5077
ersun yanal ile şampiyon oldukları seneden beri korkunç hatalar yapıyor. örneğin teknik direktör seçimleri (pereira - advocaat - kocaman) gerçek bir facia. pereira gibi ne futbolculuk ne teknik direktörlük şanı olmayan bir adamın fenerbahçe gibi büyüklük kompleksli bir takıma olmayacağı başından beri barizdi. advocaat yaşlı ve genel olarak bulunduğu yeri pek takmayan (oku: s**lemeyen) tavırlı bir adamdı, bu sezonu bitirsem de emeklilik ikramiyemi alıp s****r olup gitsem ifadesi vardı sürekli yüzünde. kocaman ise fenerbahçe'nin genlerine tamamen ters bir futbol oynatıyor - galatasaray'ın genleri nasıl tempo ve pres görmek istiyorsa fenerbahçe genleri de yetenek ve yıldız kibri görmek istiyor, kocaman'ın sabırlı takım savunması futbolunu değil. üstelik kocaman i hükumetinin terim'li galatasaray tarafından yerlerde sürüklendiğini de fenerbahçelilerin unuttuğunu sanmam (a.k.a. bittik biz beyler, bittik).
para gömdüğü transferler de korkunç. tamamen bitmiş van persie, aynı transfer döneminde gelen kjaer-skertel-neustadter (ki kjaer harika bir transferdi), fiyasko van der viel, bizim fernando'ya verdiğimizden daha fazla para verdikleri josef de sousa vs vs vs. aynı dönemde yaratıcılık anlamında bizim bam ortasahasına dönen topal-ozan-josef üçlüsünün bir türlü bozulamaması, kaledeki kara delik, gökhan-caner'den şener-ismail'e düşen bekler, takımın en iyi futbolcusunun ezeli rakibe bangır bangır kaptırılması... daha sayayım mı?
kendisiyle ilgili hiç bir zaman heheh en çok galatasaray kupası gören fenerbahçe başkanı eheheh doğrultusunda düşünmedim. hapse girip çıkacak kadar obsesif bir fenerbahçeli ve kafasına koyduğu şeyi başarma (ya da başarmaya çok yaklaşma) oranı hiç fena değil - euroleague buna son örnek olabilir. ama sanırım sonunda gerçek düşüşünü izliyoruz.
tarih böyle dominant karakterlerin düşüşünü genelde gürültülü patırtılı kaydeder - napolyon'un son 100 günü, caesar'ın bıçaklanması, barbarossa'nın silifke nehriyle imtihanı. bakalım aziz'in düşüşü nasıl olacak.
para gömdüğü transferler de korkunç. tamamen bitmiş van persie, aynı transfer döneminde gelen kjaer-skertel-neustadter (ki kjaer harika bir transferdi), fiyasko van der viel, bizim fernando'ya verdiğimizden daha fazla para verdikleri josef de sousa vs vs vs. aynı dönemde yaratıcılık anlamında bizim bam ortasahasına dönen topal-ozan-josef üçlüsünün bir türlü bozulamaması, kaledeki kara delik, gökhan-caner'den şener-ismail'e düşen bekler, takımın en iyi futbolcusunun ezeli rakibe bangır bangır kaptırılması... daha sayayım mı?
kendisiyle ilgili hiç bir zaman heheh en çok galatasaray kupası gören fenerbahçe başkanı eheheh doğrultusunda düşünmedim. hapse girip çıkacak kadar obsesif bir fenerbahçeli ve kafasına koyduğu şeyi başarma (ya da başarmaya çok yaklaşma) oranı hiç fena değil - euroleague buna son örnek olabilir. ama sanırım sonunda gerçek düşüşünü izliyoruz.
tarih böyle dominant karakterlerin düşüşünü genelde gürültülü patırtılı kaydeder - napolyon'un son 100 günü, caesar'ın bıçaklanması, barbarossa'nın silifke nehriyle imtihanı. bakalım aziz'in düşüşü nasıl olacak.