12398
can yücel'in özledim seni isimli şiiri geliyor aklıma son zamanlarda, fatih terim ismini duyduğumda. o şiiri daha sona erteleyelim.
bugün üniversitedeki sunumumu tamamlayıp 17 mayıs gününün o mutluluğunu yaşamaya bıraktım kendimi.
popescu, haydi oğlum...
korkunç bir şey!
gerçekten de korkunç bir şey bu zaferler. insana kafayı yedirtecek, aklını şaştıracak türden işler bunlar. tarihin belki en mutsuz türkiye'sine tepeden mutluluklar saçmaktı uefa kupasını almak. deprem, ekonomik buhranlar, siyasi bunalımlar, kuraklık derken ağlamaktan yorulmuş bir millet, kahraman insanlarla hüzünlerini unuttular.
14 senelik bu çile bitsin artık bu sene diye haykıran taraftara iki saha dışı, bir de saha içi kumandan müthiş bir kupa hediye ettiler. derwall ve terim kuşkusuz uefa yolunu açan güzel insanların başlarıdır. ve sahadaki kumandanımız elbette hagi! terim'in en özel savaşçısı...
fatih hoca çok büyük bir karizma oldu yaşamı boyunca. futbolculuğunda da öyle, teknik adamlığında da. bazı insanlar vardır tarifi konmaz şekilde auralara sahip olurlar. mustafa kemal atatürk örneğin. var mı daha büyük bir karizma dünyada? her şey mi yakışır bir insana bu kadar? yakışır. terim de benzer bir auraya sahip oldu her zaman. bu karizmasının yanında bir de büyük teknik direktörlük vasıfları olunca işte tam da böyle efsane oluyorsun.
insanlar ne kadar büyük olursa olsun uzaktayken küçük görünür...
maalesef bir kesim taraftarımız da terim uzaklardayken onu küçük görme gafletine düşüyor. yanlış anlaşılmasın, demirören falan mevzusundan dolayı sevmeyen varsa hadi yine saygı duyarım - ancak buna kesinlikle katılmıyorum, o dönemki olayları daha önce yazmıştım- ama terim'in bizzat teknik direktörlüğünü yerin dibine sokanlara saygı duyamam.
terim galatasaray'dayken uzaktan küçük görenler onun büyüklüğünü en iyi şekilde hissediyorlardır ve yine yakındayken asla laf söylemeye dilleri varmıyor.
söyleyemezler de zira. insan kaypak veya kör zihniyetli olmadıkça teknik direktörlüğüne rezil damgası vurulamaz fatih terim'in.
yakındayken büyüklüğünü daha net anlıyoruz.
yıllarca sırf motivasyon yeaa diyenlerin zırvalıklarına maruz kaldık ama sanıyorum azalarak bitti o grup. bir de pirlo şöyle dediciler var :)
melo'nun fatih hoca hakkındaki söylemlerine de bakmanızı öneririm bu arada.
açık ara florya'ya en çok yakışan isimdir terim. tartışmam bile.
neyse gelelim can yücel hazretlerine, gelelim özledim seni'ye:
özledim seni…
ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
beynimi uyuşturuyor özlemin…
çok sık birlikte olmasak bile
benimle olduğunu bilmenin
bunca zamandır içimi ısıttığını
yeni yeni anlıyorum
yokluğun,
hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp
mütemadiyen bir boşluğa
sabahları seni okşayarak başlamaları
akşamları her isi bir kenara koyup
seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı,
yürüyüşlerimizi,
sevimli haşarılığını,
çocuksu küskünlüğünü…
nasıl da serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
”git artık” demek
”beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk
kavuşacaksın mutluluğa”
demek sana ne de zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karşılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden…
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek…
https://www.youtube.com/watch?v=J4Hx9AlNuTo
özellikle şu kısımda mersin maçında nasıl da hakkımızı savunduğu, başkalarına karşı nasıl da sert olup bizlere bir baba şefkatiyle yaklaşması geliyor aklıma. gitmeni asla istemediğim halde, buna mecbur olduğunu görmek.
nasıl da serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
”git artık” demek
”beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk
kavuşacaksın mutluluğa”
demek sana ne de zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karşılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden…
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek…
var ol fatih hoca var ol. galatasaray sensiz tatsız tutsuz ama geri dön desem yine bilemiyorum. ya hepten gidersen ne olacak? allah uzun ömürler versin ama hayata veda ettiğin gün 30 milyon insan ağlayacak belki de. bize yaşattıkların yeter de artar. varsın uzakta kalalım ancak sağlıklı ol.
sen bizlere isimlere bağlı kalmamayı, galatasaray'ın her şeyden üstte olduğunu öğrettin.
bir gün sen de gideceksin...
galatasaray kalacak.
aslolan galatasaray hocam, aslolan asıl olan galatasaray. her şey için sağ ol var ol. hakkını helal et.
http://gss.gs/cFt
http://gss.gs/T80
bugün üniversitedeki sunumumu tamamlayıp 17 mayıs gününün o mutluluğunu yaşamaya bıraktım kendimi.
popescu, haydi oğlum...
korkunç bir şey!
gerçekten de korkunç bir şey bu zaferler. insana kafayı yedirtecek, aklını şaştıracak türden işler bunlar. tarihin belki en mutsuz türkiye'sine tepeden mutluluklar saçmaktı uefa kupasını almak. deprem, ekonomik buhranlar, siyasi bunalımlar, kuraklık derken ağlamaktan yorulmuş bir millet, kahraman insanlarla hüzünlerini unuttular.
