• 19
    geçenlerde facebook'ta yapıcı eleştiri ile ilgili bir yazıyla karşılaştım ve hoşuma gitti. sözlük açısından da gerekli olduğunu düşünüyorum buradaki bilgilerin. daha doğrusu sadece sözlük değil, toplumumuzun eleştiri kültüründeki eksikliği gidermesi gerektiği kanısındayım. dolayısıyla paylaşmak istedim.

    --- alıntı ---

    evrim ağacı olarak ilkelerimiz'in 14. maddesinin kısaltılmış bir hali şöyle demektedir:

    "14) evrim ağacı kendisine yöneltilen her türlü yapıcı eleştiriye açıktır. (...) evrim ağacı'nı ve hazırladığı içeriği küçük gören, aşağılayan, hakaret içerikli, art niyetli olduğunu düşündüren, yıkıcı olan, (...) bilim insanlarının ve evrim ağacı emekçilerinin çabalarını hiçe sayan hiçbir yorum, eleştiri ve argümana izin verilmeyecektir. (...) eleştirilerinizin haklı görülmesi için, sadece olumsuzluğun ifade edilmesi değil, o olumsuzluğun giderilebilmesi için akılcı, uygulanabilir, işlevsel tavsiyelerde bulunulması gerekmektedir. konuya herhangi bir bilimsel katkı sunmaksızın ve alanda herhangi bir uzmanlığı bulunmaksızın paylaşımları kötülemeye yönelik olarak yapılan eleştirilere müsaade edilmemektedir. kısaca evrim ağacı, tarafına yöneltilen eleştirilerin yapıcı olması konusunda ısrarcı ve kararlıdır; yıkıcı herhangi bir eleştiri ile zaman ve enerjisini harcamayacaktır. (...) evrim ağacı, tüm bunları "yapıcı eleştirinin üstünlüğü ilkesi" olarak görür."

    bu kuralı bugüne kadar oldukça gevşek bir şekilde uyguladık ve çoğu zaman son derece yıkıcı olan eleştirileri bile alttan almaya, görmezden gelmeye ve anlayışla karşılamaya çalıştık. ancak emeğe olan saygımızın yıllar geçtikçe artması, emekçilerimizin evrim ağacı'na ayırdıkları zamanın giderek daha da kıymetlenmesi sonucunda, bu konuda bazı değişiklikler yapmaya karar verdik. bu yazımızın yayına girmesiyle birlikte tüm "evrim ağacı evreni"nde (yani hem sitemizde, hem sosyal medya oluşumlarımızın her birinde) "yapıcı eleştirinin üstünlüğü ilkesini" çok daha katı bir şekilde uygulayacağız.

    türkiye'de özellikle de sosyal medyanın yükselişiyle birlikte, zaten pek de bulunmayan "eleştiri kültürü"nün giderek daha da fazla yozlaştığını görmekteyiz. insanlar eleştirdikleri kişileri daha iyiye götüren, eksiklerini kapatan, onlara güç katan argümanlar üretmekten ziyade, birbirini yermek, zayıflatmak, açıklarını yüzlerine vurmak, alay etmek, hafife almak, sivridilli eleştiri üzerinden zeka yarışına ve polemiğe girmek amacıyla argümanlar geliştiriyorlar. bu, bizi olduğu gibi sitemize/sayfamıza gelen meraklı, sorgulamaktan, tartışmaktan, sohbet etmekten hoşlanan çok sayıda okurumuzu da rahatsız etmektedir. dolayısıyla, elbette ki, bu duruma engel olmamız şarttır.

