• 151
    tamamen konsantrasyon eksikliğiyle alınan bir mağlubiyet oldu. uğur dışında maça motive olmuş birini göremedim. mevzu yenilmemiz değil. elbet bir gün yenilgiyle tanışacaktık. benim anlamadığım mevzu, futbolcularımızın nasıl bu kadar isteksiz, özensiz hale gelmesi. 130 milyon euro'luk takımımız var, avrupanın en iyi teknik ekiplerinden biri saha kenarında ama oyuna baktığımızda, takım hala 10 pas üst üste yapamıyor. dikine uzun paslar yapıyoruz daha doğrusu onu bile yapamıyoruz. hayır yani şahane kadro var, bu takım üst üste nasıl 10 pas yapamaz? niye top şişirmeye ihtiyaç duyuyoruz. tek merak ettiğim bu. yoksa yenilmişiz, madara olmuşuz umrumda değil. nonda'ya çalınmayan penaltıya sığınmak istemiyorum.
  • 153
    maçı izleyemedim, radyodan dinledim sadece, o da ilk golü yiyene kadar. sonra kapattım ve gittim içeri, 1-1 olmuştur diye ümit edip geldiğimde 3 golü duyunca neye uğradığımı şaşırdım. düşünüyorum, ne kadar kötü oynamış olabiliriz ki? ancak ve ancak disiplinsizlik olabilir belki. beşiktaş maçından beri içimi kemiren bir korku var o da futbolcuların ortak amaçtan sapıp bireysel olarak kendi kendilerine takılmaları. baros ve elano konusunda özellikle çok korkuyorum, küsmeye yatkın oyuncular çünkü, umarım düşündüğüm gibi değildir. şimdi milli maç arası verilecek ve de bizim takımımızda bir sürü oyuncu dili dışarda top oynayacak bu arada, diğer takımlar bu arayı lig için değerlendirirken. sonra ise içerde trabzon, kadıköy'de fenerbahçe maçları. kötü bir döneme girmiş olma olasılığımız yüksek, sakin olmamız lazım. hem takım olarak, hem de taraftar olarak sakin olmayınca ne kötü sonuçlar doğduğunu geçen sene gördük. söylediklerimizi unutmamamız lazım bu sebeple, şampiyon olmasak da olur, yeter ki iyi temeller atalım bu sene, şampiyonluk gelirse extra seviniriz. inanıyorum ki hepsi geçecek, şu an 10. hafta puanlarca fark atarak önümüze geçme sevdasında olan fenerbahçe'nin de saçma sapan puan kayıpları olacak, henüz aylar var sezon sonuna. hatta fenerbahçe avrupa'da devam edemezse, ligi domine de edebilir bu sene. inanın zerre umrumda değil, avrupa'da ilerilere gidelim, ligi 2. bitirerek cl'ye gitmemiz bize yetecektir, ki bu kadro her şekilde bu ligi ilk iki sırada bitirir.
  • 154
    biraz gecen seneki kocaeli macina benzedi bu mac. o macta da galatasaray oyunun genelinde kontrolu elinde tutsa da oyunun kirilma noktalarinda sans hep kendi aleyhine islemis (servet'in sakatlanip takimin son 10 dakika 10 kisi oynamasi, baros'un penaltiyi kacirmasi vs.) ve galatasaray mental olarak coktugu icin goller ard arda gelmisti. tabii bir de hakemin tarafli yonetimi var. her ne kadar 3-0 yenildigimiz bir mactan sonra bunu konusmak komik olsa da bence nonda'nin pozisyonu penaltiydi. ama sonucta macin gidisatini etkileyecekti ve oyunun kirilma noktalarindan biri oldu o pozisyon. yine de takimdaki eksiklikleri gorebilmek icin hic hakemden bahsetmemek ve sadece takima bakmak