14 senelik bu çile bitsin artık bu sene diye haykıran taraftara iki saha dışı, bir de saha içi kumandan müthiş bir kupa hediye ettiler. derwall ve terim kuşkusuz uefa yolunu açan güzel insanların başlarıdır. ve sahadaki kumandanımız elbette hagi! terim'in en özel savaşçısı...
fatih hoca çok büyük bir karizma oldu yaşamı boyunca. futbolculuğunda da öyle, teknik adamlığında da. bazı insanlar vardır tarifi konmaz şekilde auralara sahip olurlar. mustafa kemal atatürk örneğin. var mı daha büyük bir karizma dünyada? her şey mi yakışır bir insana bu kadar? yakışır. terim de benzer bir auraya sahip oldu her zaman. bu karizmasının yanında bir de büyük teknik direktörlük vasıfları olunca işte tam da böyle efsane oluyorsun.
insanlar ne kadar büyük olursa olsun uzaktayken küçük görünür...
maalesef bir kesim taraftarımız da terim uzaklardayken onu küçük görme gafletine düşüyor. yanlış anlaşılmasın, demirören falan mevzusundan dolayı sevmeyen varsa hadi yine saygı duyarım - ancak buna kesinlikle katılmıyorum, o dönemki olayları daha önce yazmıştım- ama terim'in bizzat teknik direktörlüğünü yerin dibine sokanlara saygı duyamam.
terim galatasaray'dayken uzaktan küçük görenler onun büyüklüğünü en iyi şekilde hissediyorlardır ve yine yakındayken asla laf söylemeye dilleri varmıyor.
söyleyemezler de zira. insan kaypak veya kör zihniyetli olmadıkça teknik direktörlüğüne rezil damgası vurulamaz fatih terim'in.
yakındayken büyüklüğünü daha net anlıyoruz.
yıllarca sırf motivasyon yeaa diyenlerin zırvalıklarına maruz kaldık ama sanıyorum azalarak bitti o grup. bir de pirlo şöyle dediciler var :)
melo'nun fatih hoca hakkındaki söylemlerine de bakmanızı öneririm bu arada.
açık ara florya'ya en çok yakışan isimdir terim. tartışmam bile.
neyse gelelim can yücel hazretlerine, gelelim özledim seni'ye:
özledim seni…
ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
beynimi uyuşturuyor özlemin…
çok sık birlikte olmasak bile
benimle olduğunu bilmenin
bunca zamandır içimi ısıttığını
yeni yeni anlıyorum
yokluğun,
hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp
mütemadiyen bir boşluğa
sabahları seni okşayarak başlamaları
akşamları her isi bir kenara koyup
seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı,
yürüyüşlerimizi,
sevimli haşarılığını,
çocuksu küskünlüğünü…
nasıl da serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
”git artık” demek
”beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk
kavuşacaksın mutluluğa”
demek sana ne de zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karşılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden…
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek…
https://www.youtube.com/watch?v=J4Hx9AlNuTo
özellikle şu kısımda mersin maçında nasıl da hakkımızı savunduğu, başkalarına karşı nasıl da sert olup bizlere bir baba şefkatiyle yaklaşması geliyor aklıma. gitmeni asla istemediğim halde, buna mecbur olduğunu görmek.
nasıl da serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
”git artık” demek
”beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk
kavuşacaksın mutluluğa”
demek sana ne de zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karşılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden…
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek…
var ol fatih hoca var ol. galatasaray sensiz tatsız tutsuz ama geri dön desem yine bilemiyorum. ya hepten gidersen ne olacak? allah uzun ömürler versin ama hayata veda ettiğin gün 30 milyon insan ağlayacak belki de. bize yaşattıkların yeter de artar. varsın uzakta kalalım ancak sağlıklı ol.
sen bizlere isimlere bağlı kalmamayı, galatasaray'ın her şeyden üstte olduğunu öğrettin.
bir gün sen de gideceksin...
galatasaray kalacak.
aslolan galatasaray hocam, aslolan asıl olan galatasaray. her şey için sağ ol var ol. hakkını helal et.
http://gss.gs/cFt
http://gss.gs/T80