2878
kendisinden tabiri caizse "nefret etmekle" birlikte, riva ve florya konusunda giydirilmesine karşıyım...
geçmişte mecidiyeköy arazisinden çıkışımız ve seyrantepe'ye gelişimiz konusunda zarar ettiğimiz ve benzerini riva ve florya'yla dursun özbek'in yapacağı yönündeki eleştiriler bence haksızlık içeriyor.
şöyle ki;
- galatasaray mecidiyeköy'den çıkmadı - çıkarılmadı - çıkmak zorunda kaldı. şehir ve bölge planlama mecidiyeköy'de yapılacak bir stadın istanbul merkez trafiğini tamamiyle kilitleyeceğini, planı çizilen stat projelerinin mevcut araziye sığmayacağını, galatasaray'ın tütün fabrikası binasını da satın alması gerektiğini ve o arazinin eklenmesi gerektiğini, bu arazinin maliyetinin galatasaray'a 30 milyon dolar civarında ek maliyet çıkaracağını belirtti. - mevcut durumda tütün fabrikası arazisi satılık da değildi.
- galatasaray o dönem stat finansmanı için kredi sözleşmelerinden 60 milyon dolar gibi bir rakama anlaştı, ancak o rakam sonrasında stat maliyetinin altyapı problemleri sebebiyle 90 milyon doları bulabileceği söylenince proje baştan patladı. mehmet cansun işin içinden çıkamamıştı, özhan canaydın da çıkamadı. rahmetli takımı 2 sene olimpiyata gönderdi, yersiz yere stattan çıktık, ancak inşaat başlatamadan evimize döndük.
- galatasaray'a devletten mustafa sarıgül aracılığıyla "gelin sizi taşıyalım, istanbul'un yeni yerleşkesi olacak, büyüyecek seyrantepe arazisini, mevcut alanınızın 3 katına yakın arsayı size tahsis edelim. stadınızı biz yapalım, para harcamayın, stadı da tapulu üzerinize verelim, mecidiyeköy'den çıkın, istanbul trafiği de rahatlasın, o araziye bina yaptırmayacağız teklifi geldi,
- galatasaray'a toplam inşa maliyeti 120 milyon doları / arazi altyapısıyla birlikte - bulan, irtifa haklarıyla birlikte 200-250 milyon dolar civarında bir değerle ve stat tapusuyla türk telekom arena verildi. galatasaray'ın arazisi tabii ki çok daha değerliydi - rayiç bedeli 500 milyon dolar civarında olduğu söylenen bir arazi. ancak arazinin sadece üst kullanım hakkı 49 seneliğine galatasaray'daydı, bu haliyle zaten tapu sahibi değildik ve devlet, 49 sene sonra kontratı yenilemeyerek gsgm aracılığıyla stadı yıkıp galatasaray'ı evinden atabilecek yetkiye haizdi,
- galatasaray, stadı 2 sene gibi kısa bir sürede teslim aldı, vodafone arena sürecine bakılınca aslında hayli hızlı. bu kadar da uzamazdı, ancak talu mimarlık çok büyük bir ekonomik kriz yaşadı ve ihale taahhütünü yerine getiremeyince proje 6 ay gecikti, bu gecikme karşılığı galatasaray'ın yükümlülüklerinden bir miktar düşüldü,
- stadın devriyle ilgili galatasaray - o dönem yaşadığı sıkıntı nedeniyle, ihaleden pay karşılığı stadın çatısını sonra biz tamamlarız teklifiyle bir anlaşma yaptı. bu anlaşmaya göre stadın çatısına harcanacak meblağ galatasaray'a ödenecek, galatasaray stadın tamamlanması sonrasında çatıyı yapınca tapuyu alacaktı, o dönem o para sanıyorum acil borç ödemelerine harcandı, ihale payı olarak galatasaray'a muhasebe edildi. bedeli 10 milyon euro civarında idi. galatasaray halen o çatıyı yapmadı ve yükümlülüğünü yerine getirmediği için stada her maç gördüğümüz gsgm'ye aittir tabelası asıldı. anlaşma gereği çatı yapılırsa stadı devralıyoruz. tabi hükümet galatasaray'a yamuk yapmazsa.