    fakat yapıcı eleştiriyi el üzerinde tutmaya ve ön plana çıkarmaya çalışırken, yapıcı eleştirinin en önemli parçalarından biri olan "eğitim"i göz ardı etmemiz ikiyüzlü bir tutuma düşmemize neden olurdu. bu nedenle bu yazımızda "yapıcı eleştiri nedir, nasıl yapılır?" sorularına cevap verecek ve bu noktadan sonra bu kriterlere uymayan gönderi, yorum ve içerikleri katı bir şekilde eleyeceğiz. öncelikle, bir tanım ile başlayalım:

    yapıcı eleştiri, başkaları tarafından üretilen herhangi bir işe/ürüne/fikre dair geçerli olan, iyi düşünülerek ve sağlam bir mantık süzgecinden geçirilerek üretilmiş, "kendimiz eleştirdiğimiz kişinin yerinde olsak nasıl daha iyisini üretebilirdik?" sorusuna yanıt verebilecek şekilde kurgulanmış, hem olumlu hem de olumsuz görüşlerimizi aktaran, düşmanca bir yaklaşım yerine arkadaş canlısı bir tutum sergileyen, karşımızdaki kişinin bulunduğu pozisyonu daha iyi ve üstün bir seviyeye çekmek amacıyla sarf ettiğimiz, iş/ürün/fikir sahibine zamanlı, yerinde, açık bir şekilde, detaylı ve uygulanabilir olacak biçimde sunulan eleştirilerdir.

    bu basit ama uzun tanım, içeriğinde çok önemli detayları barındırmaktadır. bu nedenle parçalara bölerek ele alacağız:

    1) eleştiri, geçerli olmalıdır.

    bir eleştirinin yapıcı olabilmesi için, öncelikle eleştirinin geçerli bir eleştiri olması gerekmektedir. birçok insan ne yazık ki aklına gelen ilk şeyi yorum olarak ifade etmeyi "eleştirmek" olarak görmektedir. aklımıza gelen her şey, içimizden geçen her şey, bir ürün veya fikirle ilgili hissettiğimiz her şey, geçerli eleştiriler olmak zorunda değildir. aslına bakarsanız çoğu zaman fikirlerimiz, geçersiz eleştirilere dayanmaktadır. bir insanın ilk seferde geçerli bir eleştiri üretebilmesi için, eleştirdiği konuya dikkate değer miktarda hakim olması gerekmektedir. bu, çoğu zaman mümkün olmayan bir durumdur. bu nedenle, "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak." şeklinde özetlenebilecek sıkıntıya düşülür. bu sıkıntıdan kurtulmanın yoluysa, "ben bunu söylüyorum ama; karşı tarafın da fikrini halihazırda bilen biri olarak, benim bu eleştirime nasıl bir çürütme veya karşı argüman geliştirilebilir?" sorusunu kendimize sormamız gerekmektedir. bu yapıldığında ve üzerinde en azından 30 saniyeliğine düşünüldüğünde, ilk etapta geçerli gelen birçok eleştirinizin aslında geçersiz olduğunu fark edeceksinizdir.

    2) eleştiri, mantık süzgecinden geçirilmiş olmalıdır.

    birçok sefer bir şeyleri olumsuz olarak eleştireceğimiz zaman duygusal davranmaya ve mantık hatalarına düşmeye meyilli oluruz. hele ki eleştirimiz iyi düşünülmüş değil de, "tepkisel" olarak tanımlanan cinsten, anlık ve mantık süzgecinden geçirilmemiş bir eleştiriyse, neredeyse istisnasız olarak her zaman hatalı bir eleştiri geliştireceğizdir. işte bu nedenle bir ürünü ya da fikri eleştirmeden önce o 30 saniyelik düşünme sürecinde, mantık felsefesi tarafından tanımlanmış kişiliğe saldırma safsatası, duygulara başvurma safsatası, hatalı ikilem safsatası, vb. tipik safsatalara yakalanmadığımızdan emin olmamız gerekmektedir. ancak ve ancak argümanımızın mantık safsatalarından arındırılmış, karşı tarafın doğrudan fikirlerine yönelik olarak geliştirilmiş, hatadan arınmış bir argüman olduğuna kanaat getirirsek onu bir eleştiri olarak sunmalıyız. mantık safsatalarıyla ilgili yazılarımızı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.