lazim. ilk yarida ugur'un, ikinci yarida baros ve nonda'nin kacirdigi pozisyonlar sanssizlik olarak gorulebilir ama o kadar net pozisyonlari kacirirsan pek ala yenilirsin. sikayet etmeye hakkin yok. dahasi macin baslarinda pozisyonlar kactigi zaman sure ilerledikce takim telasa kapiliyor. oyle olunca da oyun butunlugu bozuluyor. mesela servet kendi gorevini birakip hucuma cikiyor, kurtarici olmaya calisiyor. mesela arda da bir pozisyonda pas vermek yerine sut cekmeyi tercih etti. arda demisken, bugun kotuydu. arada kotu maclar oynadigi oluyor ama bugun cok bencildi. beni dusunduren asil o.
    elimizdeki kadro bireysel olarak degerlendigimizde ligin en iyisi. ve takviye yapilmasina da bence gerek yok. sadece oyuncularin basit oynamasi, gereksiz calim atmamasi ve sahsi olmadan takim icin oynamasi saglanmali. o da teknik heyetin gorevi tabii ki. ayrica geriye dustugumuzde sakin olup oyun butunlugunun bozulmamasi da saglanmali. bir de bazi oyuncularin formlari o kadar kotu ki taninmayacak durumdalar: servet, mehmet topal gibi.
    tabii daha 27 hafta var. her ne kadar fb kazanirsa 4 puan onumuze gececek olsa da sonucta biz 9 puan fark attiklari zaman bile sampiyon olmustuk. o yuzden ben yine de umutlu olacagim.
  • 155
    hıncal uluç'u haklı çıkaran maç. adamın yazısının üzerinden 1 gün geçmeden tokadı yedik. gerçekçi olup sene başından beri kazandığımız maçlara bakın, çoğu bireysel hatalardan gelen goller. kayserispor maçında souluyemanou, bjk maçında rüştünün ikramı, panathinaikos ve eskişehir maçlarında defansın hediyesi gollerle galip geldik. kim ne derse desin rijkaard da insan ve hata yapabilir. en başta forma dağıtırken adaletli olacaksın. yanlış anlaşılmasın barosu çok beğenen birisiyim ama haftalardır sıçıp sıvayan baros'un yerine neden nonda ilk 11 başlamıyor. çocuk avutur gibi bir eskişehir maçında 11'e koy sonra yine kulübeye gönder, bugün kaçırdğı gollere gelince bence hocaya inancını yitirdi ve motivasyonunu kaybetti. barosu kesmek istemiyorsan gerekirse risk al çift forvet oyna. geretsle şampiyon olduğumuz sene hakan şükür, necati, ümit karan ve ve hasan kabzenin dördününü de sahada olduğu maçları bilirim. keza aydın yılmaz denen arkadaş 4 yıldır bir arpa boyu ilerleyemedi. galatasaray takımının sağ açığı değildir. hakan balta desen alternatifsizlikten olsa gerek inanılmaz bir düşüş yaşıyor. devre arasında gökhan zan ve emre güngörü yollayıp, kesinlikle bir stoper almamız gerekiyor. rijkaardın türk futbolu için bir şans olduğunu bilen birisiyim ve tabiki sonuna kadar güveniyorum. ama kendi adıma öncelikle adaletli olmasını ve çift forvetli sisteme dönmesini istiyorum evet çift forvet.
  • 156
    "şaka mı la bu?" denilesi maçtır. şansdı, çöpdü, hakem hatası vs. yoktur. hak ederek ankaragücü'nün 3-0 aldığı maçtır. mağlubiyetin sebebine bakılırsa; hazırlık maçı rahatlığında oynanan futbol, hücum organizasyonlarının başa buyrukluğu, servet ve canerdir....