şimdi;
aslında galatasaray'ın çevresinde bağ - bahçe olan ancak bar - otel olmayan seyrantepe'ye taşınma öyküsünü aslında bir tufa meselesi olarak görmek fazla acımasızca. eleştiri noktası şu olabilir, mecidiyeköy arazisi rant'a kapalı olacak ve bina yapılmayacaktı - göya - ancak akp hükümeti bu olayı da bir rant havuzuna çevirip arazinin üst kullanım hakkını feshederek torunlar'a araziyi imara açtı.
imara açılan arazide şuan 3-4 adet gökdelen var, inşasında 7 kişinin asansörden düşerek öldüğü gökdelenler hani.
bunda utanması gereken bir kurum - kişi varsa o da mevcut hükümet ve şehircilik bakanlığıdır. ancak onlarda o utanma olsa, öncelikle sultanahmet ve ayasofya'nın silüetini beceren o zeytinburnu kulelerini imara açmazlardı ki durum içler acısı.
yani özetle, seyrantepe projesi eleştirildiği kadar galatasaray'a kayıp vermiş bir uygulama değil. ulaşım sorunları - altyapı ve lokasyon konusu zamanla çözülebilecek, ancak lobimizi yeterince işin içine sokmadığımız için halen başımızı ağrıtan olaylar. yoksa o seneden sonra statta geçirdiğimiz süre boyunca bilet ve seyirci ortalaması göz önüne alınır - imaj olarak da kazandırdıkları hesap edilirse aslında kazançlı olduğumuz bile söylenebilir.
şöyle hesap edelim - ortalama 8-10 bin kişiye 50 lira biletle maç izlenen ali sami yen size maç başı maksimum ortalama 500.000 tl kazandıran bir gelir kapısıydı. tt arena, takım başarılıyken 25-30 bin ortalama ile ve minimum 60-80 lira bandında bir bilet parasıyla - yanında store'larla falan gelir sağlıyor ki bu da maç haftası yaklaşık 2 milyon tl olarak kulübe dönüyor. stadın yapıldığı günden bu yana 6 senelik dilimde bu paranın toplam galatasaray'a getirisi yaklaşık 90-180 milyon tl civarında.
yani stadı taşımamış olsaydık mecidiyeköy'de kalsaydık bugün 90-180 milyon tl minimum gelirden mahrum kaldığımız yetmeyecekti, üstüne bir de stat yapmak için 100-150 milyon kredi ödemesi yapacaktık.
ne anlatmaya çalışıyorum?
yanlış işler yapan ve sevilmeyen kişiler, galatasaray'ın bekası için yapılmaya çalışılan şeyleri gölgelememeli.
galatasaray yine bir darboğazda ve kurtulmak için çare arıyor. "riva'yı vermem, florya'yı vermem, ada'yı vermem, kalamış'ı vermem, küçükçekmece'yi vermem, futbolcumu satmam, başarıdan ödün vermem" dediğin zaman o borcun kapanma ihtimali yok ve her sene makas açılıyor.
başka önerilerle gelin...
2010'larda fenerbahçe taraftarının kulübüne sağladığı kadar kulübümüze mali açıdan yatırım ve destek sağlamadığımız ortada.
onların o zamanlar sağladığı mali desteği biz kulübümüze sağlamış olsak belki bu günlere gelmeyecektik.
ancak taraftar profilimiz belli, öyle çok parası olan adam galatasaraylı olmuyor zaten taraftar nezdinde.
daha halk takımı, daha düşük gelir profilli adamların takımı galatasaray, iş adamlarını saymazsak.
uefa ve fifa - kara para aklamanın engellenmesi için kulübe iş adamları tarafından doğrudan para sokulmasına da izin vermiyor artık. kulüp hissesi satmadığınız sürece - ya da kulübü satmadığınız sürece kulübe para sokmanız yasak.
ne yapacağız?
borcun açılmasını ve iflasa giden - ki zaten bilanço olarak teknik iflastayız - yolda kulübümüzün gün be gün erimesini mi bekleyeceğiz?
geçmişte mecidiyeköy arazisinden çıkışımız ve seyrantepe'ye gelişimiz konusunda zarar ettiğimiz ve benzerini riva ve florya'yla dursun özbek'in yapacağı yönündeki eleştiriler bence haksızlık içeriyor.
