1563
futboldan anlamayanları dımdızlak ortada kalacak şekilde ayırt ettiren futbol adamı.
riekerink bey'i eleştirenlerin çoğu şenol güneş sempatizanı, benim onlara tavsiyem madem şenol hocalarına çok düşkünler bizim galatasaray'ı çapsızlıklarıyla düşürmeyip beşiktaş taraflarında saf tutsunlar.
yanlış anlaşılmasın bu arada, sözüm riekerink bey'i yapıcı ve durum değerlendirmesi halinde eleştirenlere değil, art niyetle düşmanca laf söyleyenlere.
evet bazen değişikliklerde sıkıntılı davranabiliyor hocamız veyahut sabri ısrarına anlam veremiyorum fakat çok net bir şey var ortada: gün geçtikçe daha iyi futbol oynuyoruz. daha ne olsun arkadaş! takım son 16 yılın en baskın en sistematik en güzel futbolunu oynuyor ( fatih terim'li bazı maçlar hariç) ama riekerink bey ptt antrenörü oluyor ha. yok öyle bi dünya arkadaşlar, kırk yılın başında nimet gibi bir adamı bulmuşuz da üç beş kendini bilmeze mi yedireceğiz. kusura bakmayın ağır konuşucam bu konu hakkında.
zamanında gerets'i harcayanlar, luce'yi harcayanlar, feldkamp'ı harcayanlar yine çıktılar meydana. hep aynı sosyal kesimden hep aynı düşünce yapısından çıkma insanlar bunları söyleyenler de. gerets'in, kalli'nin, luce'nin yaptıklarını ersun yanal, hikmet karaman, şenol güneş yapsa futbol ordinaryusu ya da tanrı ilan edilecekken ne tesadüftür ki yabancı damatlara aynı övgüler yapılmıyor. bunun tam tersi de geçerli, kimileri de sırf yabancı diye bomboş heriflere taptılar. prandelli bile sırf yabancı diye övüldü şu sözlükte, aynı şeyleri yerli biri yapsa bazı kişiler çarmıha gerilmesini talep ederdi teknik direktörün. türk milleti git gide pasaport belası üzerine evrimleşiyor ve de kutuplaşıyor ne yazık ki.
tam galatasaray bir sistem takımı olacak, istikrar yakalayacakken hoop birileri çıkıp hocamızı indiriyor. siz kimsiniz ya? amacınız ne? galatasaraylıysanız nedendir bu nefret ve art niyet?
eğer günün birinde bir türk takımı avrupai bir sisteme geçip istikrar yakalayacaksa bu elbette galatasaray olacaktır. basının, halkın korkusu budur tam olarak. riekerink'te o ışığı görmeseler eleştirmeye tenezzül dahi etmezler ama korku böyle bir şey işte, napıcaklarını şaşırdılar oraya buraya saldırıyorlar. medya, galatasaray'ın tek başına alıp gitmesinden, türk futbolundaki makası açmasından korkuyorlar.
gün geçtikçe gelişen futbolumuzun mimarı, özlediğimiz galatasaray'ı bizlere izleten adamdır riekerink. hatalar ve eksikler elbette olacaktır ama şuan bir sistem oturdu, henüz 6 hafta geçmesine rağmen biliyoruz ki galatasaray'ın bir sistemi var.
şampiyon olursun veya olamazsın, benim gönlümde bir şey değişmeyecek. ilk karabük maçında çok ağır eleştirmiştim hocamızı. 2 final kazanmasına rağmen eleştirmiştim çünkü takım sadece savunma yapıyordu, bilek güreşi gibi düşünürsek sadece rakibinin ataklarına odaklanıyor, bileğimiz bükülmüyor ama kendimiz de rakibin bileğini bükemiyorduk. karabük maçında da durum değişmeyince acaba demiştim kendi içimden. sonraki maçlarda gördük ki durum korktuğumuz gibi değilmiş. aslanlar gibi savaşan, önde basan, rakibi boğan bir galatasaray izledik karabük maçından sonra. süper kupa finalinde sürekli kapanmak durumunda kaldığımız beşiktaş'ı o maçtan bir- bir buçuk ay sonra kendi sahasındaki ilk derbi maçında rezil rüsva ettik, kendi sahalarında deyim yerindeyse bozguna uğrattık.
ve bunu doldur boşaltla ya da harra hurra gazla değil belli bir sistem dahilinde ve de pasa dayalı oyunla yaptık.
pas oyununun en büyük zaafı rakibi boğamamak ve rakibin dengesini kolay kolay bozamamaktır. dünyada hem pas futbolu oynayıp hem rakibin dengesini bozacak kadar hücumcu olan takım neredeyse yok. eskiden barcelona bunu çok iyi yapardı hatta şampiyonlar liginde rakipsiz görülüyorlardı bu futbolları nedeniyle kaldı ki artık barca bile bu bahsettiğim oyunu oynayamıyor. özellikle avrupa maçlarında, elit kategoride yetersiz kalıyorlar rakibin dengesini bozmak konusunda.
riekerink bey ise hem pas futbolu oynatıyor hem de rakibi boğan, hücumda kalabilen, rakibin dengesini bozan oyunu sergiletiyor takımımıza. daha ne olacaktı merak ediyorum.
riekerink bey'e ve onun aslanlarına inancım tam.
sen şampiyon olacaksın!
