2866
bırakın riva'yı da florya'yı da satsın. galatasaray'ın başka çaresi ve tercihte bulunma ihtimali yok. çünkü bizim kulübün o kadar fazla falsosu var ki devletin dayadığı projeyi onaylamaktan başka bir şey yapamaz. her galatasaray yönetimi bu konuda ancak onay makamı olur. biz, 1.5 milyar borcu olan, her sene 60 milyondan fazla zarar eden halka açık bir şirketiz. yani iflas halindeyiz. isteseler bir kayyum atarlar ne var ne yok satarlar zaten. ne riva ne florya ne de ada kalır.
bir de şimdilerde, riva'ya tamam ama florya'yı sattırmayız, diyorlar. dedim ya yukarıda, bizim seçme şansımız yok. seneler evvel, sanırım adnan öztürk anlatmıştı, riva konusunda ciddi bir para ödeyerek imar izni almıştık ve bunun belli bir süresi vardı. yani inşaata başlanmazsa bu hakkı da kaybedecektik. biz de uyduruktan bir inşaata başlayacaktık. ali sami yen spor lisesi gibi bir şey planlanmıştı herhalde. şimdi sen, florya'yı satmam, dersen adam çıkıp, ben sana imar izni verdim kullanmadın şimdi de izin vermiyorum, diyemez mi? metronu açmazlarsa maça bile gidemiyosun. dedim ya o kadar açığımız var ki kulübe el koysalar konuşma hakkımız yok. stadın çatısını kapatabildik mi. mahkemeden çatının kapanması konusunda lehimize karar çıksa da isteseler salon yaptırmayıp localar ve stadın içi için harcanan 25 milyon daları isteyemezler mi?
gördüğüm kadarıyla başkan işleri olabildiği kadarıyla kulübün yararına yürütüyor. florya yerine 250 dönümlük futbol şubesinin ihtiyaçlarına karşılık verebilecek bir yer tahsis etmeye çalışıyor. florya'nın sadece 23 dönümü bize ait ve kendimiz yapacağız desek imar izni de vermezler.
çoğumuz 25-30 yaş civarında olan insanlarız ve en fazla 30-35 yıl daha heyecanımızı koruyacağız, maçlara gidip geleceğiz. ben bu süreyi araziyle, arsayla, otelle değil iyi takımlarla geçirmek istiyorum. hepsini sat başkan, kur iyi bir takım önümüze bakalım.
peşkeş meselesine gelince, bu işleri peşkeş ve nepotizme bulaşmadan yürütebilecek bir adam varsa söyleyin, anlından öpelim, helâl olsun, diyelim.
bir de şimdilerde, riva'ya tamam ama florya'yı sattırmayız, diyorlar. dedim ya yukarıda, bizim seçme şansımız yok. seneler evvel, sanırım adnan öztürk anlatmıştı, riva konusunda ciddi bir para ödeyerek imar izni almıştık ve bunun belli bir süresi vardı. yani inşaata başlanmazsa bu hakkı da kaybedecektik. biz de uyduruktan bir inşaata başlayacaktık. ali sami yen spor lisesi gibi bir şey planlanmıştı herhalde. şimdi sen, florya'yı satmam, dersen adam çıkıp, ben sana imar izni verdim kullanmadın şimdi de izin vermiyorum, diyemez mi? metronu açmazlarsa maça bile gidemiyosun. dedim ya o kadar açığımız var ki kulübe el koysalar konuşma hakkımız yok. stadın çatısını kapatabildik mi. mahkemeden çatının kapanması konusunda lehimize karar çıksa da isteseler salon yaptırmayıp localar ve stadın içi için harcanan 25 milyon daları isteyemezler mi?
gördüğüm kadarıyla başkan işleri olabildiği kadarıyla kulübün yararına yürütüyor. florya yerine 250 dönümlük futbol şubesinin ihtiyaçlarına karşılık verebilecek bir yer tahsis etmeye çalışıyor. florya'nın sadece 23 dönümü bize ait ve kendimiz yapacağız desek imar izni de vermezler.
çoğumuz 25-30 yaş civarında olan insanlarız ve en fazla 30-35 yıl daha heyecanımızı koruyacağız, maçlara gidip geleceğiz. ben bu süreyi araziyle, arsayla, otelle değil iyi takımlarla geçirmek istiyorum. hepsini sat başkan, kur iyi bir takım önümüze bakalım.
peşkeş meselesine gelince, bu işleri peşkeş ve nepotizme bulaşmadan yürütebilecek bir adam varsa söyleyin, anlından öpelim, helâl olsun, diyelim.