şöyle ki;
- galatasaray mecidiyeköy'den çıkmadı - çıkarılmadı - çıkmak zorunda kaldı. şehir ve bölge planlama mecidiyeköy'de yapılacak bir stadın istanbul merkez trafiğini tamamiyle kilitleyeceğini, planı çizilen stat projelerinin mevcut araziye sığmayacağını, galatasaray'ın tütün fabrikası binasını da satın alması gerektiğini ve o arazinin eklenmesi gerektiğini, bu arazinin maliyetinin galatasaray'a 30 milyon dolar civarında ek maliyet çıkaracağını belirtti. - mevcut durumda tütün fabrikası arazisi satılık da değildi.
- galatasaray o dönem stat finansmanı için kredi sözleşmelerinden 60 milyon dolar gibi bir rakama anlaştı, ancak o rakam sonrasında stat maliyetinin altyapı problemleri sebebiyle 90 milyon doları bulabileceği söylenince proje baştan patladı. mehmet cansun işin içinden çıkamamıştı, özhan canaydın da çıkamadı. rahmetli takımı 2 sene olimpiyata gönderdi, yersiz yere stattan çıktık, ancak inşaat başlatamadan evimize döndük.
- galatasaray'a devletten mustafa sarıgül aracılığıyla "gelin sizi taşıyalım, istanbul'un yeni yerleşkesi olacak, büyüyecek seyrantepe arazisini, mevcut alanınızın 3 katına yakın arsayı size tahsis edelim. stadınızı biz yapalım, para harcamayın, stadı da tapulu üzerinize verelim, mecidiyeköy'den çıkın, istanbul trafiği de rahatlasın, o araziye bina yaptırmayacağız teklifi geldi,
- galatasaray'a toplam inşa maliyeti 120 milyon doları / arazi altyapısıyla birlikte - bulan, irtifa haklarıyla birlikte 200-250 milyon dolar civarında bir değerle ve stat tapusuyla türk telekom arena verildi. galatasaray'ın arazisi tabii ki çok daha değerliydi - rayiç bedeli 500 milyon dolar civarında olduğu söylenen bir arazi. ancak arazinin sadece üst kullanım hakkı 49 seneliğine galatasaray'daydı, bu haliyle zaten tapu sahibi değildik ve devlet, 49 sene sonra kontratı yenilemeyerek gsgm aracılığıyla stadı yıkıp galatasaray'ı evinden atabilecek yetkiye haizdi,
- galatasaray, stadı 2 sene gibi kısa bir sürede teslim aldı, vodafone arena sürecine bakılınca aslında hayli hızlı. bu kadar da uzamazdı, ancak talu mimarlık çok büyük bir ekonomik kriz yaşadı ve ihale taahhütünü yerine getiremeyince proje 6 ay gecikti, bu gecikme karşılığı galatasaray'ın yükümlülüklerinden bir miktar düşüldü,
- stadın devriyle ilgili galatasaray - o dönem yaşadığı sıkıntı nedeniyle, ihaleden pay karşılığı stadın çatısını sonra biz tamamlarız teklifiyle bir anlaşma yaptı. bu anlaşmaya göre stadın çatısına harcanacak meblağ galatasaray'a ödenecek, galatasaray stadın tamamlanması sonrasında çatıyı yapınca tapuyu alacaktı, o dönem o para sanıyorum acil borç ödemelerine harcandı, ihale payı olarak galatasaray'a muhasebe edildi. bedeli 10 milyon euro civarında idi. galatasaray halen o çatıyı yapmadı ve yükümlülüğünü yerine getirmediği için stada her maç gördüğümüz gsgm'ye aittir tabelası asıldı. anlaşma gereği çatı yapılırsa stadı devralıyoruz. tabi hükümet galatasaray'a yamuk yapmazsa.