    3) eleştiri, nasıl daha iyi yapılabileceğine dair düşünceler ve öneriler içermelidir.

    bir işi/ürünü/fikri eleştirmek müthiş kolaydır. ancak bir işi/ürünü/fikri yapıcı bir şekilde eleştirmek müthiş zordur. bu nedenle eleştirilerin birçoğu çok "kötü" eleştirilerdir. bir eleştiriyi yapıcı kılmanın en önemli adımı, o eleştirinin merkezindeki sıkıntıları ortadan kaldıran çözümleri doğrudan karşı tarafa aktarmaktır. yani, "ben olsam şöyle derdim/yapardım/ederdim." konusuna değinen eleştiriler geliştirmektir. ne yazık ki çoğu zaman insanlar bir şeyleri eleştirirler; ancak onların daha iyi yapılmasına katkı sağlamazlar; çünkü katkı sağlamak zor bir iştir. ancak eğer ki kendinizi eleştiri geliştirirken bir şeyler katmaya zorlarsanız, çoğu zaman eleştirinizin haksız olduğunu göreceksinizdir; çünkü iş, sandığınızdan çok daha iyi yapılmıştır ve bir şeyler katarak geliştirmek hakikaten zordur. unutmayın ki siz, eleştirdiğiniz şeyle ilk defa karşılaşıp, ilk defa fikirler üretmeye başlıyorsunuz; ancak o işin/ürünün/fikrin sahibi o iş/ürün/fikir için muhtemelen çok daha uzun bir çaba, emek ve mesai harcayıp, olası açıklarını sizden çok ama çok önce görmüş ve potansiyel çözümler üzerinde zaman harcamıştır.

    4) eleştiri, olumlu ve olumsuz taraflar içermelidir.

    bir iş, ürün veya fikir asla tamamen kötü veya tamamen iyi olamaz. mutlaka eksikleri, fazlaları, iyi tarafları, kötü tarafları, açıkları, iyi düşünülmüş noktaları, hataları, doğruları, vs. olacaktır. örneğin, argüman tamamen kötü olsa da, ton iyi olabilir, niyet iyi olabilir, yaklaşım iyi olabilir. benzer şekilde, bir insan harika düşünülmüş bir fikri, berbat bir şekilde aktarıyor olabilir. bu durumda, eğer ki amaç bir kişiyi daha iyi konuma getirebilecek şekilde eleştirmekse, mutlaka olumsuz eleştirilerle birlikte olumlu eleştirilere de yer verilmelidir. normalde, her olumsuz eleştiri için 1 olumlu eleştiri eklemek iyi bir standarttır. ancak daha da iyi niyetli yaklaşmak isterseniz, her olumsuz eleştiri başına 2 olumlu eleştiri eklemeye çalışabilirsiniz. bunu yaptığınızda, kendinizi karşınızdaki kişinin olumlu taraflarını görmeye de zorlaşmış olursunuz. bu, eleştirdiğiniz kişiye yönelik bakış açınızı tamamen değiştirecektir. ayrıca bu sayede eleştirdiğiniz kişi sadece olumsuzlukları görmediğinizden emin olacaktır. bu çok önemlidir, zira "eleştiri" kavramı yapısı gereği çoğu zaman savunma kalkanlarımızın kalkmasına neden olabilen ve ortamı germe potansiyeli olan bir kavramdır. olumlu ve olumsuz görüşleri bir arada vererek, eleştirinizi yumuşatabilir ve daha yapıcı hale getirebilirsiniz. dahası, sizin neleri olumlu algıladığınızı da öğrenmiş olacaktır. böylece kendisini o yönde geliştirmeyi hedefleyebilecektir. bir taşla, iki kuş vurmuş olursunuz.

    5) eleştiri, düşmanlık değil, dostluk içermelidir.