    şöyle ki; aydın*, elano, arda, baros* gibi çok kuvvetli 4 ofansif oyuncu dururken her duran topun, her yapılan ortanın bir defans oyuncusu olan servet'e gönderilmesinin mantığını biri bana anlatsın? ulan bir insanda kalıp, boy olunca herşey bitiyor mu yani? defans oyuncususun lan sen! baros'un önünde ne işin var?

    caner ise boş yere yorulmuştur. bu adam kasımpaşa maçında da kötü idi. hem bir kere yeri sol bek değil. caner ofansif orta sahadır. lakin sık sık çıkarak da bunu belli etti zaten... yediğimiz gollerin ilkinde golcü servet'in(!) bölgesini kapamaya çalışan caner'in hatası sonucu, ikinci gol ise yine arkada kalan servet'in hatası sonucu yenmiştir. bu dakikadan sonra tv'yi kapattım 3. golü nasıl yedik görmedim. çok da umrumda değil açıkçası.

    bu arada arda'nın sol kanatta oynayamadığı da kabak gibi görüldüğü maçtır. elano ise yedek başlamalıdır.

    özetle bundan sonra; servet defansa çivilenip, arda sağ kanada alınıp sol kanatta kewell ile başlanırsa daha organize bir takım görebiliriz.

    bu arada sakatlıkların olduğuda göz önüne alındığında bir defans oyuncusu almak farz olmuştur....
  • 157
    beni cok mutlu eden maglubiyettir. niye mi? bu maci hasbelkader kazanmis olsak hayallerde gezinmeye devam edecektik. futbolcular da biz de. iyi ki 1-0 yenilmedik diyorum. 3-0 gibi net bir maglubiyet aldik ve umarim bu maglubiyet bizim aklimizi biraz basimiza getirir. hic bir macin oynanmadan kazanilamayacagini gormemizi saglar. ve oynamazsak kimsenin bizi affetmeyecegini goruruz.

    evet maglubiyet uzucu ama beni sevindiren tek yani ilerde gelecek maglubiyetlerden kurtulmamizi saglayacak olmasi. fenerbahce de bizimle ayni durumda ama onlarin da bu hali cok fazla surmeyecek. onlar da cok puanlar kaybedecekler. umarim artik gercek galatasaray gibi oynamaya baslariz, galibiyetlerimize geri doneriz. rijkaard'la galibiyetlere alistik. galibiyetler de rijkaard'la devam edecek. bundan en ufak bir suphem yok.
  • 158
    galatasaray taraftarına bilet verilmemesi ve içeri alınmaması nedeniyle şerefsizce başlayan, bir de ibne hakem faktörü eklenince hiç çekilmeyen maç oldu. bir an şampiyon olmayı garantiledik gibi hissettim kendimi. bu kadar mı isteksiz olur, koşmaz bu oyuncular. puan alsakta almasakta farketmeyecekmiş gibi oynanan bir maç oldu. ankaragücünün kazanacağı başından beri belliydi. ancak 5 dakikada 3 tane atıp 3-0 kazanacağı zor tahmin edilirdi. 80. dakikaya kadar leo franco maçtaki en iyi oyuncuydu. o da pes etti. aydın mücadele etti. rijkard a söylemek istediğim şey ise nolur kewell, nonda gibi zor durumda maçı kurtaracak oyuncuları 50. dakikadan önce oyuna sok. yoksa bir işe yaramazlar. 3-0 değilde 0-3 olması gereken maçtı. olmadı. rezalet oynadık. birazda şanssızdık. ilk yarıda yada ikinci yarı başında bir tane atsaydık daha farklı olurdu.
  • 160
    hiç üzülmediğim maçtır.tam tersine böyle bir hezimete ihtiyacımız vardı. benim bu maçtan anladığım demek ki takımı ayakta tutan keita'ymış. o yoksa gol de yok! ligin başından terör estirdiğimiz yalanına siz inanmaya devam edin. bu zamana kadar kötü futbolla maç kazandık. oynatmadık ama oynamadık da. nasıl göremiyoruz bunu? yanımızda olan şansdı. song gittiğinden beri stoper eksiğimiz var tamam ama forvet ve orta saha nerede???
  • 161
    çok üzüntülüyüm; ankaragücünün ilk golünden önce direğe çarpan pozisyondan başka pozisyonunun olmadığı için. çok üzüntülüyüm; çok bencilce oynadığımız için. çok üzüntülüyüm; girdiğimiz pozisyonları inanılmaz şekilde harcadığımız için. çok üzüntülüyüm; 5 dakika içinde 3 gol yiyerek ve rekor kırarak yenildiğimiz için. yazık oluyor. çok yazık. allahtan tek dileğim; ilerde bu puanları aramamamız...
  • 162
    rakipler artık çözmeye başladılar bazı sabitleşen taktiklerimizi. ilk 5 hafta leblebi gibi duran gol topu atarken, son 2-3 maçtır bütün ortalarımıza rakiplerimiz kafayı vuruyor. sağ el kaldırıldığında nereye atılacağını artık rakip defans deşifre etti ama biz neden şifreyi değiştirmedik 3 maçtır, ben onu anlayamıyorum.

    ilk 45 dakikada yoğun prese maruz kalıp, rakip kendi sahasına gömüldüğünde kilitleniyoruz. malesef bu kadar basit işte. kasımpaşa, eskişehirspor, sturm graz ve ankaragücü maçlarının ilk devreleri birbirlerinin tıpatıp aynısı. birinde atmışız, birinde yemişiz bişey değişmiyor.

    arda formsuz... olabilir,
    keita yoktu...olabilir,
    stoper ikilimiz tutmadı...olabilir,
    nonda bu sefer kurtaramadı...olabilir.

