685
çıktığı kadıköy deplasmanlarını psikolojik olarak kaybedenler kulübü. ne yazık ki kim giderse, kim gelirse gelsin; yaratılan o iğrenç atmosfer sonucunda sinirlerimize hakim olamıyoruz. rakip, amiyane tabirle bu işin ''orospusu'' olmuş durumda. daha dünyasına açılmadan piçliği öğrenen baroni örneğini hepimiz izledik. fenerbahçeli futbolcular rakibi sindirip sinirlendirmeyi kimselere çaktırmadan yaparken, bizimkiler eşşeğin bir yerine sular kaçırarak yapıyorlar. keita örneğinde olduğu gibi. eminim ki emre belözoğlu, baros'a yaptığı o hareketi oyunun içinde yapmazdı. çünkü hakemin daha 1. dakika dolmadan kendisine sarı kart göstermeyeceğini adım gibi biliyordu. kazım, her pozisyonda servet'e omuz atıp faul yaptı. hakem bazılarını çalmadı. en sonunda da servet gitti güm diye yapıştırdı. bunlar hep sinir harbinin neticeleri.
yenilelim, önemli değil. ama bu psikolojik mağlubiyet beni yıkıyor, bunu kabullenemiyorum.
yenilelim, önemli değil. ama bu psikolojik mağlubiyet beni yıkıyor, bunu kabullenemiyorum.