seni sevmeyen ölsün, ölsün!
riekerink bey'i eleştirenlerin çoğu şenol güneş sempatizanı, benim onlara tavsiyem madem şenol hocalarına çok düşkünler bizim galatasaray'ı çapsızlıklarıyla düşürmeyip beşiktaş taraflarında saf tutsunlar.
yanlış anlaşılmasın bu arada, sözüm riekerink bey'i yapıcı ve durum değerlendirmesi halinde eleştirenlere değil, art niyetle düşmanca laf söyleyenlere.
evet bazen değişikliklerde sıkıntılı davranabiliyor hocamız veyahut sabri ısrarına anlam veremiyorum fakat çok net bir şey var ortada: gün geçtikçe daha iyi futbol oynuyoruz. daha ne olsun arkadaş! takım son 16 yılın en baskın en sistematik en güzel futbolunu oynuyor ( fatih terim'li bazı maçlar hariç) ama riekerink bey ptt antrenörü oluyor ha. yok öyle bi dünya arkadaşlar, kırk yılın başında nimet gibi bir adamı bulmuşuz da üç beş kendini bilmeze mi yedireceğiz. kusura bakmayın ağır konuşucam bu konu hakkında.
zamanında gerets'i harcayanlar, luce'yi harcayanlar, feldkamp'ı harcayanlar yine çıktılar meydana. hep aynı sosyal kesimden hep aynı düşünce yapısından çıkma insanlar bunları söyleyenler de. gerets'in, kalli'nin, luce'nin yaptıklarını ersun yanal, hikmet karaman, şenol güneş yapsa futbol ordinaryusu ya da tanrı ilan edilecekken ne tesadüftür ki yabancı damatlara aynı övgüler yapılmıyor. bunun tam tersi de geçerli, kimileri de sırf yabancı diye bomboş heriflere taptılar. prandelli bile sırf yabancı diye övüldü şu sözlükte, aynı şeyleri yerli biri yapsa bazı kişiler çarmıha gerilmesini talep ederdi teknik direktörün. türk milleti git gide pasaport belası üzerine evrimleşiyor ve de kutuplaşıyor ne yazık ki.
tam galatasaray bir sistem takımı olacak, istikrar yakalayacakken hoop birileri çıkıp hocamızı indiriyor. siz kimsiniz ya? amacınız ne? galatasaraylıysanız nedendir bu nefret ve art niyet?
eğer günün birinde bir türk takımı avrupai bir sisteme geçip istikrar yakalayacaksa bu elbette galatasaray olacaktır. basının, halkın korkusu budur tam olarak. riekerink'te o ışığı görmeseler eleştirmeye tenezzül dahi etmezler ama korku böyle bir şey işte, napıcaklarını şaşırdılar oraya buraya saldırıyorlar. medya, galatasaray'ın tek başına alıp gitmesinden, türk futbolundaki makası açmasından korkuyorlar.
gün geçtikçe gelişen futbolumuzun mimarı, özlediğimiz galatasaray'ı bizlere izleten adamdır riekerink. hatalar ve eksikler elbette olacaktır ama şuan bir sistem oturdu, henüz 6 hafta geçmesine rağmen biliyoruz ki galatasaray'ın bir sistemi var.
şampiyon olursun veya olamazsın, benim gönlümde bir şey değişmeyecek. ilk karabük maçında çok ağır eleştirmiştim hocamızı. 2 final kazanmasına rağmen eleştirmiştim çünkü takım sadece savunma yapıyordu, bilek güreşi gibi düşünürsek sadece rakibinin ataklarına odaklanıyor, bileğimiz bükülmüyor ama kendimiz de rakibin bileğini bükemiyorduk. karabük maçında da durum değişmeyince acaba demiştim kendi içimden. sonraki maçlarda gördük ki durum korktuğumuz gibi değilmiş. aslanlar gibi savaşan, önde basan, rakibi boğan bir galatasaray izledik karabük maçından sonra. süper kupa finalinde sürekli kapanmak durumunda kaldığımız beşiktaş'ı o maçtan bir- bir buçuk ay sonra kendi sahasındaki ilk derbi maçında rezil rüsva ettik, kendi sahalarında deyim yerindeyse bozguna uğrattık.
ve bunu doldur boşaltla ya da harra hurra gazla değil belli bir sistem dahilinde ve de pasa dayalı oyunla yaptık.
pas oyununun en büyük zaafı rakibi boğamamak ve rakibin dengesini kolay kolay bozamamaktır. dünyada hem pas futbolu oynayıp hem rakibin dengesini bozacak kadar hücumcu olan takım neredeyse yok. eskiden barcelona bunu çok iyi yapardı hatta şampiyonlar liginde rakipsiz görülüyorlardı bu futbolları nedeniyle kaldı ki artık barca bile bu bahsettiğim oyunu oynayamıyor. özellikle avrupa maçlarında, elit kategoride yetersiz kalıyorlar rakibin dengesini bozmak konusunda.
riekerink bey ise hem pas futbolu oynatıyor hem de rakibi boğan, hücumda kalabilen, rakibin dengesini bozan oyunu sergiletiyor takımımıza. daha ne olacaktı merak ediyorum.
riekerink bey'e ve onun aslanlarına inancım tam.
sen şampiyon olacaksın!
seni sevmeyen ölsün, ölsün!