    şampiyonluğu tepsiyle önümüze sunacak değillerdi elbet. rijkaard'ın bu maçtan sonra çizmelerini giymesi ve biraz kırıp dökmesi gerekiyor. çünkü bu sıkıntılarla dolu takımın, son düdük çalana kadar işine odaklanmaktan başka çaresi yok. çevirdiğimiz maçlarda gösterilen direnç ve kararlılık sekteye uğradığında devreye girecek balımız yok bizim.

    uyarı olarak alabilecekse bu maçı bu işle görevli olan herkes, ne ala. canları sağolsun.
    yok, galacticos olduk biz diye takılacaksak, o zaman devre arasında büyük operasyon başlıklarını görmeye başlarız. sakin olalım, işimize bakalım, kafamızı verelim. hallederiz herşeyi.
    ama kafasını veremeyecek olanlar var gibime geliyor, bu maçta canımı esas bu sıktı. yoksa nedir mağlubiyet, 3-4 tane yaşayacaktık zaten.
  • 164
    skorerde üst oynamıştım maça ama böyle değil galatasaray'im böyle değil. ah baros şu gol kaçırma hastalığını bir bıraksan. vuruşlardaki ustalığına tav olduğum nonda 2 müsait pozisyonu bu kadar rahat harcamasaydın. uğur o topu kalenin boş tarafına bırakmayı akıl edebilseydin. ah ulan ah maçtan önce defaatle vurguladığım bu şanssızlık belası yine esir aldı bizi. bu arada mustafa sarp'ı ısrarla yetersiz buluyorum. mehmet topal'ın geldiği sezonki kütüklüğünden biraz daha yeteneksiz bence. ayrıca gol bölgelerine gidiyor diye ofansta başarılı olmaz bir adam birileri öyle saçmalıyordu geçen. neyse olur öyle sağlık olsun.

    edit: #202434 maçtan önceki tanımımda 10 pozisyon yakalar 1'ini atarız diye ummuşum meğer ne kadar iyi niyetliymişim. ne lan bu adaletsiz skorlar böyle.
  • 165
    yenildiğimiz için kimse çıkıp,

    "olsun biz çok iyi takımız, iyi oldu, kendimizi bulup yine ezer geçeriz ortalığı" demesin
    veya
    "kötü oynuyoruz, şu bencil, bu formsuz, o kazma.. takımın şurası aksıyor, burası tekliyor" da demesin.

    hiç bir zaman gerçek kalitemizle oynamadık çünkü. dandik takımları(!), öyle böyle yendiğimiz zaman taşşak geçtik milletle "hala ciddi rakiple oynamadık mı" diye. her maçtan önce 3 atarız, 5 atarız dedik. "zor maç, yenilebiliriz ama inşallah yeneriz ya" mantığında olmadık hiçbir zaman. bu maçtan önce yine "3 atarız" diyen birine uyuz olup iddiaya girdim, yenilicez diye. inşallah yeneriz de iddiayı kaybederim, boğazda yemek feda olsun diyodum kendi kendime ama noldu? 3 yedik. bu maçtan sonra tek dileğim, kendini bulutların üstünde zanneden insanların yere inmesi ve hepimizin ayaklarının yere basması.

