168
gördüğüm kadarıyla sağduyulu galatasaray'lıların yenilmemiz nedeniyle iyi oldu dediği maçtır. ben de iyi olduğunu düşünenlerdenim. havalara uçmuştum lig başladığından beri, bir taraftar olarak kendimi de takımda görüyordum. görüyordum ama bir türlü bunun bir tehlike oluşturduğunu kabul etmek istemiyordum, çünkü işime gelmiyordu. takımdaki oyuncuların da işine gelmiyordu bir de en kötü ihtimali düşünmek. şimdi düşünmek istemediğimizle yüzleştik, yere vurduk. burdan yuvarlanacağımızı sanmıyorum, yukarı doğru sekeceğiz diye düşünüyorum. çünkü işin içinde top var, topun içinde de hava var. her yere vuruşta hava sıkışır ve yukarı doğru zıplar. şimdi ellerini ovuşturanları siktir edelim, ne yapabiliriz ona bakalım. mesela savunmamız. resmen sos veriyor. orta sahayı hızlı geçtiğimizde kaptırılan her top savunmayı sıkıntıya sokuyor. savunma aldığı topları da mehmet topal, hakan balta, servet gibi oyuncularla ileri doğru şişiriyor. yav kardeşim ben bülent korkmaz'ı da ümit özat'ı da çok severim ama bu adamların top şişirmesinden dolayı bunlara gıcık olmuştum. gerçi ümit bizden değil ama yine sevmiyordum adamı bu huyu yüzünden. şimdi bu iş nerden çıktı? neden yerden ayağa toplarla ileri çıkmıyoruz? arda çok bencil oynamaya başladı, baroş çok gol kaçırıyor, nonda bir maçta 3 gol attı diye prens oldu bir anda. geçelim bu işleri. koşmayan, mücadele etmeyen, rakibinin üzerine kontrollü gitmeyen, bencil oynayan ve yardımlaşmayan, pas yapmayı bırakıp çalım yapan bir takım bizi her zaman sıkıntıya sokar. dilerim bu maç bir ders maçı olmuştur. ankaragücü iyi top oynadı diyenlerin de futbol bilgisine çakayım. biz kötü oynadık, o kadar. normalde bu takımı biz kevgire çeviririz. kötü oyunumuza rağmen maç dengede gidiyordu, bir üstünlükler, falan yoktu.