şimdi;
aslında galatasaray'ın çevresinde bağ - bahçe olan ancak bar - otel olmayan seyrantepe'ye taşınma öyküsünü aslında bir tufa meselesi olarak görmek fazla acımasızca. eleştiri noktası şu olabilir, mecidiyeköy arazisi rant'a kapalı olacak ve bina yapılmayacaktı - göya - ancak akp hükümeti bu olayı da bir rant havuzuna çevirip arazinin üst kullanım hakkını feshederek torunlar'a araziyi imara açtı.
imara açılan arazide şuan 3-4 adet gökdelen var, inşasında 7 kişinin asansörden düşerek öldüğü gökdelenler hani.
bunda utanması gereken bir kurum - kişi varsa o da mevcut hükümet ve şehircilik bakanlığıdır. ancak onlarda o utanma olsa, öncelikle sultanahmet ve ayasofya'nın silüetini beceren o zeytinburnu kulelerini imara açmazlardı ki durum içler acısı.
yani özetle, seyrantepe projesi eleştirildiği kadar galatasaray'a kayıp vermiş bir uygulama değil. ulaşım sorunları - altyapı ve lokasyon konusu zamanla çözülebilecek, ancak lobimizi yeterince işin içine sokmadığımız için halen başımızı ağrıtan olaylar. yoksa o seneden sonra statta geçirdiğimiz süre boyunca bilet ve seyirci ortalaması göz önüne alınır - imaj olarak da kazandırdıkları hesap edilirse aslında kazançlı olduğumuz bile söylenebilir.
şöyle hesap edelim - ortalama 8-10 bin kişiye 50 lira biletle maç izlenen ali sami yen size maç başı maksimum ortalama 500.000 tl kazandıran bir gelir kapısıydı. tt arena, takım başarılıyken 25-30 bin ortalama ile ve minimum 60-80 lira bandında bir bilet parasıyla - yanında store'larla falan gelir sağlıyor ki bu da maç haftası yaklaşık 2 milyon tl olarak kulübe dönüyor. stadın yapıldığı günden bu yana 6 senelik dilimde bu paranın toplam galatasaray'a getirisi yaklaşık 90-180 milyon tl civarında.
yani stadı taşımamış olsaydık mecidiyeköy'de kalsaydık bugün 90-180 milyon tl minimum gelirden mahrum kaldığımız yetmeyecekti, üstüne bir de stat yapmak için 100-150 milyon kredi ödemesi yapacaktık.
ne anlatmaya çalışıyorum?
yanlış işler yapan ve sevilmeyen kişiler, galatasaray'ın bekası için yapılmaya çalışılan şeyleri gölgelememeli.
galatasaray yine bir darboğazda ve kurtulmak için çare arıyor. "riva'yı vermem, florya'yı vermem, ada'yı vermem, kalamış'ı vermem, küçükçekmece'yi vermem, futbolcumu satmam, başarıdan ödün vermem" dediğin zaman o borcun kapanma ihtimali yok ve her sene makas açılıyor.
başka önerilerle gelin...
2010'larda fenerbahçe taraftarının kulübüne sağladığı kadar kulübümüze mali açıdan yatırım ve destek sağlamadığımız ortada.
onların o zamanlar sağladığı mali desteği biz kulübümüze sağlamış olsak belki bu günlere gelmeyecektik.
ancak taraftar profilimiz belli, öyle çok parası olan adam galatasaraylı olmuyor zaten taraftar nezdinde.
daha halk takımı, daha düşük gelir profilli adamların takımı galatasaray, iş adamlarını saymazsak.
uefa ve fifa - kara para aklamanın engellenmesi için kulübe iş adamları tarafından doğrudan para sokulmasına da izin vermiyor artık. kulüp hissesi satmadığınız sürece - ya da kulübü satmadığınız sürece kulübe para sokmanız yasak.
ne yapacağız?
borcun açılmasını ve iflasa giden - ki zaten bilanço olarak teknik iflastayız - yolda kulübümüzün gün be gün erimesini mi bekleyeceğiz?