    edit : bu maçtan sonra herkes hemfikir sanırım, ayaklarımız yere bassın diye düşünüyoruz. ama üst üste 3-5 galibiyet alınca yine havalarda gezinmeyelim. bir anda göklere çıkarmayalım takımızı. tribünleri doldurup, herşeyi unutup takımımızı desteklemeye devam edelim... biz galatasaray taraftarıyız; inşallah sezon sonu şampiyon olunca ve inşallah uefa kupasında en yukarılara çıkınca avuçlarımız kızarana kadar alkışlayıp, sesimiz kısılana kadar bağırırız. bunlar olmazsa da "helal olsun size" diyerek yine ayakta alkışlarız takımımızı.
  • 168
    gördüğüm kadarıyla sağduyulu galatasaray'lıların yenilmemiz nedeniyle iyi oldu dediği maçtır. ben de iyi olduğunu düşünenlerdenim. havalara uçmuştum lig başladığından beri, bir taraftar olarak kendimi de takımda görüyordum. görüyordum ama bir türlü bunun bir tehlike oluşturduğunu kabul etmek istemiyordum, çünkü işime gelmiyordu. takımdaki oyuncuların da işine gelmiyordu bir de en kötü ihtimali düşünmek. şimdi düşünmek istemediğimizle yüzleştik, yere vurduk. burdan yuvarlanacağımızı sanmıyorum, yukarı doğru sekeceğiz diye düşünüyorum. çünkü işin içinde top var, topun içinde de hava var. her yere vuruşta hava sıkışır ve yukarı doğru zıplar. şimdi ellerini ovuşturanları siktir edelim, ne yapabiliriz ona bakalım. mesela savunmamız. resmen sos veriyor. orta sahayı hızlı geçtiğimizde kaptırılan her top savunmayı sıkıntıya sokuyor. savunma aldığı topları da mehmet topal, hakan balta, servet gibi oyuncularla ileri doğru şişiriyor. yav kardeşim ben bülent korkmaz'ı da ümit özat'ı da çok severim ama bu adamların top şişirmesinden dolayı bunlara gıcık olmuştum. gerçi ümit bizden değil ama yine sevmiyordum adamı bu huyu yüzünden. şimdi bu iş nerden çıktı? neden yerden ayağa toplarla ileri çıkmıyoruz? arda çok bencil oynamaya başladı, baroş çok gol kaçırıyor, nonda bir maçta 3 gol attı diye prens oldu bir anda. geçelim bu işleri. koşmayan, mücadele etmeyen, rakibinin üzerine kontrollü gitmeyen, bencil oynayan ve yardımlaşmayan, pas yapmayı bırakıp çalım yapan bir takım bizi her zaman sıkıntıya sokar. dilerim bu maç bir ders maçı olmuştur. ankaragücü iyi top oynadı diyenlerin de futbol bilgisine çakayım. biz kötü oynadık, o kadar. normalde bu takımı biz kevgire çeviririz. kötü oyunumuza rağmen maç dengede gidiyordu, bir üstünlükler, falan yoktu.
  • 169
    takımımdan yakışmaz şekilde ruhsuz oynadıkları için utandığım maçtır. maç 1-0 olmuş , doğru düzgün pas atan , koşu yapan oyuncu yok. bu durumda kimse hocaya falan laf edemez. daha 2. golün tekrarını izlerken 3 geldi. bir baktım golün tekrarına , sanırım mehmet topal inanılmaz bir ciddiyetsizlikle topu resmen rakibe veriyor. bu durumda bu takımın kalitesinin ya da kapasitesinin değil , ciddiyetinin tartışılması gerekir. ha basın ve hakemler yüzünden olumsuz etkiler olmadı mı? oldu. ama bu bir bahane değil. baros o golü düzgün bir vuruş yapıp gol yapaiblse , olmadı nonda o 2 pozisyondan birisini gol yapabilse galatasaray bugün ya galip gelir ya da berabere kalırdı. peki iyi mi olurdu ? hayır. çünkü ben takımımı bu sene iyi futbol oynayarak kazandığı için seviyordum , sadece kazandığı için değil.

    şimdi sadece kazananların hayal dünyalarından nasıl yavaş yavaş uzaklaştıklarını biz biz olarak izlemeliyiz. ve panik yok , şampiyon galatasaray.
  • 170
    (bkz: #200679)

    yukarıda bkz verilen entrydeki bütün kötü maddeleri devam ettirip, olumlu niyetlerimizi gerçekleştiremeyince mağlubiyet kaçınılmaz oldu. bu maçta kimse üzerindeki formanın hakını veremedi. servet top sürme çalışmalarına devam etti. hayır servet kanattan top sürmeye çalışıyorsun. diyelim ki hepsini geçtin sonra ne olacak? orta mı açacaksın? ayhan her kaptığı topu rakibe atma başarısını gösterdi. mustafa ona nazaran daha iyiydi ama o da eski temposundan uzaktı. aydın uğur'la iyi anlaştı ancak tekmelere hedef oldu. hakem de yaptırım uygulamayınca sakatlandı. arda'nın yürüyecek hali yoktu. savunma komple döküldü. çok kolay çalım yediler ve arkaya çok adam kaçırdılar. netice itibariyle kasımpaşa maçından beri bağıra bağıra gelen tehlike bu maçta sağlam bir tokat olarak yüzümüze çarptı.

    bir de şunu söylemek istiyorum. bu sene gaziantep deplasmanı haricinde hiç altın değerinde 3 puan alamadık. fenerbahçe ise bursa deplasmanı, antalya deplasmanı ve manisa maçlarında tabiri caizse altın değerinde 9 puan aldı. bu şekilde şampiyon olmak çok zor olacak. bu kaderi döndürmemiz lazım. bir yanda biz son 7 dakikada 3 gol yiyoruz, diğer yanda rakibimiz son dakikalarda puanları topluyor.
  • 175
    maçta oynanan kötü futbol ve bu kadar kısa zamanda yediğimiz 3 gol hakkında hiçbir yorumda bulunamayacağım maçtır, zira daha yenilginin şokunu yaşarken bir anda kadın/çoluk/çocuk dinlemeden ankaragücülü taraftarlar tarafından üzerimize yağan taşlar ve koltukların şokuyla karşılaştığımız maç olmuştur. eğer haldun üstünel ve adnan sezgin sahanın kapısını açtırtmasa ordan hiç çıkamayacaktık belki de.

    (bkz: helal olsun)
App Store'dan indirin Google Play'den alın