    insanlar, bir başka kişiye eleştiri getirecekleri zaman çoğunlukla saldırganlaşırlar. bunun iki sebebi vardır: ilki, eleştiri yapan kişinin sırf bunu yapabiliyor olmasından ötürü istemsiz veya istemli olarak kendisini karşısındakine üstün görmesidir. yani bir işi, ürünü veya fikri eleştirebilen bir kişi, kendisinin daha fazla bildiği ve karşısındakinin daha düşük seviyeli olduğu izlenimine kapılabilir. bu da, saldırganlığı beraberinde getirir. ikinci neden ise eleştiri sahibinin, eleştirilen kişiden gelecek savunmaya karşı önceden hazırlık yapma isteğidir. çünkü her eleştirmen, eleştiri oklarını yönelttiği kişinin kendisini savunup, hatta geri saldıracağını bilir veya öngörür. buna karşı önlem olarak birçok insan baştan çok saldırgan bir tutum izleyerek, karşı saldırının etkisini azaltabileceğini veya eleştirdiği kişiyi sindirebileceğini düşünür. bu, büyük bir hatadır. eleştiri, daha ilk başından arkadaş canlısı ve tamamen sakin bir şekilde yapılmalıdır. eğer ki bir eleştiri geliştirirken, içinizde öfke, heyecan, coşku, nefret, sinirlilik, üzgünlük, vb. duygular hissediyorsanız, muhtemelen eleştiriniz yapıcı olmayacaktır. sadece ve sadece nötral veya olumlu duygularla üretilen eleştiriler yapıcı olabilecektir. buna çok dikkat edin ve karşınızdakine, sanki 40 yıllık dostunuza ya da ufak bir çocuğa yaklaşıyormuşsunuz gibi yaklaşmaya çalışın.

    6) eleştiri, karşınızdakini daha iyi bir konuma çekmek amacıyla yapılmalıdır.

    eleştirilerin amacı ne düşündüğünüzü karşı tarafa iletmek değildir. bu, çok yaygın bir hatadır. hiçbir iş, ürün veya fikir sahibi, spesifik olarak size yönelik bir iş, ürün ya da fikir üretmediyse, sizin o iş, ürün veya fikir hakkında ne düşündüğünüzü umursamaz. bir diğer deyişle, sizin ne düşündüğünüzün çoğu zaman kişiler için pek bir değeri yoktur. bu, acı ve rahatsız edici bir gerçektir; ancak gerçek budur. bunu anlamak için, kendinizin sizi eleştiren insanların düşüncelerini ne kadar umursadığınızı sorgulayabilirsiniz. ancak kişiler için önemli olan, kendilerinin gözlerinden kaçmış olabilecek noktaların gösterilmesi ve bunu yaparken ustaca, doğru yönlendirilmiş ve etkili bir dil kullanılmasıdır. bir diğer deyişle, insanlar kendilerinin eleştiri sonrasında, önceye nazaran geliştiğini hissederlerse, saldırgan ve alıngan bir tavır sergilemeyeceklerdir. herkes yeni bir şey öğrenmekten, keşfetmekten, fark etmekten memnuniyet duyar; bu, kendileriyle veya işleriyle, ürünleriyle, fikirleriyle ilgili olsa bile! ancak bu, doğru bir şekilde yapılmalıdır. eleştiride amaç, kendi fikrinizin karşıdakine aktarılmasından ibaret değildir. bu nedenle bir eleştiri içerisinde sadece ne düşündüğünüzü söylememeli, kişinin neleri daha iyi yapabileceğinden bahsetmelisiniz. her zaman amacınız, adeta tamamiyle fedakar bir şekilde kendinizi konudan soyutlayıp, karşı tarafı daha da iyi bir pozisyona çekmek için neler yapabileceğinizi düşünmek ve aktarmak olmalıdır. bu çaba, neredeyse her zaman etkili yapıcı eleştirilerle sonuçlanacaktır.

    7) eleştiri, zamanlı olmalıdır.

    eleştirilerin bir zamanı vardır. bu zaman, eleştirmenler tarafından doğru kollanmalıdır. örneğin bir filmin gişeye girmesinden hemen önce zehir zemberek bir eleştiri yazmanın kimseye faydası olmayacağı gibi, içeriğindeki yapıcı olabilecek kısımlar da, zamansız bir şekilde, ürünleri zedeleme amacıyla sunulduığu için etkisini dikkate değer bir miktarda yitirecektir. eleştirinizde haklı olabilirsiniz; ancak haklı olmanız, eleştirinizin zamanlı olduğunu garanti etmemektedir. dolayısıyla bir eleştirinin ne zaman yapılacağı iyi kollanmalı, kişinin bu eleştiriyi en iyi değerlendirebileceği ve içeriklerini en fazla uygulayabileceği zaman beklenmelidir. yapıcı eleştiri üretmek, asla kolay bir iş değildir; tam tersine, ustalık isteyen bir sanattır. her aklınıza geleni, her aklınıza estiği zaman, her aklınıza estiği şekilde söylemek eleştiri değil, boş konuşmaktır.

