4317
aslında bu grubun ve diğer tribünlerin hatta ve hatta ülkenin bütününün siyasal iklimi aynıdır.
din ve etnik aidiyet siyasetlerinin hem ua içerisinde hem de ülke genelinde çok büyük bir "alıcı"sı vardır. ama iş emek sömürüsüne (bir işte çalışanların kazanımdan pay almaları yerine sabit ücretli olarak kiralanmaları), taşeron işçiliğine, ücretli sağlık ve eğitime, fahiş ulaşım ücretlerine, hayat pahalılığına geldiği anda kendinize bırakın siyasal iktidar katında, düzenin muhalefet partilerinde bile alan bulamazsınız. ancak ve ancak soma benzeri katliamlar meydana geldiği zaman "sosyal sorumluluk projeleri" samimiyetinde bir takım "yardımlar" yapılır. mesela ua bir basın ordusuyla birlikte soma'da ölen işçilerin çocuklarına oyuncak dağıtmıştı yanlış hatırlamıyorsam. o ailelerin hukuki ve siyasal mücadelelerine dikkat çekmek, kamuoyu oluşturmak gibi konularda ise hep geride durmuşlardır. özgecan aslan'ın ölümünden sonra açtıkları rezalet pankartları hiç hatırlatmıyorum bile.
bunun dışında kalan konulardan hariç olarak bakın ua'nın siyasi pankartlarına, ya ramazanı kutlar ya kutlu doğum haftasını ya da 18 mart'ta çanakkale pankartı açarlar. bu kadar. bunları da "bu siyaset değil vatan (din) savunması" gibi abuk subuk, üzerinde bir kere olsun düşünülmemiş, sorgulanmamış siyasi argümanlarla açıklarlar. zaten vatan, din, emek gibi kavramların birer politik kavram olduğundan ve bunları savunmanın da bir politik duruş olduğundan haberleri yoktur. o yüzden ua'nın siyasi duruşunu çok ciddiye almayın. yarın iktidar değişsin, oraya savrulurlar. ama hiçbir zaman ezilenlerin tarafında olmayacaklar, bundan emin olabiliriz.
emin olalım ki ua hegemonyası ancak ve ancak gerçek galatasaraylıların bir araya gelmesi ve bu kişilere karşı ortak ve birlikte mücadele etmesi şartıyla son bulacaktır. daha biz ortak hareket etme yetisinde bile değiliz ama ona rağmen iktidarlarının sallantıda olduğunun farkındalar. yaptıkları açıklamalarla "bize bir şey olmaz" algısını yerleştirmeye çalışıyorlar. ne kadar korktukları ise satır aralarında gizli. ben "dışarıdaki taraftara" yani "biz"e çok güveniyorum. bu rant düzenini bitirecek olanlar bizleriz.
din ve etnik aidiyet siyasetlerinin hem ua içerisinde hem de ülke genelinde çok büyük bir "alıcı"sı vardır. ama iş emek sömürüsüne (bir işte çalışanların kazanımdan pay almaları yerine sabit ücretli olarak kiralanmaları), taşeron işçiliğine, ücretli sağlık ve eğitime, fahiş ulaşım ücretlerine, hayat pahalılığına geldiği anda kendinize bırakın siyasal iktidar katında, düzenin muhalefet partilerinde bile alan bulamazsınız. ancak ve ancak soma benzeri katliamlar meydana geldiği zaman "sosyal sorumluluk projeleri" samimiyetinde bir takım "yardımlar" yapılır. mesela ua bir basın ordusuyla birlikte soma'da ölen işçilerin çocuklarına oyuncak dağıtmıştı yanlış hatırlamıyorsam. o ailelerin hukuki ve siyasal mücadelelerine dikkat çekmek, kamuoyu oluşturmak gibi konularda ise hep geride durmuşlardır. özgecan aslan'ın ölümünden sonra açtıkları rezalet pankartları hiç hatırlatmıyorum bile.
bunun dışında kalan konulardan hariç olarak bakın ua'nın siyasi pankartlarına, ya ramazanı kutlar ya kutlu doğum haftasını ya da 18 mart'ta çanakkale pankartı açarlar. bu kadar. bunları da "bu siyaset değil vatan (din) savunması" gibi abuk subuk, üzerinde bir kere olsun düşünülmemiş, sorgulanmamış siyasi argümanlarla açıklarlar. zaten vatan, din, emek gibi kavramların birer politik kavram olduğundan ve bunları savunmanın da bir politik duruş olduğundan haberleri yoktur. o yüzden ua'nın siyasi duruşunu çok ciddiye almayın. yarın iktidar değişsin, oraya savrulurlar. ama hiçbir zaman ezilenlerin tarafında olmayacaklar, bundan emin olabiliriz.
emin olalım ki ua hegemonyası ancak ve ancak gerçek galatasaraylıların bir araya gelmesi ve bu kişilere karşı ortak ve birlikte mücadele etmesi şartıyla son bulacaktır. daha biz ortak hareket etme yetisinde bile değiliz ama ona rağmen iktidarlarının sallantıda olduğunun farkındalar. yaptıkları açıklamalarla "bize bir şey olmaz" algısını yerleştirmeye çalışıyorlar. ne kadar korktukları ise satır aralarında gizli. ben "dışarıdaki taraftara" yani "biz"e çok güveniyorum. bu rant düzenini bitirecek olanlar bizleriz.