12311
abi bir insan galatasaray'dan ayrılınca bu kadar değişir mi ya?
kazandığı maçtan sonra "bu akşam şehit vermişiz bana maç yorumu mu soruyorsunuz" diyen,
televizyondaki akbabalar "galatasaray transfer şikesi mi yaptı" diye apık sapık konuştuğu zaman anında yayına bağlanıp hepsine ayar veren,
bjk türk telekom arena'da oynamak için sulandığında taraftarın tepkisini bilmesine rağmen "buyursunlar oynasınlar, bence mahzuru yok" diyen,
hakemin üzerine yürüdüğü için dokuz maç ceza aldıktan sonra "hak ettiğim ceza neyse versinler, delikanlı gibi kabul ediyorum ama bizim şampiyonluğumuzu engelleyemeye güçleri yetmeyecek, onlar da bunu kabul etsin" diyen bir adamdın sen. seven de sevmeyen de senin delikanlı bir adam olduğunu kabul ederdi. herkes sana büyük saygı duyardı.
şimdi yıldırım demirören denen cibiliyetsizi korumak için kırk dereden su getiren, takımdan kestiği arda'yı hatırlı bir büyüğümüzün ricası sebebiyle anında geri çağıran, gazeteciler bu konuyu sorunca gazetecilerle kavga eden, türkiye ligi'nde maçlar oynanırken dominik cumhuriyeti'ne gidip survivor programına katılan, soru soran gazeteciye "sen sırf bunu sormak için buraya geldin biliyorum" deyip saçmalayan, siyasi iktidarla etle tırnak kadar yakın olan, galatasaray'a gitmek için izin isteyen ama "milli takımı bırakamazsın" denildiği zaman kuzu kuzu yerine geçen bir adam oldun sen.
kusura bakma ama seni delikanlı yapan şey karakterin değil galatasaray'mış. galatasaray'dan ayrıldığın zaman sıradan bir hocadan hiçbir farkın kalmıyor. sen galatasaray'da olduğun sürece anlamısın. kendi başına kaldığında resmen sapıtıyorsun. galatasaray'daki fatih terim'le, milli takım'daki fatih terim o kadar farklı ki, bilmesek "bu adam yıllarca rol yapmış" diyeceğiz.
kazandığı maçtan sonra "bu akşam şehit vermişiz bana maç yorumu mu soruyorsunuz" diyen,
televizyondaki akbabalar "galatasaray transfer şikesi mi yaptı" diye apık sapık konuştuğu zaman anında yayına bağlanıp hepsine ayar veren,
bjk türk telekom arena'da oynamak için sulandığında taraftarın tepkisini bilmesine rağmen "buyursunlar oynasınlar, bence mahzuru yok" diyen,
hakemin üzerine yürüdüğü için dokuz maç ceza aldıktan sonra "hak ettiğim ceza neyse versinler, delikanlı gibi kabul ediyorum ama bizim şampiyonluğumuzu engelleyemeye güçleri yetmeyecek, onlar da bunu kabul etsin" diyen bir adamdın sen. seven de sevmeyen de senin delikanlı bir adam olduğunu kabul ederdi. herkes sana büyük saygı duyardı.
şimdi yıldırım demirören denen cibiliyetsizi korumak için kırk dereden su getiren, takımdan kestiği arda'yı hatırlı bir büyüğümüzün ricası sebebiyle anında geri çağıran, gazeteciler bu konuyu sorunca gazetecilerle kavga eden, türkiye ligi'nde maçlar oynanırken dominik cumhuriyeti'ne gidip survivor programına katılan, soru soran gazeteciye "sen sırf bunu sormak için buraya geldin biliyorum" deyip saçmalayan, siyasi iktidarla etle tırnak kadar yakın olan, galatasaray'a gitmek için izin isteyen ama "milli takımı bırakamazsın" denildiği zaman kuzu kuzu yerine geçen bir adam oldun sen.
kusura bakma ama seni delikanlı yapan şey karakterin değil galatasaray'mış. galatasaray'dan ayrıldığın zaman sıradan bir hocadan hiçbir farkın kalmıyor. sen galatasaray'da olduğun sürece anlamısın. kendi başına kaldığında resmen sapıtıyorsun. galatasaray'daki fatih terim'le, milli takım'daki fatih terim o kadar farklı ki, bilmesek "bu adam yıllarca rol yapmış" diyeceğiz.