    8) eleştiri, yerinde olmalıdır.

    bu madde birazcık "geçerlilik" ile paraleldir; ancak arada ufak farklılıklar var. örneğin bir eleştirinin yerinde olabilmesi için, o eleştirinin düzgün kurgulanması gerekmektedir. yani sadece mantık hatalarından kaçınmak önemli değildir, aynı zamanda doğru bir şekilde formülize edilmesi ve kişiye etkili bir şekilde aktarılması önemlidir. eleştirinin amacı ürün ve fikir sahibini zor durumda bırakmak değil, onların kendilerini geliştirmesine katkı sağlamaktır. dolayısıyla halk arasında "yerli yersiz" şeklinde tarif edilen bir biçimde, her önümüze geldiğinde eleştirmek, yapıcı olmaktan ziyade yıkıcı olacaktır.

    9) eleştiri, açık bir şekilde ifade edilmelidir.

    bir eleştiri muğlak veya gizemli olmamalıdır; zira eleştirinin amacı, eleştirilen kişinin eleştirmeni anlaması veya çözmesi değil, eleştirmenin yapıcı fikirlerini eksiksiz bir şekilde ürün/fikir sahibine aktarabilmesidir. bir eleştiri eğer ki gizemli görülmeye, sivridillilik yapmaya, can yakmaya, zeka şovuna dönmeye meyilliyse, bilin ki yapıcı olamayacaktır. bu nedenle bir konu hakkında eleştiri geliştiriyorsanız, tamamen berrak, açık ve net olduğundan emin olmanız gerekmektedir. eğer ki eleştirdiğiniz konudan haberdar olan 10 yaşındaki bir çocuk, eleştirinizin içeriğini anlayamıyorsa, muhtemelen kötü veya yıkıcı bir eleştiri yapıyorsunuz demektir. eleştiri, edebiyat kasmak veya kafa karıştırmak demek değildir.

    10) eleştiri, detaylı olmalıdır.

    yüzeysel bir eleştiri neredeyse her zaman yıkıcıdır. bunun sebebi, yapıcı bir eleştirinin iyi düşünülmüş ve mantık süzgecinden geçirilmiş bir eleştiri olması zorunluluğudur. eğer ki bunu gerçekten yapıyorsanız, eleştirdiğiniz ürün veya fikrin detaylarını çok iyi gözden geçirmiş ve anlamış olmanız gerekecektir. bu durumda, eleştirinizin yüzeysel olmasının herhangi bir yolu yoktur; mutlaka detaylı ve iyi analiz edilmiş olmalıdır. eğer ki bir ürün veya fikrin sadece yüzeysel özelliklerine odaklanıyor, sizde ilk uyandırdığı izlenimleri ele alıyor, parçalarına değil de bütününe yöneliyorsanız muhtemelen kötü veya yıkıcı bir eleştiri yapıyorsunuz demektir. yapıcı bir eleştiri, bir fikir veya ürünün parçalarını ve o parçalara arasındaki ilişkiyi çok iyi anlamayı gerektirmektedir.

    11) eleştiri, uygulanabilir olmalıdır.

    bazı ürün ve fikirlerin, bazı olumsuz, eksik, yanlış tarafları olmasının nedeni o ürün veya fikrin sahibinin suçu değil, şartların gereksinimleridir. yani her fikir veya ürün, her akla gelen şekilde uygulanamıyor olabilir. daha önemlisi, o ürün veya fikrin üretilme sürecinden geçmemiş insanlar olarak bizler için, o süreçten geçenlerin karşılaştıkları zorluklar kolay anlaşılabilir olmayabilir. bu durumda, eleştirimizin içeriğinin uygulanabilirliği önem kazanmaktadır. zira eğer ki eleştirimiz teknolojik, bilimsel, durumsal ve şahsi nedenlerle uygulanabilir değilse, işlevsiz ve içi boş, yani yıkıcı bir eleştiri olacaktır. bu sebeple sadece eleştirdiğimiz ürünü ve fikri değil, o fikir veya ürünün çıktığı şartları ve bulunduğu durumun koşullarını da çok ama çok iyi bir şekilde anlamamız gerekmektedir.

    ***

    bir örnekle zenginleştirelim. diyelim ki, evrim teorisi'nin de diğer teoriler kadar geçerli ve güçlü olduğunu savunmak için hazırlanmış şöyle bir paylaşım gördünüz: "pisagor teoremi de sadece bir teoridir; ancak her seferinde çalışır. tıpkı kütleçekimi ve evrim gibi. hayret doğrusu!"

    burada, çok bariz bir hata vardır: matematiksel teorem ile bilimsel teori kavramları birbirine karıştırılmakta ve kafa kafaya kıyaslanmaktadır. bunu "eleştirmenin" bir yolu şudur:

    "haha aptal herifler, daha teorem ile teorinin ne olduğunu bilmeden bilim paylaşımı yapıyorlar. bir de bilimci olacaklar. salaklar..."

    görülebileceği gibi şu cümlelerdeki kelimelerin hiçbirinin herhangi bir "eleştiri" değeri bulunmamaktadır. tamamen kişiliğe saldırma amaçlı, öğretici olmayan, karşımızdaki kişinin kendisini geliştirmesine katkı sağlamayan laflar silsilesinden ibarettir. hiç yazmamak ile şunu yazmak arasında gerçekten hiçbir fark yoktur. dolayısıyla, bunu yazmamayı tercih etmek, kişilerin daha sakin hayatlar yaşamasına katkı sağlayacaktır. bir başka eleştiriye bakalım:

    "eğer ki ben bir evrim karşıtı olsaydım, bu paylaşımı sizlerle alay etmek için kullanırdım. entelektüel olacaksanız ne olur bilgileri doğru öğrenin."

    bu, biraz daha iyi bir eleştiri olsa da, halen az önce sözünü ettiğimiz 10 maddenin büyük bir kısmını çiğnemektedir. neyi eleştirdiği belli değildir (açık değildir), halen kişiliğe saldırı amacı taşımaktadır, öğretici ve karşı tarafı eğitici değildir, iyi düşünülmüş değildir. bir başkasına bakalım:

    "saçmalık! bir teorem, bir teori değildir. sizin bilim ve matematiği anlama kabiliyetinizin olmaması, sizi haklı kılmaz."

    görülebileceği gibi teoremlerin teori olmadığına dair tespit doğru ve açık bir şekilde yapılsa da, ilk ve son cümleler tamamen yersiz ve gereksizdir. dahası, son derece düşmancadır. ne anlamı var? gerçekten, bunu söylemeksiniz karşı tarafın yanlışını düzeltemiyor muyuz? bu kadar mı düşük zekalıyız? (işte, biz de aynı hataya düştük mesela, çok kolay duygulara yenilmek!). son bir örneğe bakalım:

    "merhabalar, ben bir evrimsel biyologum. matematiksel bir teorem, bilimsel bir teori değildir. bir teorem, matematiksel yollarla ispatlanabilirdir ve çürütülemez; ancak bir teori veri, gözlem ve deneylerle doğrulanabilir veya yanlışlanabilir. matematikte teoremler, kendisinden önce gelen ispatlanmış bildirimler (teoremler) ve genel olarak kabul edilen bildirimler (aksiyomlar) kullanılarak ispatlanmış bildirimlerdir. bilimsel bir teori ise, doğal dünyanın bir kısmını bilimsel yöntemler kullanarak ve tekrar tekrar test edip doğrulama yöntemiyle geliştirilmiş açıklamalar bütünüdür. bir teori içerisinde teoremler olabilir. örneğin, evrim teorisi içerisinde kullanılan harika ve son derece güçlü olan price teoremi (ya da price denklemi) bulunmaktadır. ancak bir teorem içerisinde bir teori bulunamaz. çabanızı takdir ediyorum; ancak lütfen teoremler ile teorileri birbirine karıştırmayın. eleştirimi biraz daha yapıcı kılmak adına, bir öneri getireyim: eğer ki bu şekilde alaya dayalı bir paylaşım hazırlayacaksanız, teoremleri kullanmak yerine, hayatımızı şekillendiren ve her gün karşımıza çıkan güçlü teorileri örnekleyebilirsiniz. neredeyse tüm modern teknolojilerin omurgası olan kontrol teorisi ve makina teorisi mesela... ya da, klişe bir örnek olacak ama, cisimlerin mezo ve makro seviyede birbirine doğru olan hareket meyilliliklerini açıklayan newton'un yerçekim teorisi... ya da elektromanyetik teori veya büyük patlama teorisi'ni kullanabilirsiniz. keza, gazlarla çalışan her şeyin kalbinde yatan gazların kinetik teorisi bir diğer örnektir. kuantum teorisi, atomaltı parçacıkların davranışlarını açıklayan teoridir, olmazsa olmazdır. tüm akışkanlar için kullandığımız akışkan akışı teorisi de güzel bir örnektir. bunların her biri, hayatımızı şekillendiren teorilerdir. cahillerin iddia ettiği gibi, "kaçık varsayımlar" değillerdir. umuyorum bu faydalı olacaktır."

