviz vermez. sadece çok sevdiği öğrencilerine; “derslerinizi terk etmemelisiniz” diye telkinde bulunur.

    tartışmalar oldukça alevlenir ve yurt çapında büyürken, sorunu küçümseyip yok sayan hükümet parti içinde bu konuyu görüşmeye alır. ancak çıkan sonuç çok keskindir: “ortada büyütülecek bir olay yoktur. hükümet maarif nazırı’nın icraatını onaylamaktadır."

    öğrenciler 24 nisan 1910 günü salih zeki’nin asaleten sultani müdürlüğü’ne atandığını öğrenirler. artık tevfik fikret’in geri dönme ihtimali kalmamıştır.

    toplanıp tevfik fikret’e giderler. tevfik fikret eğitim tarihimizin örgütlü ilk öğrenci boykotunu bitiren şöyle bir konuşma yapar:

    "gördünüz ki, idare işlerini halletmek, talebenin hakkı ve haddi değildir. mektebe gideceksiniz. 'fikret’e kapılanlar mektebi bitirmekten ümidi olmayan birkaç haylazdır' diyenlerin bu iddiasını çürütmek vazifenizdir. mektebi başarıyla bitirip onlara ispat edeceksiniz ki beni sevenler, kaçaklar, haylazlar değildir. doğrulukla, ciddilikle memlekete bağlı gençlerdir. ancak o zaman benim izzet-i nefsimi töhmet altında kalmaktan kurtarmış olursunuz."

    boykot, çok gönül rızasıyla olmasa da sona erer. her ne kadar, sıradan, silik gibi görünse de, iki hafta kadar süren bu öğrenci eylemi; iyi bir öğretmenin öğrenci üzerinde nasıl etki bıraktığına dair ilginç hikayeler bırakmıştır eğitim tarihine.

    tevfik fikret ve sultani öğrencilerinin hikayesi için şu denilebilir: "iyi bir öğretmen yeryüzünde ki tanrıdır."

    kimseden bir fayda ummam ben, dilenmem kol kanat,
    kendi boşluk, kendi gökkubbemde kendim gezginim.
    bir eğik baş bir boyunduruktan ağırdır boynuma;
    fikri hür, vicdani hür, irfani hür galatasaraylıyım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın