1278
kulüplerlerin, cumhurbaşkanına anlatması gereken basit; yabancı sınırı olsa, cengiz, çağlar, enes şu an üç büyüklerin yedek kulübesindeydi.
sayın erdoğan, rıdvan dilmen vs. yüzünden bu konuda yanlış yönlendiriliyor. yabancı sınırının getirilmesi, kendisine sürekli aksettirilenin aksine milli takıma yarar değil, zarar getirir. yabancı sınırlaması var olsaydı yukarıda saydığım üç isim enternasyonel futbol ile çok geç tanışır, bugün geldikleri konuma 24-25 yaşlarında anca gelebilirlerdi. buna en güzel örnek emre çolak'tır. yıllarca, çok çalışmadan gs yedek kulübesinde yer buldu ve para kazandı, kendisini geliştirmeye gerek duymadı, yabancı sınırı yüzünden de galatasaray kendisinden vazgeçemedi. sınır olmasaydı çolak ya galatasaray'da var olmak için daha fazla çalışacak ya da erken yaşta yurtdışına giderek enternasyonel futbola daha erken uyum sağlayacaktı ve belki de bugün bambaşka bir oyuncu olacaktı.
başka bir örnek ozan tufan. bugün çalışma videoları döküldü. ozan 22 yaşında fenerbahçe alternatifini bulduğu an kendisini göndereceğini bildiği için çalışmaya mahkum. lakin sınır gelirse, 26-27, belki 30 yaşına kadar bu bilince eremeyecek, çünkü fenerbahçe kendisini bıraksa, galatasaray, beşiktaş, trabzonspor kapısında yatacak. örnek mi; ceyhun eriş, yusuf şimşek hatta en güzeli sergen yalçın.
bu sınırlamanın mevcut milli takıma zarar verdiği iddiası ise yine aynı kişilerin ve lucescu'nun bahanesi. mevcut geniş kadronun yüzde 90'ı ya 4 büyüklerde oynuyor ya da 4 büyüklerin alamayacağı topçular. çağlar söyüncü, ömer toprak, hakan çalhanoğlu, nuri şahin, cengiz ünder, emre mor, enes ünal, arda turan. hani lucescu diyor ya, eskiden gs'den 7-8 oyuncu olurdu diye. bu saydığımız 8 oyuncu gs, fb, bjk'de banko oynar da bu oyuncuları alabilmek için 100 milyon euro'dan fazla para vermeniz gerekiyor. geri kalanlar da, 4 büyüklerde banko oynayan topçular, serdar aziz, gökhan gönül, caner erkin, şener özbayraklı, ismail köybaşı, hasan ali kaldırım, oğuzhan özyakup, tolga ciğerci, ozan tufan, mehmet topal, yusuf yazıcı, okay yokuşlu, burak yılmaz, cenk tosun, olcay şahan. yedek kalecin trabzonspor'da banko oynuyor. geniş kadronda bile anadolu'dan bir tane topçun yok. ama organizasyon, saha kenarı ve menajer kaynaklı seçim sıkıntılarından kaynaklanan sorunlar, bu bahaneyle örtülmeye çalıışılıyor.
bunlara ek olarak, yabancı sınırıyla uğraşmayıp çözülmesi gereken altyapı sorunu görülmüyor, belki de görülmesi istenmiyor. 2 gün önce beşiktaş u-21 takımı, porto u-21 takımından 5 yedi. bütün türkiye u-21 karması çıksa 5 değil 3 yerdi belki. aynısını biz benfica karşısında yaşadık. şimdi bu adamlar 5 sene düzenli 11 oynasa o takımı yenebilecek mi? muhtemelen iyi ihtimal yine 5 yiyecekler. altyapı konusunda hala bir çalışma yok.
türkiye'de spor ve siyaset ilişkisi maalesef girift bir halde. ne yazık ki futbolu ve galatasaray'ı seviyorsak buna alışmalı buna göre hareket etmeliyiz. rıdvan vs. ve yerli futbolcu tayfası siyasileri etkileyerek sınır getirtmeye çalışıyor olabilir. lakin hem kulübümüz hem de türk futbolunu düşünenler bu meseleleri çok daha çeşitlendirerek siyaset alanına aktarmalı ve yayıncı kuruluş vb. yollarla sınıra karşı durmalıdırlar.
sayın erdoğan, rıdvan dilmen vs. yüzünden bu konuda yanlış yönlendiriliyor. yabancı sınırının getirilmesi, kendisine sürekli aksettirilenin aksine milli takıma yarar değil, zarar getirir. yabancı sınırlaması var olsaydı yukarıda saydığım üç isim enternasyonel futbol ile çok geç tanışır, bugün geldikleri konuma 24-25 yaşlarında anca gelebilirlerdi. buna en güzel örnek emre çolak'tır. yıllarca, çok çalışmadan gs yedek kulübesinde yer buldu ve para kazandı, kendisini geliştirmeye gerek duymadı, yabancı sınırı yüzünden de galatasaray kendisinden vazgeçemedi. sınır olmasaydı çolak ya galatasaray'da var olmak için daha fazla çalışacak ya da erken yaşta yurtdışına giderek enternasyonel futbola daha erken uyum sağlayacaktı ve belki de bugün bambaşka bir oyuncu olacaktı.
başka bir örnek ozan tufan. bugün çalışma videoları döküldü. ozan 22 yaşında fenerbahçe alternatifini bulduğu an kendisini göndereceğini bildiği için çalışmaya mahkum. lakin sınır gelirse, 26-27, belki 30 yaşına kadar bu bilince eremeyecek, çünkü fenerbahçe kendisini bıraksa, galatasaray, beşiktaş, trabzonspor kapısında yatacak. örnek mi; ceyhun eriş, yusuf şimşek hatta en güzeli sergen yalçın.
bu sınırlamanın mevcut milli takıma zarar verdiği iddiası ise yine aynı kişilerin ve lucescu'nun bahanesi. mevcut geniş kadronun yüzde 90'ı ya 4 büyüklerde oynuyor ya da 4 büyüklerin alamayacağı topçular. çağlar söyüncü, ömer toprak, hakan çalhanoğlu, nuri şahin, cengiz ünder, emre mor, enes ünal, arda turan. hani lucescu diyor ya, eskiden gs'den 7-8 oyuncu olurdu diye. bu saydığımız 8 oyuncu gs, fb, bjk'de banko oynar da bu oyuncuları alabilmek için 100 milyon euro'dan fazla para vermeniz gerekiyor. geri kalanlar da, 4 büyüklerde banko oynayan topçular, serdar aziz, gökhan gönül, caner erkin, şener özbayraklı, ismail köybaşı, hasan ali kaldırım, oğuzhan özyakup, tolga ciğerci, ozan tufan, mehmet topal, yusuf yazıcı, okay yokuşlu, burak yılmaz, cenk tosun, olcay şahan. yedek kalecin trabzonspor'da banko oynuyor. geniş kadronda bile anadolu'dan bir tane topçun yok. ama organizasyon, saha kenarı ve menajer kaynaklı seçim sıkıntılarından kaynaklanan sorunlar, bu bahaneyle örtülmeye çalıışılıyor.
bunlara ek olarak, yabancı sınırıyla uğraşmayıp çözülmesi gereken altyapı sorunu görülmüyor, belki de görülmesi istenmiyor. 2 gün önce beşiktaş u-21 takımı, porto u-21 takımından 5 yedi. bütün türkiye u-21 karması çıksa 5 değil 3 yerdi belki. aynısını biz benfica karşısında yaşadık. şimdi bu adamlar 5 sene düzenli 11 oynasa o takımı yenebilecek mi? muhtemelen iyi ihtimal yine 5 yiyecekler. altyapı konusunda hala bir çalışma yok.
türkiye'de spor ve siyaset ilişkisi maalesef girift bir halde. ne yazık ki futbolu ve galatasaray'ı seviyorsak buna alışmalı buna göre hareket etmeliyiz. rıdvan vs. ve yerli futbolcu tayfası siyasileri etkileyerek sınır getirtmeye çalışıyor olabilir. lakin hem kulübümüz hem de türk futbolunu düşünenler bu meseleleri çok daha çeşitlendirerek siyaset alanına aktarmalı ve yayıncı kuruluş vb. yollarla sınıra karşı durmalıdırlar.