    görüldüğü gibi bu eleştiri son derece yapıcı, son derece öğretici, son derece kibar, son derece detaylı, son derece dikkatle hazırlanmış, mantık süzgecinden geçirilmiş bir eleştiridir. elbette bu bile geliştirilebilir; ancak örnek olması bakımından diğerlerine nazaran ne kadar ustaca hazırlanmış olduğu anlaşılmalıdır. kendimizi bu seviyeye getirebilecek kadar eleştiri kültürümüzü geliştirebilirsek, gerisi gelecektir.

    ***

    yapıcı eleştiri, hiç de kolay bir iş değildir. açık konuşmak gerekirse, "her babayiğidin harcı değildir" diyebiliriz. çok iyi düşünülmesi, çok iyi kurgulanması, çok iyi uygulanması gereken bir sanattır. herkes bu sanatta ustalaşabilir; ancak bu, her sanat dalı gibi çok uzun süreler zaman ve emek harcamayı gerektiren, kendimizi gerçekten geliştirmemiz gereken bir iştir. nasıl ki upuzun yıllar bale, dans, resim, müzik eğitimi almadan kendi şovunuzu sergilemeye kalkmıyorsanız, yapıcı eleştiri konusunda da uzmanlaşmadan eleştirel yorum yazmaya çalışmamalısınız.

    ancak bu işin güzel bir tarafı vardır: eleştiri yapmak zorunda değiliz! kimse bizleri, her gördüğümüzü eleştirmeye, her konuyla ilgili olumsuzlukları ardı arkasına sıralamaya zorlamıyor. biz insanlar, bazı fikir ve görüşlerimizi kendimize saklayabilir; o konularda yeterince bilgi sahibi olmadan yorum yapmaktan kendimizi alıkoyabiliriz!

    işte bunu öğrendiğimiz zaman, insanımızın eleştiri kapasitesi dikkate değer bir miktarda artacak, bu sayede toplumsal gerilimlerin de önemli bir bölümünün önüne daha başından geçilebilecek ve iş/fikir/ürün üreten insanlar, gerçekten dişe dokunur ve işe yarar yapıcı eleştiriler sayesinde kendilerini daha da geliştirip, daha aydınlık bir geleceğe doğru ilerlememizi sağlayabileceklerdir.

    kimi zaman toplumsal sorunlar ve sistemik sıkıntılar, çok basit sorunlardan kaynaklanırlar. evrim ağacı olarak biz, yapıcı eleştiri kültürünün hiç bulunmayışının türkiye'deki birçok önemli sorunun altında yatan sebeplerden biri olduğuna inanıyoruz. bu nedenle kendi üzerimize düşeni yapmakta ve en azından kendi etki ve yetki alanımızda yapıcı eleştiri kültürünü yerleştirmeye ant içiyoruz.

    tüm sosyal medya oluşumlarını bu yapıcı eleştiri kültürü hareketine davet ediyoruz.

    umarız faydalı olur.

    hazırlayan: çmb (evrim ağacı)

    --- alıntı ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın